Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Roger Black, 50’li yaşlarının sonlarında, sporu hayatının merkezine koymuş eski bir olimpiyat koşucusuydu. Hareketli yaşam tarzı onun için vazgeçilmezdi. Ancak son zamanlarda her fırsatta uyuyakaldığını fark etti. Özellikle televizyon karşısında yaptığı kısa şekerlemeler ona keyif verse de bu halsizlik giderek günlük yaşamını etkilemeye başladı. Gün içinde kendini sürekli yorgun hissediyor, bir yerden bir yere giderken ayık kalabilmek için her istasyonda kahve molası vermek zorunda kalıyordu. Başta, bu durumu yaşının ilerlemesine bağladı. Ancak yapılan tetkikler, sorunun çok daha derinlerde n olduğunu ortaya çıkardı: Sorun kalbindeydi. Peki, yıllarca zirvede performans sergileyen bir sporcunun kalbi ona nasıl ihanet etmişti?
'YAŞLANDIM' DİYE DÜŞÜNDÜ
Yaşamı boyunca aktif bir şekilde spor yapmış eski bir olimpiyat koşucusu olan 58 yaşındaki Roger Black, son zamanlarda kendini sürekli halsiz hissediyor, nereye gitse enerjisi hızla tükeniyor, yürüyüşlerinde nefesi kesiliyor ve televizyon karşısında sürekli uyuyakalıyordu. Üstelik uykuda hatta uyasa bile halsiz hissediyordu. Yaşadığı bu sorunları yaşının ilerlemesine veren Black, herhangi bir sağlık sorunu olabileceğini düşünmedi. Ancak geçtiğimiz ağustos ayında kontrol amaçlı gittiği hastanede yapılan tetkikler sonucunda kalp kapakçığında bir sorun olduğunu öğrendi. Kalbindeki dört kapakçıktan biri normal şekilde çalışmayı bırakmıştı. Doktorlar acilen tedavi edilmezse bir gün koşarken aort damarının patlayabileceğini ve ölümcül sonuçları olabileceğini söyledi. Bu Roger Black için hazmedilmesi çok zor bir haberdi çünkü her gün 30 dakikalık koşular yapıyordu. 1996 Olimpiyatları'nda 400 metrede gümüş madalya kazanan Roger, "Mesele şu ki kendimi iyi hissediyordum, yorgunluk dışında hiçbir semptomum yoktu" diyerek kalbindeki sorunu doktora gidene kadar farkında bile olmadığını söyledi.
11 YAŞINDAYKEN TESADÜFEN FARK EDİLMİŞTİ
Öyle ki Roger Black henüz 11 yaşındayken kalp kapakçığında bir sorun olduğunu okulundan yapılan rutin sağlık kontrollerinde öğrenmişti. Ancak o yıllarda her yıl kontrole gitmesi gerektiği söylenmiş ve bunun yaşamını tehdit edecek boyutta bir sorun olmadığı iletilmişti. Black ise belirli aralıklarla kalbine baktırdığında herhangi bir kalp kapakçığı sorununa rastlamadığından kalbinde sorun olabileceğini düşünmemişti. Ancak gerçek ortadaydı, bir an önce müdahale edilmesi gerekiyordu. Roger Black'te kalp kapakçığı sorununun nadir görülen bir türü olan ve fark edilmediğinde 'sinsi bir bomba'ya dönüşen aort kapak yetmezliği vardı.
Teşhisten sonra eski olimpiyat sporcusu altı saatlik bir operasyon geçirdi. Doktorlar hastalıklı kapağı ve incelmiş aortun bir bölümünü sentetik malzemeyle değiştirdiler. Roger şimdilerde iyileşme sürecinde ve eskisi gibi yorgun hissetmemeyi diliyor. Roger Black'in yaşadıkları üzerinden kalp kapakçığı hastalığını, Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Köksal'a sorduk.
Prof. Dr. Cengiz Köksal, "Kalpte aort, mitral, triküspit ve pulmoner kapak olmak üzere 4 kapak vardır. Aort kapak darlığı, kalp kapakçığı hastalığının bir türüdür. Aort kapakçığı, sol alt kalp odası ile vücudun ana atardamarı olan aort arasındadır. Aort kapak darlığında kapak daralır ve tam olarak açılmaz. Bu, kalpten aorta ve vücudun geri kalanına giden kan akışını azaltır veya engeller. Şikayetler genellikle kapak ileri daraldığında ortaya çıkar. Aort kapak darlığı olan bazı kişilerde yıllarca şikayet olmayabilir" diyerek açıklamasına başladı.
