29.10.2023 - 02:00 | Son Güncellenme:
CEYDA ULUKAYA - SEYHAN AKINCI - Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 29 Ekim 1933 tarihli 10. Yıl Nutku’nda “Bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, mutluluklarla huzur ve rahatlık içinde kutlamanızı gönülden dilerim” demişti. Cumhuriyet, bugün tam 100 yaşında. Bu yüzyılda, dünya çapında başarılara imza atan bilim insanları, sporcular, sanatçılar yetiştirdi, Türkiye’yi ikinci yüzyıla taşıyacak değerler üretti. Yüzyıllık bayramımızı coşkuyla kutlamak üzere onlara, Cumhuriyet idealinin neler ifade ettiğini ve Türkiye’nin ikinci yüzyılına mesajlarını sorduk.
“Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi demek”
Prof. Dr. Naci Görür (Jeolog, deprem bilimci)
Cumhuriyet fikri sizin için ne ifade ediyor diye soruyorlar bana. Elazığ’da fakir bir ailede doğmuş, 3 yaşında marangoz babasını kaybetmiş ve okuma yazma bilmeyen bir annenin çocuğuna. O çocuk ki çok bilinen, zengin ve önemli ailelerin çocukları varken Elazığ okullarının iftihar listelerinden inmemiş, Teknik Üniversiteyi kazanmış, bu üniversitenin bursunu kazanarak okumuş ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın bursu ile Londra Üniversitesi’nde doktora yapmış bir çocuk. “Cumhuriyet senin için nedir?” sorusuna cevap açık değil mi? Cumhuriyet benim için baba demek, kimsesizlerin kimsesi demek, sahip demek, şefkat demek ve adalet demektir. Cumhuriyet ikinci yüzyılına bu özelliklerini geliştirerek, toplumumuzu bilimin ışığı ile aydınlatıp bilgi toplumuna dönüştürerek, birlik ve beraberliğimizi koruyarak girmelidir.
“MANEVİ MİRASI SONSUZA DEK YAŞATACAĞIZ”
Ediz Hun (Oyuncu)
Büyük Ata’mızın ilkelerine bugün, Cumhuriyetimizin 100’üncü kuruluş yıldönümünde çok daha fazla sarılmamız gerektiğini düşünüyorum. O, benliğinde taşıdığı yüce hasletlerle Türk milliyetçiliğinin, vatan sevgisi ve insanlık meziyetinin gerçek simgesi olmuştur. Aziz Atamız, her zaman aklın, ilmin egemenliğine inanmış büyük bir liderdi. Bugün ulaştığımız noktada, Atatürk’ün düşüncelerinin üçüncü bin yılda da yaşamımıza ışık tutacağı vazgeçilmez bir gerçektir. Mustafa Kemal’in yolunda gitmek bir tam’lık, bir kifayet meselesidir. Zamanın önünde giden, Türk milliyetçiliğinin başlangıcını oluşturan Büyük Atatürk, Türk’ü şöyle tarif etmiştir: “Türk yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan bir güneştir”. Yaşamın gayesi fazilettir. Fazilet herkese iyilik yapmak, insanları sevgi ile kucaklamaktır. İşte bu anlamda, Aziz Atamız: “Cumhuriyet fazilettir” sözüyle; yaşamdaki sevgi, şefkat, özgür irade ve hür düşünce gibi üstün bu değerleri Cumhuriyet ile özdeşleştirerek demokrasinin insanlık için önemini vurgulamıştır. Yüce Atam, sen ölmedin, sadece zamanın ötesine geçtin, her zaman gönlümüzdesin. Bizlere emanet ettiğin manevi mirasını sonsuza dek yaşatacağız. And içiyoruz. Aziz ruhun şad olsun...
