Hayatımızı yaşamak kadar, hayatımızı dijitalleştirmek gibi bir meşgalemiz de var. Birbirine entegre olmuş iki farklı hayat yaşarcasına, gerçek hayatımızın dijital hayatımıza yansıtmak konusunda her gün pratik yapıyoruz.
Sosyal medya bize kendini sunma, paketleme, editleme ortamı yaratıyor. Gün be gün bunu kendimize iş ediniyoruz. Sanal imajımızın ne olduğu, belki de gerçek imajımızın nasıl olduğundan daha bile önemli hale gelmiş durumda. Facebook’ta ya da Instagram’da nasıl bir varlığımız olduğu artık nerdeyse bizi bizden daha çok tanımlar hale geldi.
Gerçek hayatımızda yaşadığımız anları ve deneyimleri sosyal medyaya yansıtma gibi bir uğraşımız var gün be gün. Artık o anı nasıl deneyimlediğimiz kadar onu sosyal medyaya nasıl yansıtacağımız da önem taşıyor. Yaşadığımız anın ne kadar özel, keyifli ya da zor, stresli olduğu bizim için asıl deneyim alanı. Oysa bunu editleyip sunma işine giriştiğimiz anda adeta yeniden bir gerçeklik yaratıyoruz. Bu gerçeklikler de birike birike bize yeni bir deneyim alanı açıyor adeta.
Bu noktada önemli sorulardan bir tanesi sosyal medyaya yansıt(a)madığımız deneyimlerimizle ilgili. En çok paylaşım yapan kullanıcılar bile elbette günlerinin yüzde yüzünü ya da duygularının, düşüncelerinin tamamını sosyal medyaya yansıtmıyorlar. Yarattığımız sanal gerçekliğe bunları katmıyor olmak, o deneyimleri daha önemsiz ya da daha az bizim yapıyor olabilir mi acaba? Bu da uzun vadede aslında kendimizle daha sığ ve tekdüze bir bağ kurmamıza neden oluyor olabilir mi?
Dahası, sosyal medyada paylaşmayacağımız anları ve deneyimleri değersizleştiriyor olabilir miyiz? Bu eğilimle giderek daha tektip ve benzer deneyimlere sıkışıp kalmak, hayatımızın zenginliğinden ve çeşitliliğinden ödün vermek de mümkün.
Takipçi sayıları, like sayıları, bizi anlatan fotoğraflar, kimlerle nasıl etkileşim içerisinde olduğumuz gibi pek çok değişken, dijital hayatımızı özetliyor ve biz bu özete her gün yatırım yapıyoruz. Bu yatırıma ne kadar zaman ve emek harcağımız oldukça önemli. Kendi dünyamıza, duygusal hayatımıza, zihinsel süreçlerimize yapmadığımız yatırımı, sosyal medyadaki imajımıza yapıyor olmak bize birşeyler anlatıyor olsa gerek.