Satürn Kova burcunda, büyük uyanış başlıyor!

Yüce beyan, her şeyin insana hizmet ettiği yönündedir. Milyar asırlık ‘’İnsan Projesi’’ neye hizmet eder? İnsanlığın müşterek hedefi nedir? Bu sorgulamalar ışığında Satürn Kova dönemini anlamak gerekir.

Satürn’ün Kova burcuna geçişi, birey olmayı, toplumu, yaşam koşullarını, mevcut düzeni, varoluşu sorgulamayı ‘’zorunlu’’ kılacaktır. Yıl boyunca yaşananlar, Dünya’yı tam da bu noktaya getirmiştir. Tüm Dünya birlikte büyüyor ve bireysel sorumluluklarıyla yüzleşiyor. İnsan başta kendisi olmak üzere tüm yapı ve sistemleri anlamaya yöneliyor. Yetişkin olmanın ağırlığı altında ezilen Dünya, büyük uyanışın çatısı altında birleşmeye yöneliyor.                                          

Büyük uyanış nedir?

Araftır! Bir gün içinde yüzyıl yaşamış kadar yorulup günün size yetmemesinden de şikayet ediyorsunuz. Ne geçmişe dönebiliyor ne de geleceğe ilerleyebiliyorsunuz. Aynı anda iki hayat yaşıyor gibi hissediyorsunuz. Keyif almadan, huzur bulmadan, anlamadan sürdürülen iki hayat. Bedenin ayrı, ruhun ayrı yönlere gitmek istediği iki hayat. Belki ne ölü ne de dirisiniz. Zira bir yerde ölmeden, başka bir yerde doğamazsınız. Geçmişte ölüp geleceğe doğmadan da yola devam edemezsiniz. Uyanış esasen bulunduğunuz bu ara dönemin farkında olmanızdır.  

İnsan, doğduğu anda varoluşun sonsuz akışında tek bir noktayı, zamanı sahiplenir. Kimi adını tarihe altın harflerle yazdırır, kimi geleceğe unutulmaz acılar bırakır. Esasen bıraktığınız izler birbirinden önemli ya da önemsiz değildir. Herkes kendi programını uygulayarak benliğini gerçekleştirmekten sorumludur. Dönemi, varoluşu ve insanın yolculuğunu doğru anlayan kendini de anlar. Kendini anlayan ise Dünya’ya ‘’istediği izi’’ bırakabilecektir.

Satürn Kova ‘’birden bütüne’’ yürümektir

İnsan, birlik ve barış bilincine ulaşmak adına, inanç sistemlerinin, eğitim ve arınma programlarına tabi tutulmuştur. Buna rağmen hala savaşan, kan döken, doğaya zarar veren insanın, varoluşsal değerini sorgulaması gerekir. İnsanın haysiyetine, yani özüne yakışır bir kimlik ve yaşam modeli geliştirmesi asli görevidir. İnsanı-toplumu zorlayıcı-baskılayıcı deneyimlerden geçirerek eğitmek bir Satürn vaadidir. Sabır-sorumluluk sahibi bir birey zorlukları aşarak olgunlaşır. Medeniyetler de döngülerini tamamlayarak yeni düzenlerin temellerini sağlamlaştırır.

Kova; bilgiye erişim, bilginin toplumla paylaşımı, dürtü ve yeteneğinin lideridir. Birey olmayı Kova’dan öğrenen insan, özgün ve özgür yönlerini öne çıkararak ‘’kendini kendinden’’ yaratacaktır. İşlevsiz olan eski medeniyeti ve içinizdeki korku odaklı şartlanmış bilinci yıkmakla görevlisiniz. Eğitim programlarınız tamamlandı, arınma süreciniz de sona erdi. Kendinizi ve düzeninizi yaratırken artık yalnızsınız. Göklerden öneriler ya da emirler de almayacaksınız. Özgür bir geleceği özgür zihinler yaratmalı.  

Satürn Kova, teknolojik gelişmeyi değil, teknolojik gelişmenin zorunlu olduğu “adaptasyon süreçlerini’’ ifade eder. Yani Dünya teknolojinin gelişimini tetikleyecek olaylarla sınanır. Mesela salgın artar, aşı ve tedavi yöntemleri üzerinde çalışmak kaçınılmaz hal alır. Sağlık konusunda tetiklenen bir olay eğitim-iş başlığıyla teknolojiyi zorunlu kılar. Ulaşım, erişim, bilişim, havacılık ve uzay teknolojileri vb. konularda bilim ve teknoloji gelişmek “zorunda’’ kalır. Siz de dönemin hızına yetişmek zorunsa kalırsınız. Doğal afetler, hastalıklar ya da ekonomik daralma sadece dünyasal unsurlar değildir. Esasen yeni kurulacak medeniyetin “uyum-adaptasyon’’  konularıdır. Büyük sıçramalardan önce büyük baskılar olması evrimsel bir gelenektir. Açacak olursak; fiziksel koşulların zorlayıcı ve olumsuz seyri duygusal baskıyı arttırır. Çekilen sıkıntıların yarattığı sorgulama devresi ise ruhsal uyanışın mayalanma sürecini ifade eder. Ruhsal bir uyanışın bilim ve teknolojiyi tetiklemesi ise yüksek aklın sebep-sonuç bağlantıları kurmaktaki yeteneğine örnektir. Mühim olan, bu son “ıslah ve iflah’’ devresini doğru değerlendirebilmektir.   

