Her geçen yıl hayatımızın bir bölümünü alıp gidiyor ve biz arkasından seyretmekle yetiniyoruz. Geçen yıllara inat biraz daha genç kalabilmek için milyonlarca liramızı besin desteklerine ve kremlere yatırıyoruz oysaki gençliğin sırrı mutfağımızdan geçiyor. Tercihlerinizde yapacağınız ufak değişimler sizi yıllarca geriye götürecek. İşte beslenmenizde yer vermeniz gereken 10 yaşlanma karşıtı besin!
Avokado
Oleik asit adlı tekli doymamış yağ asitlerinden oldukça zengin bir meyvedir. Bu sayede yağ yakımını artırır ve vücuttan kötü yağları kovar. İçeriğinde barındırdığı keratinoid, lutein gibi antioksidanlar ile strese karşı hücre bütünlüğünü korur. Bununla birlikte iyonize potasyum ve folat içeği de vücudun alkaliye geçişini hızlandırır ve vücudu tazeler. Bu sayede kırışıklık ve cildin erken yaşlanmasını engeller.
Zeytin
Oleik asit adlı tekli doymamış yağ asidi hücreleri kötü yağlardan korur ve canlılık sağlar. İçeriğinde bulunan E ve C vitaminleri ve polifenoller ile güneş ışınlarının cildi yaşlandırmasını engelliyor. Cildi yatıştırıcı ve nemlendirici etkilere sahip.
Sarımsak
Kokusu nedeniyle hakettiği değere göremese de içeriğinde bulunan allisin ve sülfür adlı bileşenler kan dolaşımını harekete geçiriyor ve cildin daha parlak ve canlı görünmesini sağlıyor. Sülfür aynı zamanda vücudun kollojen üretmesine yardımcı olurken bu sayede kırışıklık karşıtı etki gösteriyor.
Limon
Limon ve limon suyu vücudun alkali dengesine katkı sağlarken vücudun asidik yükünü azaltır ve aynı zamanda içerdiği C vitamini ile sıkılaşmayı sağlar.
Probiyotikler: Düzensiz beslenme ve uyku düzeni, stres, vücudun maruz kaldığı toksik etkiler bağırsak yapısını bozarak toksik atımını zorlaştırmaktadır. Vücutta toksik birikimi ise erken yaşlanmanın habercisidir. Yoğurt, kefir, soğan, sarımsak, pırasa, kurubaklagiller probiyoktiklerin besinsel kaynakları olup düzenli oalrak tüketilmelidir. Bunun dışında eczanelerden alınan probiyoktikler ise dönem dönem kürler halinde kullanılabilir.
Ispanak
Araştırmalar lutein içeren gıdaları sıkça tüketen kadınların ömürlerinin 6 yıl kadar uzadığını ortaya koyuyor. Lutein adlı bileşeneni en çok barındıran gıdalardan biri de ıspanak. Mümkün olduğunca ısıl işleme ve bıçakla ince ince doğrama işlemine maruz kalmadığında vücut luteinden daha fazla yararlanıyor. Bu nedenle salatalarda çiğ olarak tercih edilmesi en çok önerilen formu. Güneş lekelerini önlemesi ve cildi gençleştirmesi ile de ıspanağı haftalık olarak düzenli tercih edilmesi gereken gıdalardan biri yapıyor.
Ceviz, fındık ve badem
Omega 3 ve omega 6 yağ asitleri, ko-enzim Q10, çinko, selenyum gibi bileşenleri içeriğinde barındırması nedeniyle kalp damar rahatsızlıkları, karaciğer fonksiyon bozuklukları, şeker hastalığı, kanser, saç dökülmesi, parkinson, alzheimer gibi birçok hastalığa karşı koruyucudur.
Kabukları ile yenebilen meyveler
Elma, armut, ayva gibi kabukları ile yenebilen meyveler; posa alımının artmasına yardımcı olarak hem daha az kalori alımı sağlar hem de kolesterolü dengeleyerek damarların yıpranmasını engeller. Yapılan çalışmalar yüksek enerji alımı ile yaşlanmanın paralel olduğunu ispatlamıştır. Daha düşük bir enerji alımı adına meyvelerin kabukları ile tüketilmesi tavsiye edilir.
Elma
Pektin içeriği ile kolesterolü düşürür. Serbest radikallerin vücuttan atılmasını sağlar ve yaşlanmayı geciktirir. Yapılan çalışmalar; içeriğinde bulunan A vitamini ile cilt kanserine yakalanma riskini azalttığına işaret ediyor.
Ananas
Bromelin içeriği ile kan sulandırıcı ve eklem problemlerini azaltıcı etkiye sahiptir. İçerdiği B vitaminleri sayesinde cildi nemlendirir ve saçları parlatır.
MELİS TORLUOĞLU
BESLENME VE DİYET UZMANI
ACIBADEM ETİLER TIP MERKEZİ