Derleyen: Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Takvimler 14 Mayıs 2024’ü gösteriyordu. San Francisco üst üste 2’nci kez ABD'nin en iyi temiz enerji şehri seçildi. Enerji verimliliği ve sera gazı azaltımında ABD şehirlerine öncülük eden San Francisco, sınırları içinde dünyanın en zengin şirketlerini barındıran ve asıl adı Santa Clara olan Silikon Vadisi'nin bağlı olduğu şehirdi. Enerji San Francisco için, dünya üzerindeki pek çok şehirden çok daha önemliydi. Çünkü günümüzde yapay zekânın ‘parmağı’ olan her sorunun cevabını almak için San Francisco’daki Silikon Vadisinin enerjiye ihtiyacı vardı. Bir yapay zekâ şirketi tahmin edemeyeceğiniz kadar çok elektrik üretiyordu. Yani aslında San Francisco’nun enerji konusunda 1 numara olması her şeyin yolunda gitmesi için şarttı. Buralarda enerji yapay zekâya, yapay zekâ da paraya dönüşüyordu. Sebepler sonuçları, sonuçlarsa başka sebepleri doğuruyordu. Ancak hiç de şaşırtıcı olmayan ve sebep-sonuç ilişkisinde, büyük bir sonuç ve sorun daha üretecek bir detay daha vardı. 2024’te yapay zekâ şirketlerine yapılan yatırımlarda bir önceki yıla göre yüzde 220'lik önemli bir artış görülmüştü ve artık sorulan her soru, kullandığı enerjinin yüzde 34’ünü hidroelektrik santrallerden sağlayan yapay zekâ için yarım litre suya eş değerdi. Koskoca şehir, gerçekten de yapay zekâya sorulan 10 soruya yenilebilir miydi?
‘CHATGPT’ 700 BİN EVE EŞ DEĞER, BİR ŞEHİR KADAR HARCIYOR!
Enerji, günümüz dünyasında en değerli kaynakları kapsıyor. Fosil yakıtlar bakımından zengin topraklar üzerine kurulu ekonomiler her ne kadar güçlü ve zengin olsa da, bir gün tükenecek olan kaynaklar en büyük handikap. Yenilenebilir enerji kaynakları ise hem artan ‘temiz çevre’ hassasiyeti hem de sonsuz oluşuyla öne çıkıyor. Ancak çoğu zaman fosil yakıtlar onlara oranla daha ekonomik. Bu nedenle temizlikten önce, ekonomik dengeler gözetiliyor. Buna rağmen her nokta fosil yakıtlar bakımından zengin ya da bu yakıtların kullanımı açısından avantajlı değil. Kurulumu pahalı olan yenilenebilir enerji santralleri, Silikon Vadisi için önemli bir hazineydi. Vadinin bulunduğu San Francisco şehrinin 2017'de Kaliforniya Enerji Komisyonu tarafından duyurulan enerji kaynaklarına ilişkin verilerde dikkat çeken bir detay vardı. Temiz çevre hedefine uygun şekilde yenilenebilir kaynaklar enerji ihtiyacını karşılıyordu. Bunların yüzde 38’i yenilenebilir kaynaklardan yüzde 34’ü hidroelektrikten, yüzde 16’sı doğal gazdan, yüzde 9’u kömürden ve yüzde 3’ü belirtilmemiş kaynaklardan oluşuyordu. Ancak, yalnızca Silikon Vadisi’nde harcanan enerjinin miktarı koca bir şehre yetecek kadardı. Vadinin yüzölçümü 24 kilometrekareyken, San Francisco şehri 121.4 kilometrekareydi. Peki kullanılan enerji?
