Bazen elimizden gelenin en iyisini yaptığımızı düşünürüz. Kafamızdaki algoritmayı bir bir işleriz ilişkilerimize. Sonra bir bakarız ki hiçbir şey hesaplandığı gibi olmamış. Neyin nasıl olduğunu bilemeden sürece kapılırız. Hayat bu ya, olaylar değişir, suretler değişir, hissedilen aynı kalır. Kalben bildiğimiz gerçeklere rağmen tekrar tekrar deneriz. Hâlbuki bilmeyiz ki gitmemek için ısrar ettiğimiz her yer bizde sadece öfke enerjisi oluşturacaktır. “Bir zamanlar ne güzeldi her şey” diye rüyalara dalarak süreci kendimizce götürürüz. İşin aslının öyle olmadığı çok geçmeden çıkar ortaya. Çünkü sıkı sıkıya tutunduğumuz gerçekler sürdürülebilir değildir. Sürecin sonunda yorgun bir benle baş başa kalırız. Zaman geçer, yara kabuk bağlar, sonra tekrar aynı şeyler yaşanır. İnsan en çok da yaşamaktan korktuğu şeyle sınanır.
Bu aralar gökyüzü, enerji olarak tam da “Ben buna mı sırtımı yaslamışım?” demelik. Görmek istemediğimiz her gerçeği yüzümüze vura vura gösteriyor hayat. Kolay olmayan bir süreç, kabul, ama bilmek lazım ki ikna edilmişlerle yola çıkılmaz. Sonucun bizleri üzeceğini bile bile yaptığı her şeye rağmen ondan merhamet beklemek ne kadar gerçekçi? “Seni bilerek kıran sana neden şefkat göstersin?” cümlesi yankılanabilir önümüzdeki günlerde kulaklarınızda. Zaman, şimdi ezbere bildiğimizi sandığımız kişilerin karanlık noktalarını da keşfetme zamanı.
O hep mi böyleydi yoksa biz mi hiç göremedik? Daha bunun ayrımını yapamadan günler geçip gidecek. Bu sürecin tek ipucu niteliği taşıyan kısmı ise kendimizi seçmek olmalı. Bazen ısrarla tuttukların acıtır elini.
Varsın ikna olmasın...
Varsın gerçeği anlatmasın...
Varsın yüzleşmemiş ol...
Varsın acıyan yerine merhem o olmamış olsun...
Bazen hikâyeler yarım kalmaz, tam da orada biter. Kafanızdaki kapıyı çekince geriye sadece harekete geçmek kalır. Başka bir hayatın da var olduğunu görebilmek için, gülerek sağlıkla yaşayabilmek için, hak ettiğiniz değeri görebilmek, hissedebilmek için... Mücadele olmadan da ilişki yaşanabileceğini keşfetmek için...
Kolay olmayacak, biliyorum. Bununla beraber aklınızda hep “Belki değişirdi” düşüncesi kalacak, bunun da farkındayım. Fakat siz de fark edin, yaptığı hatalar ve değersizleştirmeler o kadar çok ki size baktıkça sadece kusurlarınızı görüyor. Tıpkı yanlış yazılan, karalanan bir kâğıt gibi... Bu yüzden öfkeli bir enerjisi var, hatta kendinin mağdur olduğunu düşünüyor. Bu yüzden durgun ve bıkkın. Zaman, tam da sebebi olduğu konuların mağduru gibi davrananlardan uzaklaşma zamanı. Unutulmamalı ki bazen negatifi bırakmak da pozitiftir.
R.Hakan Kırkoğlu
Boğa’da dolunay gerçekleşiyor
16 Kasım 2024
Astrolog Seçkin İlbuğa
16 Kasım Boğa Dolunayı: Yaşam varmak değil, her adımın farkında olmaktır
15 Kasım 2024
Dt. Pertev Kökdemir
Diş beyazlatmanın uzun süre etkisini göstermesi için 5 kural
13 Kasım 2024
Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
11 Kasım haftası burç yorumları - Haftalık burç yorumları
11 Kasım 2024
R.Hakan Kırkoğlu
Mücadele gezegeni Mars Aslan’da
8 Kasım 2024