“200. YILDA HAYALİM EMİN ADIMLARLA DAHA DA GÜÇLÜ TÜRKİYE”
Türkan Şoray (Oyuncu)
Öncelikle Cumhuriyetimizin 200. yılında da yaşayacağını düşünmek büyük bir güç veriyor bana. Eminim ki Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bize armağan ettiği Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır. 200. yılda hayal ettiğim ilk şey Türkiye Cumhuriyeti’nin emin adımlarla, daha da güçlü şekilde dünyanın en önemli ülkelerinden biri olması. 200 yaşındaki Türkiye Cumhuriyeti’nde; ülkemdeki tüm kız çocuklarının okula gitmesi, hepsinin okuyup kendini geliştirip istedikleri alanlarda kariyer yapıp kendi ayaklarının üzerinde durarak dünyada adından söz ettirecek bir Türkiye’nin parçası olmasını hayal ediyorum. Ekonominin düzeldiği, gelirlerin arasında uçurumların olmadığı, herkesin alnının terinin karşılığını fazla fazla aldığı, zengin fakir ayırımı olmadığı, hak, hukuk, adaletin önünde herkesin eşit olduğu, kimsenin adaletten yana en ufak bir şüphesinin olmadığı, tarlaların yeniden yeşillendiği, ağaçların her yeri sardığı, kimsenin maddiyatı düşünmeden temel ihtiyaçlarını karşılayabildiği, dilediği tiyatro, sinema, ülkeye gittiği, doğaya ve canlılara saygılı, birbirine tahammül edebilen, yüzü gülen, sevgi dolu bir Türkiye...
“Başarılar Cumhuriyet’in meyvesi”
Prof. Dr. Burcu Özsoy (İTÜ Denizcilik Fakültesi, TÜBİTAK MAM Başkanı)
Cumhuriyet’in önemli değerleri olarak eğitim ve bilime önem verilmesi ve özellikle kadın kimliğine sağladığı olanakları görüyorum. Dünyanın en zorlu coğrafyalarından biri olan Antarktika’da bir kadın bilim insanı olarak ülkemizi temsil edebilmeyi Cumhuriyet’in kazanımlarına borçluyum. Bulunduğumuz coğrafyada Türkiye’nin bir güneş gibi parlaması ve bölgede modern toplum açısından örnek bir ülke olması da yine Cumhuriyet değerlerinin bir sonucudur. Bugün Cumhuriyet’in bir meyvesi olarak dünyanın dört bir yanında Türk bilim insanlarının ses getiren başarıları göğsümüzü kabartıyor. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında geçen yüzyılın tecrübesi ve birikimlerinin üzerine koyarak, daha çok çalışarak ve katma değer üreterek Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma hedefini gerçekleştirmek için milletçe üstün bir çaba sarf etmeliyiz.
“DAHA ÇOK BİRLİKTE VE BİR ARADA OLMALIYIZ”
Ebru Baybara Demir (Şef)
Cumhuriyet’in 100. yılını birlikte olmakla, dayanışmayla özdeşleştiriyorum. Yaşadığımız deprem bunun en son ve en önemli göstergesiydi. Atatürk’ün anlattığı “Yüce Türk Milleti” kavramını en iyi şekilde anladığım bir dönem yaşadım. İyi günde kötü günde birbirimize kenetlenmenin, bir millet olarak hareket etmenin önemini anladık. Cumhuriyet’i bu değerler kurdu, bu değerlerin ayakta tuttuğuna inanıyorum. Atatürk’ün bir millet ve ulus olma ruhuyla oluşturduğu devrimlerinin ve inkılaplarının çerçevesinde 100 yıldır yolumuza devam edebildiğimize inanıyorum. Şu anda dünyanın her yerinde sürdürülebilirlikten bahsediliyor. Türk milleti olarak Türkiye’de yaşayan, Anadolu’da yaşayan insanlar olarak sürdürülebilirlik kavramı zaten bizim genlerimizde ve DNA’mızda var. Gıdayı, toprağı, tarımı sürdürebilmek için atalarımızdan bize miras kalan çok kadim bilgiler var. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına bu kadim bilgilerin, bizi nasıl bugüne kadar getirdiyse bundan sonra da götüreceğini düşünüyorum. Daha çok birlikte ve bir arada olmalıyız. Kadim bilgilerimizle başladığımız gibi yolumuza devam etmemiz lazım.