İnsan, ‘’Yeni düzeni yeni insan yaratır’’ yüce beyanına uymalıdır

Bugüne gelinmesine sebep olan zihinsel, fiziksel, duygusal ve ruhsal süreci anlamlandırmak önemlidir. Şu an yaptıklarınızın geleceğinizi nasıl şekillendireceği konusunda bir öngörü geliştirmeniz daha da önemlidir.

Yeni yöntem ve sistemleri hayata geçirecek olan insan, belirsizliklerle savaşmaktan yorulmuş durumda. Bilinmeyene doğru ilerlerken böyle hissedilebilir. Yeni düzen; akıl-mantık ağı kurabilmiş, dönüşüme açık, bilim ve teknolojiye yakın ve yatkın olan bilinçlerce kurulacaktır. Döneme ait maddi-manevi unsurları korku ve dirençle değil, kabul ve olgunlukla karşılamanız gerekir. Gelişmiş bir zihin olaylara uzaktan bakabilen, süreci yönetebilen bir esneklik ve dinginliğe sahiptir. Değişime direnenlerin zorlanacağı, dönüşümü baltalayanların alışılmışın dışında tatsız tablolarla karşılaşacağı da söylenmelidir.

Yaşadığınız topraklar binlerce medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Artık dünya milliyetlerin ve coğrafyanın getirdiği medeniyet zihniyetini terk etmek zorundadır. Evrensel yasaları dünyasal bir lisana dönüştürme vakti gelmiştir. Yani evrensel nizam günlük hayatın her anında uygulamaya koyulabilmelidir.

Bugüne kadar insanlık kendi haklarına dair evrensel bildirgeler yaratmıştır. Evrensel sorumluluklarını belirlemek konusunda ise istekli davranmamıştır. Esasen kurallar değil, akıl ve vicdan size ne yapmanız gerektiğini söylemelidir. Kendi için istediğini kardeşine istemeyen nasıl huzur ve barış içinde yaşayabilir? Kardeşinizin acısına gözünüz, feryadına kulağınız, kendi vicdanınızın çağrısına kalbiniz kapalı mı? Kapalıysa evrensel haklardan bahsedemezsiniz. Kardeş konusuna kısaca değinmenin de yeri gelmiştir. Aynı ana-babanın evladı olmak tanımı, kardeşlik kavramının en ilkel ifadesidir. Kardeşlik insandan hayvana, bitkiden taşa-toprağa uzanan sonsuz bir manayı hak eder. İnsan bilinç aşaması yaptıkça tür, cins ayrımı yapan o ilkel zihinden de özgürleşecektir.

Denge yasası hak ve sorumluluk arasında bağ kurulmasını önceler. Politik devrimler veya milyonlarca insanın yaptığı ruhsal ritüeller bu dengeyi sağlamaz. İnsan, günlük hayatın her anında varoluşa karşı sorumluluğunu hatırlayabilmelidir. Mühim olan işiniz, yaşınız, güçlü ya da güçsüz oluşunuz değil niyetinizdir. Bir niyetin değerini ve etkisini üç unsur belirler. Bu unsurlar; niyetinizin özünüze uygunluğu, saflığı ve günlük yaşamda uygulanabiliyor olmasıdır. Komşunuzla kavga etmeyi bıraktığınız zaman, dünyanın her yerinde büyüyen savaşa “gerçek ve en etkili yolla’’ dur demiş olursunuz. Siz kimsenin hakkına tenezzül etmediğinizde Dünya daha adil bir yer olur. Kimse hakkında kötü niyet beslemediğinizde kötü niyet kaynakları kapanır vb. sayısız örnek verilebilir. Tüm ilkel güdüler ve korkular, yani insanlığın karanlık yönleri de kolektif yansıma yapmaktadır. Tutum ve davranışlarınız değil düşünceleriniz dahi bu karanlığı beslememelidir.  

Kurtarıcı sizsiniz!

Liderler, ruhsallar, bilim insanları, zenginler veya toplumun önde gelen isimleri üzerinden hayaller kurup kurtarıcılar beklediniz. İnsan bulunduğu enerji alanının dışında bir tercihte bulunamaz. Siz neyseniz yaşadığınız da odur. Artık dünyanın “bir tane iyi insana” ya da kurtarıcıya ihtiyacı yoktur. Dünyanın hepinizin iyiyi tercih etmesine, vicdanıyla bağ kurmasına, kendi sorumluluğunu almasına ihtiyacı var. İnsanlığın medeniyet meşalesini daha ileriye taşıması için bilim, sanat veya ekonomideki başarılar yeterli değil. Kültürlerin birlikte var olabilmesi esas meseledir. Savaşmak yerine barışmak, varlığa saygı bilincine ulaşmak, huzuru hayatın her alanına yaymak ve ilkeli bir yaşamı seçmek gerekir.

Zira her büyük teknolojik gelişme, yüce bir ahlak sınavının habercisidir.

Gökyüzünü dinleyin.

Sevgilerimle.

Bireysel danışmanlık almak, eğitim duyurularından ve daha fazla paylaşımdan haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımı takip edebilirsiniz:

Instagram: astrologseckinilbuga

Facebook: seckin.ilbuga

Twitter: seckinilbuga

Web: www.seckinilbuga.com