Kaygı bir diğer adıyla anksiyete nedir?
Kişi kendisi için tehlike arz eden durumlarda karşı karşıya kaldığında beliren bir uyarandır.
Kaygı tıpkı mutluluk, üzüntü gibi bir duygu bir histir. Genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar temeli çocukluk zamanlarına veya genetik faktörlere dayanabilir.
Sosyal fobi, yaygın anksiyete, okb, özgül fobi, travma sonrası stres bozukluğu, agorafobi, panik bozukluk gibi alt dalları mevcuttur.
Kaygılı kişi dünyayı nasıl görür?
Kaygılı kişi, kendisi ve sevdiklerinin başına her an kötü bir şey gelecekmiş hissiyle yaşar. Dünya çok kötü bir yer ve her an bir felaket olabilir diye düşünür. Sürekli zihnini kötü bir şey olacak korkusu meşgul eder. Kaygılı kişi kendisi için oluşturduğu iyi hissettiği, güvenlik alanlarını tercih eder. Kaygı yaşayacağı ortamlardan ve durumlardan kaçınma davranışında bulunur.
Kaygı bizi hayatta tutar!
Kaygı, biz tehlikelere karşı koruyarak hayatta kalmamızı sağlar. Bir alarm sistemi gibi düşünürsek bizi tehlikeli durumlarla karşılaştığımızda uyaran görevi görerek kendimizi korumamızı sağlar. Mesela yolda karşıdan karşıya geçerken, karşıdan hızlıca gelen bir araba gördüğümüz de kaygımız devreye girer ve bize hemen geç komutunu veren bir uyaran görevinde bulunur. Aynı şekilde elimizi yanan bir ateşe yaklaştırdığımızda elimizin yanma hissini duyduğumuzda hızlıca elimizi oradan çektiğimiz gibi. Burada kaygımız bize, tehlikeli bir durum var ve buradan hemen kaçman gerekiyor mesajını veren uyaran görevini üstlenir.
Kaygı: Bozuk Alarm Sistemi!
Kaygının faydalı kısmını bir alarm sistemi olarak düşündüğümüz de kaygı bozukluğunu da bozuk alarm sistemi olarak tanımlayabiliriz. Mesela hırsız alarmı, eve hırsız girmesi dışında normal zamanlarda da ötüyorsa bizi boşuna tedirgin ederek yanlış zamanda harekete geçirmiş olur. Tıpkı 'Ya Olursa' diye başlanılan ve sonucu korkulduğu gibi çıkmayan felaket senaryolarımız gibi.
Bedeniniz size mesaj veriyor: Fizyolojik belirtiler
Kaygı yaşayan kişilerde ses ve ellerin titremesi, yüz kızarması, mide bulantısı, avuç içlerinin terlemesi, hızlı kalp atışları, bulundukları ortama yabancılaşma hissi ve daha ileri safha da bayılma hissi gibi fizyolojik belirtler görülür. Kaygı sahibi kişiler bu belirtileri zaman zaman farklı yorumlayabilirler. Burada yapılması gereken vücudunuzun size verdiği bu sinyallere kulak veriyor olmanız.Hangi durumlarda veya hangi ortamlarda bu belirtileri hissediyorsanız üzerine düşülmesi gereken , tedavi edilmesi gereken durumlar olarak kaydedebilirsiniz.
Eyvah Kalp Krizi Geçiriyorum!
Yoğun Kaygı sahibi kişiler çoğunlukla hızlı kalp atışları yaşadıkalrında kendilerini kalp krizi geçiriyorum hissine kapılabilirler. Böyle zamanlarda aslında kaygı yaşadığınız ortamda heyecanınız arttığı için adrenalin seviyeniz de artıyor ve daha çok kan pompalanmaya başlıyor. Böylelikle kalp atışlarınızda hızlanmış oluyor. Hızlı kalp atışının sonucu kalp krizi olsaydı , ateletizm sporuyla ilgilenen veya günlük hayatta merdivenler ard arda çıkıldığında da kalp krizi yaşanırdı. Kalbin hızlıca çarpıyor olması kalp krizi geçirme olasılığınızdan ziyade bulunduğunuz durumda hissettiğiniz yoğun kaygınızdan dolayı.
Kaygının Temeli: YA OLURSA!
Kaygının temel noktası , 'Ya Olursa ' diyerek kurmaya başladığınız cümlelerinizdir. 'Ya Olursa ' diye kurmaya başladığınız cümlelerinizi , 'Ya' kelimesini atarak kurmayı deneyin. Farzedelim ki korktuğunuz başınıza geldi , en kötü ne olabilir ?
'Ya Olursa ' diye başladığınız her cümle zihninizin size oynadığı tuzaklardır. Kaygılanarak düşündüğünüz her şey birer felaket senryosudur.Bu tuzaklara düşmemek için korktuğunuz senaryoyu sonuna kadar düşünmeyi deneyin.Gözünüzü kapatın ve korkunuzun sonuna kadar gidin. Gözlerinizi açtığınızda zihninizde kaygı yaratan durumun tamamen sizin yaratmış olduğunuz bir felaketleştirme senaryosu olduğunu ve gerçekte o senaryoda olmadığınızı görmek size kendinizi iyi hissettirecektir.
Nasıl Başederiz?
Kaygı yaşadığınız durumlarda yaşadığınız bu hissin temelinde sizin düşünce tuzaklarınız ve bunun sonucunda kurduğunuz felaketleştirme senaryolarınız olduğunu kendinize hatırlatın.Sizi kaygılandıran durumları tespit etmek ve bu durumlarla yüzleşmeniz çok önemlidir.
Eğer kendiniz kaygınızı yenmekte zorlanıyorsanız bir uzmandan yardım alarak bu durumu çözebilirsiniz.