CNBC’nin Enerji Bakanlığı ve Nüfus Sayımı Bürosu’ndan alınan verileri kullanarak yaptığı analize göre, bir gigawattlık en yüksek talebe sahip veri merkezi kampüsü, yaklaşık 710 bin evin veya yaklaşık 1,8 milyon nüfuslu bir şehrin yıllık ortalama tüketimine eşdeğer tüketim yapıyor. Bu da veri merkezlerinin işlemesi için muazzam miktarda enerji gerektiği anlamına geliyor. ABD Enerji Bakanlığı verilerine göre ise bu büyüklükteki bir veri merkezi kampüsü, Alaska, Rhode Island veya Vermont’taki perakende elektrik satışlarının çok daha üzerinde elektriğe ihtiyaç duyuyor. En düşük talep seviyesinde çalışan 1 gigawatt büyüklüğündeki veri merkezi kampüsü, yaklaşık 330 bin haneye veya 800 binden fazla nüfusa sahip bir şehre eşdeğer tüketim yapıyor. Bu da neredeyse San Francisco’nun nüfusu kadar. Google ise yıllık 5,7 terawatt saate yakın elektrik tüketiyor. Bu rakamların daha anlaşılır olması için tesisin içinde bulunduğu şehre göz atmak yeterli. 2009'dan önceki yıllarda Google, San Francisco'nun tamamından daha fazla enerji harcıyordu.
2026’DA YARISI YENİLENEBİLİR ENERJİ: RÜZGÂR, SU VE GÜNEŞ
Yüksek enerjiye ihtiyaç duyan şirketler için enerji sağlayan Lancium, şirketin yöneticisi Ali Fenn’e göre, büyük elektrik yüklerini batı ve orta Teksas’taki bol yenilenebilir enerji kaynaklarından almak için 2017′de harekete geçildi. Başlangıçta kripto para madenciliğine odaklanan Lancium şirketi, 2022′nin sonlarında ChatGPT’nin insan yaşamına dahil olmasıyla yapay zekâya güç sağlamaya odaklandı. Lancium’un bugün çeşitli geliştirme aşamalarında hizmet veren 5 veri merkezi kampüsü bulunuyor. Abilene’deki bin dönümlük bir kampüsün 2025′in ilk çeyreğinde 250 megavat güçle açılması ve 2026′da 1,2 gigawatta çıkması bekleniyor. Ancak burada bakılması gereken pencereden görünen manzara tedirgin edici. Enerji ihtiyacındaki bu artış, daha fazla enerji üretimini, o da daha yüksek maliyetleri beraberinde getirecek.
Öyle ki Maryland, Ohio, Batı Virginia ve daha fazla noktada çalışan iletim şirketi PJM tarafından hizmet verilen hanelerin aylık konut faturalarının Haziran ayından itibaren yüzde 11 ila yüzde 19 arasında artması bekleniyor. Tabii ki yapay zekâya sorulan soruların bunda payı büyük. Ortalama artışsa yüzde 2 civarında. Jack Kemp Vakfı'nın kıdemli üyesi Ike Brannon konuyla ilgili, "Politikacılar, enerji fiyatlarının yüzde 30 artacağı veya ara sıra elektrik kesintileri yaşanması durumunda tüketicilerin gazabıyla karşılaşmak istemiyorlar" diyor. Çünkü bu durum binlerce kişinin elektrik faturasına 2026’da yansıyabilecek yüksek yapay zekâ giderleri anlamına geliyordu ve gidişat değişmezse sonuç, ekonomik anlamda memnun olmayan yerliler olacaktı. Bu nedenle enerji sağlayıcılar 2026’ya kadar yapay zekâ şirketlerine sağladıkları enerjiyi yenilenebilir kaynaklardan elde etmeyi hedefliyor. Yani güneş ve rüzgâr santralleri ile hidroelektrik santralleri en önemli enerji kaynakları arasında. Özellikle Nikola Tesla’nın en büyük hayallerinden biri olan Niagara Şelalesi’nden elektrik enerjisi üretme fikri bugünleri öngörerek tasarlanmıştı. Elektrik üretilen kaynağın hiç durmaması ve asla tükenmemesi gerekiyordu. Çünkü her geçen gün gelişen teknoloji 24 saatlik günün tamamında ihtiyaç duyulan bir elektrik kaynağı gerektirirdi.