“ÇOK YAŞA SEN CUMHURİYET”
Canan Güllü (Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı)
İstiklal Marşımızı ezberlemeye çalışırken dizelerin anlamını ayrıntılarıyla anlatan ailemden öğrendim bağımsızlığın ve laikliğin önemini. Demokratik bir hukuk devleti olmanın yanında eşitliğin vazgeçilmez bir değer olduğunu. Dokuz yaşından itibaren kız çocukları okusun diye çalışmalar yaparken aslında arka planda niçin yapıldığının farkındalığı çok şey katmıştır bana. Bu nedenle iflah olmaz bir aktivist olarak laiklik ve eşitlik derim bana Cumhuriyet sorulduğunda. 1850’li yıllardan itibaren kadınların eşitlik mücadelesi Mustafa Kemal Atatürk’ün dikkatinden kaçmamış ve etkilendiği Avrupalı feministlerin görüşleri ile birleşince ortaya Cumhuriyet ile aynı zamanlı, adına Cumhuriyet kazanımları dediğimiz haklar ve laiklik temelinde insan hakları ve eşitlik perspektifi yansımıştır. 2023 yılında Cumhuriyet’in yarım yüzyılına tanıklık etmiş bir kadın olarak bu kazanımların önemini anlatma, uygulamaya geçmesine çalışılmış bir ömür bıraktım geride. Sıfırdan değil ama 100 yılın değerini, anlamını bilerek laik ve çağdaş bir hukuk devletinin mirasçıları olarak dimdik ayaktayız. Bu ülkenin 200. yüzyılına emin adımlarla gideceği inancımdan zerre kadar kuşkum yok. Çok yaşa sen Cumhuriyet! Selam olsun sana Mustafa Kemal Atatürk! Emanetin kadınlarda... Laik Türkiye Cumhuriyeti 200. yılda emanetin sahibi kadınlarla yol alacak.
“Cumhuriyet kadınların toplumun her katmanında olabilmesidir”
Şahika Ercümen (Milli dalışçı)
Atatürk Cumhuriyet’i tanımlarken tek kelime ile “Cumhuriyet fazilettir” diye özetlemiştir. Cumhuriyet Mardin’den Nobel’e, Kasımpaşa’dan Cumhurbaşkalığı’na gidebilmek demektir. Bir kadın olarak toplumumuzun tüm katmanlarında ve her alanda olabilmek demektir Cumhuriyet. Dünyada tüm haklarını elde etmiş en öncü uluslardan biri olmanın gururunu taşımaktır. Cumhuriyet, fikri hür, vicdanı, irfanı hür olmaktır. Cumhuriyetimizin ilk yüz yılında ülkemiz, Atamızın hedef gösterdiği ileri uygarlık seviyesine ulaşmada çok önemli yol almış, pek çok konuda dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasına girmiştir. Bu öyle bir yarıştır ki her alanda ve sürekli olmaktadır. Bilimde, ekonomide, sanatta, sporda, üretimde, teknolojide… Güzel ülkemizin her yerinde, çalışkan halkımızın tüm kesimlerinin yürüttüğü ve bir meşale gibi elden ele geçirdiği bir mücadele. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı için sadece ileri uygarlık seviyesine ulaşma hedefimiz olmamalı, yeni seviyeleri belirleyebilecek, toplumlara öncülük yapabilecek bir noktaya ulaşmalıyız.
“Yarınlara iz bırakalım”
Nurten Akkuş (Dünyanın En İyi 10 Öğretmeni, 2018)
Bir çocuk değişir dünya değişir diye çıktım yoluma. Aklımda hep inanmak, çalışmak, üretmek ve daha iyisini ülkeme armağan edebilmek; kulaklarımda ise ne kadar şanslı olduğumuzu her daim hatırlamamı sağlayan, güç veren Atamızın o sözleri vardı: Muhtaç olduğun kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut. Bu topraklarda iz bırakmış Atalarımızın nesli olmaktan gurur duyuyorum. Ben bu topraklarda yetişmiş bir Türk Genciyim, bir öğretmenim, bir kadınım. Sahip olduğum her bir rolüm ayrı bir gururum. Sadece bugünlere değil, yarınlara da iz bırakmak için daha çok çalışmalı, daha çok üretmeliyiz. Birlikte daha nice 100 yıllara…
“Ortak değerlerimizi büyütelim”
Mert Fırat (Oyuncu)
Cumhuriyet’in tüm değerleri aslında bu yüzyılı oluşturan değerler. Cumhuriyet ile başlayan 100 yıl önceden adımları atılmış tüm gelişim süreçlerinde kültür ve eğitimi en önde tutan ve kimseyi geri planda bırakmayan bir bakış açısı var. Biz bu genç Cumhuriyet’in 100 yılını bu değerler ve devrimler ışığında geçirmiş olduk. Bundan sonrasında aslında amacımız Cumhuriyet’in yeni 100 yılında ortak değerlerimiz üzerine kurulan bu yapıyı daha büyütmek ve geliştirmek olmalı. Bu millet ve Cumhuriyet aslında çok kısa sürede çok ciddi gelişmeler katetti ve kalkınma hamleleri yaptı. O yüzden bu yeni dönemimizde ektiklerimizi biçeceğimiz, devrimlerimize sahip çıkacağımız, yaptığımız hatalardan dersler çıkaracağımız, demokratik bir Türkiye’yi hayal ediyorum. Adil, şeffaf, gençlerin ufkunu açan, kadınların iş gücüne sahip çıkan, onların yanında olan, haklarını koruyan bir Türkiye benim en büyük arzum.