'BU HASTALIK UYKUDA BİLE HALSİZ HİSSETTİRİYOR'
Prof. Dr. Köksal, aort kapak darlığının belirtileri arasında aktivite ile göğüs ağrısı veya sıkışması, aktivite ile baygınlık hissi, baş dönmesi veya bayılma, özellikle aktivite ile nefes darlığı, aktivitenin arttığı zamanlarda yorgunluk ve çarpıntı gibi işaretlerin yer aldığını söyledi.
Roger Black vakasını da yorumlayan Prof. Dr. Köksal hastanın bahsettiği şikâyetlerin dışında aort kapak darlığında hastaların uykudayken bile halsiz hissetmesinin mümkün olduğunu iletti. Ancak bu belirtilerin hiçbir şekilde yaşlanmayla ilişkilendirilmemesi gerektiğini kısa bir zaman önce yapılan herhangi bir aktivitenin kısa bir süre sonra yormaya başlamasının yaşlılık ile direkt bağlantısının olmayabileceğinin altını çizdi.
'HASTA YAŞLI DEĞİL, BEYNE ULAŞAN KAN MİKTARI AZ'
Prof. Dr. Köksal 58 yaşındaki Roger Black vakasından yola çıkarak hastalıkla ilgili şu detaylara yer verdi:
"Hastamız 58 yaşında yani yaşlı değil, dolayısıyla sürekli uyku hali ve kendini yorgun hissetmesi normal değil. Çünkü onun yaşındaki sağlıklı bireylerde bu şikâyetler olmaz. Sürekli yorgunluk ve uyku halinin nedeni kalbin pompaladığı temiz kanın vücuda ve başta beyin olmak üzere diğer organlara yeterince ulaşmamasıdır. Kalp ile vücut organları arasında baraj kapağı gibi görev gören aort kapağı daralınca temiz kan organlara ve kaslara yeterince ulaşamaz. Bu nedenle hasta kendini yorgun hisseder ve beyine ulaşan kan miktarı az olduğu için sürekli uyku halindedir."
Aort kapak darlığının 70 yaş üstü hastalarda görülmesinin esas nedeninin yaşlılığa bağlı olarak kapakta gelişen kireçlenmeden kaynaklandığını ileten Prof. Dr. Köksal, "60 yaş altı hastalarda aort kapak darlığının esas nedeni 3 yaprakçıklı olması gereken aort kapağının doğuştan 2 yaprakçıklı ibaret yani doğuştan gelen problemdir. Doğuştan gelen bu sorun 40-50'li yaşlarda kendini aort kapak darlığı olarak gösterir ve eğer hasta yeterince şanslı ise kalp krizi ve ani ölüm gerçekleşmeden tanı konur" açıklamasında bulundu.
'FARK EDİLMEZSE ANİ ÖLÜM RİSKİ VAR'
Aort kapak darlığındaki asıl şikayetlerin, hareket ile göğüs ağrısı veya sıkışması, hareket ile baygınlık hissi veya baş dönmesi veya bayılma, hareketle nefes darlığı, çabuk yorulma ve çarpıntı olduğunu ileten Prof. Dr. Köksal, "Maalesef bu hastalarda ani ölüm riskide vardır. Eğer hasta yeterince dikkatli ise bu hastamızda olduğu gibi gün içi uyuklama ihtiyacı ve yorgunluk hissi hastalık sinyalini verir. 60 yaş altı günlük hayatta aşırı yorgunluk hissi ve uykuya eğilim hastalara mutlaka bir kalp doktoruna gitmeleri gerektiği mesajıdır" dedi.
Aort kapak darlığı olan hastaların tedavi edilmez ise ani ölüm ve kalp krizi riski ile karşı karşıya olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Köksal tedavi sürecini şu cümlelerle açıkladı:
"Tedavide doğuştan problemli olan aort kapağı çıkartılır, zira zaman içinde kireçlenmiştir. Onun yerine yeni bir kalp kapağı ameliyatla yerleştirilir. Teknolojideki ilerlemelere paralel olarak günümüzde aort kapak değişim ameliyatı için eskiden olduğu gibi göğüs kafesi önden boydan boya açılması gerekmez. Göğüs kafesini açmadan sağ göğüsten kaburgaların arasından yapılan küçük kesi ile aort kapağı güvenle değiştirilebilir."