2029'DA FATURALAR YÜZDE 70 ARTACAK
Yapay zekâya sorulan her soru Santa Clara ve Silikon Vadisi’nde bulunan teknoloji şirketleri için enerji tüketimi anlamına geliyordu. Dünyanın diğer ucundan yaptığınız arama ya da sorduğunuz sorular birikiyor, ‘damlaya damlaya göl oluyordu.’ Bu hem mecazi hem de gerçek anlamıyla kabul edilebilirdi. Çünkü yapay zekâdan alınan her 10 yanıt yarım litre suya denkti. Tüketilen enerji hidroelektrik santrallerinden sağlanıyor ve durmaksızın sorulan sorular enerjinin hiç durmadan tüketilmesine neden oluyordu. Hal böyle olunca birilerinin de durmadan elektrik üretmesi şarttı. Teknoloji gelişecek, enerji tüketimi artacak ve bu ikisinin sorunsuz sürdürülmesi için enerji üretimi de artmak zorunda kalacaktı. Dünyayı kirletmenin geleceğin teknolojilerini ‘gelecekte kullanabilmek için iyi bir fikir olmadığı da açıktı. Yani dünyayı yok edersek, geleceği de göremeyeceğimiz için kirletmeden kazanmanın bir yolu bulunmak zorundaydı. Bu da yenilebilir enerjiyle mümkündü. Tabii avantajlarının yanında, dezavantajlarıyla!
Yapay zekânın enerji talebi elektrik arzını aşarsa, bunun Amerikalılar için olumsuz etkileri olacak. Elektrik kesintisi riskinin artması ve enerji maliyetlerinin yükselmesi ilk akla gelenler. Her geçen gün kötüye giden ABD ekonomisi, enerji bakımından da yetersiz kalırsa sadece hammaddesiz para kazandığı sektörde de koltuğunu en güçlü rakibi Çin’e kaptırabilir. Eski Cumhuriyetçi Temsilci Jack Kemp tarafından oluşturulan Washington DC düşünce kuruluşu Jack Kemp Vakfı'nın yeni raporuna göre, 2029'a kadar tüketiciler ve küçük işletmeler, yapay zekâ veri merkezlerinden gelen artan enerji talebi nedeniyle elektrik faturalarının yüzde 70 arttığını görebilir.
Çalışmanın ortak yazarı ve Jack Kemp Vakfı'nda kıdemli üye olan Ike Brannon, bunun tüketicilerin AI'nın artan enerji kullanımının yükünü taşıyacağı anlamına geldiğini söylüyor. Yani faturalar yapay zekâ giderlerini de vatandaşa yansıtacak. Bu, şu anda dünyadaki en yüksek veri merkezi yoğunluğuna sahip olan Kuzey Virginia'da gerçekleşmeye başladı bile. Kuzey Virginia'daki veri merkezlerinin artışı, (Federal hükümet ve ulusal güvenlik ajansları tarafından yönlendirilen) bugünlerde kamu hizmetlerinde artışlara yol açıyor. Brannon, "Burada enerji arzını çok fazla artırmadık, ancak talep artıyor" diyor. Eyaletin kamu hizmeti şirketi Dominion Energy tarafından hizmet verilen bölgelerinde, 2025'teki en yüksek talepler için bir fiyat metriği megavat-gün başına 29 dolardan 444 dolara çıktı. Yani bu denli bir artış yapay zekâya soru sormanın dünyamız ve geleceğimiz için pek de iyi olmadığının göstergesi. Enerji kaynakları genişletilmezse, yapay zekanın da sorulan sorulara cevap vermek için gücü olup olmayacağı meçhul.
Şarkıları ve sivri dilli sözleriyle her zaman gündemde olan ünlü şarkıcı Yılmaz Morgül, katıldığı canlı yayında yıllar sonra Survivor ile ilgili itirafta bulundu.