Deprem tam evinin önünde durdu! 5'le başladı, 40'a çıkardı: 'Küllerimden doğdum'
Yaz tatillerinde mahalledeki kuaförde çıraklık yaparak adım attı ve bir daha hiç kopmadı. Yetenekli ellerinin yanı sıra sahip olduğu güler yüz ve tatlı dil çok kısa zamanda günde 72 gelin çıkarmasına dolayısıyla pek çok ulusal ve uluslararası ödülün sahibi olmasını sağladı. 'Asrın felaketi' olarak görülen 6 Şubat Depremleri'nden kurtulan Songül Emektar, "Depremde sıfırı ve çaresizliği gördüm. Mala mülke bile üzülemedim. Ancak depremden sonra küllerimden doğmasını bildim" diyerek hikayesini 'Sen Anlat' için anlattı.
Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Songül Emektar, 1980 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. Annesi ev hanımı, babası bakkal olan Songül’ün 6 kardeşi vardı. Çocukluğu küçük bir mahallede geçen Songül, yaz tatillerinde kuaförde çıraklık yapıyordu. Liseyi bitiren genç kız, artık yapmak istediği mesleği de seçmişti, kuaför olmak istiyordu. Bu mesleği yapmak için önce çıraklık eğitimi aldı, sonra da bir kuaförde işe başladı. 20 yaşına geldiğinde ise karşına hayatının aşkı çıktı. Bir süre sonra ikiz çocuklarına hamile kalan Songül, mesleğe bir yıl kadar ara verdi ama aklı hep işindeydi. İkizleri bir yaşına gelince genç kadın işini evine taşıdı. Akrabaları, komşuları derken pek çok kişi tüm kuaförlük ihtiyaçları için Songül’ü tercih etmeye başladı. 11 yıl boyunca evde ve arkadaşlarının dükkanında kuaförlük yapan Songül, artık taleplere yetişememeye başladı. Çünkü onun çok yetenekli ellerinin yanı sıra herkesi mest eden tatlı dili ve güler yüzü vardı. Eşi memurdu. Kendi salonunu açacak maddi güce sahip değildi ancak ona karşı yoğun bir talep vardı. Bu duruma daha fazla dayanamayan Songül, 2016 yılında KOSGEB desteğiyle kendi kuaför salonunu açmaya karar verdi.
“80 metrekare alanda bir eleman ve 5 koltukla başladığım işimi, bir yıl gibi kısa sürede 400 metrekarelik bir alanda 40 elemanla 40 koltuğa çıkardım. Yaptığım işi çok seviyor ve en iyisini yapıyordum. Her müşterim benim için çok önemliydi ancak gelinlerin yeri benim için ayrıydı. Zaten gelin ağırlıklı çalışıyordum. Bir günde 72 gelin çıkararak Türkiye rekoru kırdım. Sonrasında ödüller peş peşe gelmeye başladı. 'Türkiye’nin En İyi Türban Tasarımcısı',''En İyi Çıkış Yapan Türban Tasarımcısı', 'Saç ve Makyaj Tasarımı Uzmanı' gibi hem ulusal hem de uluslararası alandaki yarışmalarda 50’nin üzerinde ödülün sahibi oldum.”
'10 GELİNİM HAYATINI KAYBETTİ'
Songül’ün hayatında her şey yolundaydı. Özellikle işinde zirvedeydi. Ta ki 6 Şubat depremine kadar. Çünkü o günden sonra hayatında hiçbir şey eskisi gibi olmayacağı gibi dibi görecekti. Songül’ün 5 Şubat’ta yani asrın felaketinden bir gün önce düğünü olan 20’nin üzerinde gelini vardı. Ancak gelinlerini mutlu bir şekilde kuaför salonundan çıkaran Songül, onlardan 10 tanesini bir gün sonra kaybedeceğinden habersizdi. Songül, felakete Azerbaycan Bulvarı’nda bulunan Ebrar sitelerinde ailesiyle birlikte yakalandı.
'DEPREM BİZİM EVİN ÖNÜNDE DURDU'
Songül ve ailesi şanslıydı. Çünkü deprem Azerbaycan Bulvarı’ndaki pek çok binayı yıkmış, onların oturduğu binaya kadar gelip durmuştu. Songül, o anları şöyle anlattı:
“Kuaför salonumla evim arasında bir bina vardı. Yani Azerbaycan Bulvarı yerle bir olurken, 4 bina ayakta kaldı. O binalardan biri de bizim yaşadığımız apartmandı. 1999 yılından sonra yapıldığı için deprem yönetmeliğine uygundu. 14 katlı binanın sekizinci katında oturuyorduk. Eşim balkona çıktı, tüm binaların yıkıldığını görünce, 'Değerli eşyalarınızı alın, aşağıya ineceğiz' dedi. Aşağıya inerken 2. katta yine sarsıntıya yakalandık. Apartmandan aşağıya inmeye çalışan 5 aile o anda üst üste düştük. Çünkü merdivenler ayrıldı. O panikle hepimiz çeşitli yerlerimizden yaralandık ancak sürünerek çıkmayı başardık.”
'İŞİMİ VE 8 EVİMİ KAYBETTİM, BİR AN BİLE DÜŞÜNMEDİM'
Songül ve ailesi depremden sağ salim çıkmayı başarmıştı ama akrabalarından 40, personelinden 4 kişiyi kaybetti. Onların yanı sıra çok sayıda komşusu ve müşteri enkaz altında kalıp vefat etti. Sonrasında yardımların gelmeye başladığını söyleyen Songül, “Depremde hem kuaför salonumu hem de 8 evimi kaybettim. Yani sıfırı gördüm. Fakat depremden sonra bir an bile karamsarlığa kapılmadım. Evim, dükkanım gitmiş, hiç üzülmedim. Çünkü biz o enkazlarda kalan insanları, yaşadıkları çaresizliği gördük. Çok acı şekilde ölümü yaşadılar. Biz böyle olmadık diye şükrettik. 'Maldır, mülktür tekrar gelir' dedim ve iki ay sonra toparlanmaya başladım” dedi.
“9 yıllık birikimimi dakikalar içinde kaybedip sıfıra düştüm. Pek çok insan şehri terk ederken ben hemen dükkân arayışına girdim. Çünkü 3 çocuğum, kalp hastası eşim, evsiz ve işsiz kalan personelim için bir şeyler yapmalıydım. Ancak kentte bir anda dükkan fiyatları arttı. Arabamızı satarak ve KOSGEB’den destek alarak tekrar kuaför salonumu açtım. Fakat insanların psikolojisi yaşadıklarından dolayı hiç iyi değildi. Bu süreçte insanlara destek olabilmek için birkaç ay dükkâna gelen müşterilerden ücret almadım.” - Songül Emektar
SIFIRI GÖRDÜ ANCAK KÜLLERİNDEN DOĞDU
Deprem sonrasında hiç karamsarlığa kapılmadığını anlatan Songül, “Çalışmayı seven biriyim, hep ‘Kahramanmaraş’ı tekrar ayağa kaldırmalıyız’ diye düşündüm. Bizim gibi başarılı kadınların ayakta kalması, işinin başında durması gerekiyor. Çünkü hayat devam ediyor. Kentte insanlara nasıl iş imkanı sağlayabilirim diye düşünüp kuaför salonumun yanı sıra ikiz oğullarımın işletmesi için gelinlik mağazası açtım. Yani depremde sıfırı gördüm ancak depremden sonra küllerimden doğmasını bildim. İşlerim katlanarak arttı” diyerek sözlerini noktaladı.