“İkinci yüzyılda değerini bilelim”
Cem Mansur (Orkestra şefi)
Cumhuriyet’in 100. yılında, hangi idealler ve değerlerle yola çıkıldığının, ne kadarının başarılabildiğinin, nelerin eksik olduğunun 100 yıllık deneyimin ışığında gözetlenmesi için elimizde kusursuz bir barometre olduğunu düşünüyorum. Çok sesli müzik yaşamımız: Konservatuarların, opera ve orkestraların ortaya çıkması ve kurumsallaşması, Cumhuriyet fikrinin en tartışmasız ifadelerindendi. Tabii ki sonradan yok olan Halk Evleri ve Köy Enstitüleri ile birlikte. Aydınlama hareketinin bütününden kopuk olarak devam eden müzik yaşamı, bu inanılmaz atılımın 100 yılda başarması gerekenin maalesef altında kaldı. Çok sesli müzik eğitimi ve yaşamına, kurumlara geniş kitleler tarafından sahip çıkılmaması, bugün eksikliğini gördüğümüz, farklılıklarımızı ahenk içinde yaşayan bir toplum olamayışımızın özeti gibi.Bunlardan vazgeçilmiş olması şevkimizi kırmasın, ikinci yüzyılda elimizdekilerin değerini daha iyi bilelim.
‘‘Cumhuriyet’in değerini zaman içinde öğrendik”
Füruzan (Yazar)
“Cumhuriyet” kavramı 19. yüzyılda dünyaya büyük bir hızla yayıldığında onun ne kadar değerli bir şey olduğunu zaman içinde öğrendik. Umarım şu anda ülkemizde çok hırpalanan bu kavramı zedelemeden korumayı başarabiliriz.
“Vatan sevgimiz ve bağlılığımız bana umut veriyor”
Birce Akalay (Oyuncu)
Cumhuriyet denince aklıma seferberlik geliyor sanırım. 1984 yılında dünyaya geldim. Yani ülkemiz benim doğumumdan hemen önce gerçekleşen darbelerin etkisindeydi, Körfez Savaşı zamanı okullarımızda savaş tatbikatları yapılırdı. Haydarpaşa Askeriye’den çalınan savaş sirenini hiç unutamam. Sonra Erzincan ve Yalova depremleri, çeşitli ekonomik krizler, 15 Temmuz Darbe girişimi, 10 ilimizi neredeyse yerle yeksan eden 6 Şubat depremi. Şimdilik ilk nefeste aklıma gelenler bunlar, unuttuklarım da vardır elbette. Ama sanırım en çok ihtiyaç duyulan ve başvurulan değer seferberlik oldu benim için. Hem kendi mikro çevrerimizde hem ulusal ülçüde. Görüşlerimiz ya da etnik kökenlerimiz her ne kadar farklı olursa olsun yeri geldiğinde bir yekün olarak hareket edebilmek bizim genlerimizde var. Vatan sevgimiz ve bağlılığımız ortak, bu bana umut veriyor. İkinci yüzyıla mesajım, ne olur? Artık o veya bu sebeple bölünmeyelim, çözüm üretelim, geçmişten gelen bilgiye ihtiyacımız var ancak hataları tekrarlamamak bizim elimizde. Her anlamda daha özgür ve güçlü bir Türkiye hayal ediyorum.
“ATATÜRK’Ü ÖZLEMLE VE MİNNETLE ANARIM”
Gürbüz Doğan Ekşioğlu (Grafik sanatçısı)
Çok çocuklu bir ailenin sonuncu çocuğu olarak doğmuşum, annem okuma yazma bilmezdi ama aydın görüşlüydü, Atatürk’e dua ederdi, elektrik kesildikten sonra yeniden ortalık aydınlanınca; icad edenin mekânı cennet olsun derdi, ben de şaka olsun diye “Anne o gavur,” derdim, o da “Gavur olsa ne fark eder?” derdi. Babam ilkokul mezunuydu ama şiire çok meraklıydi, şiir yazardı, destan yazardı... İkisi de tüm yaşamları boyunca beş vakit namaz kıldı. Babam bize şunu olun, bunu olun hiç demedi ama ahlaklı, adaletli olmanın önemini her zaman vurguladı. Evimizde meclis yemeklerinde şiirler okunur, hikâyeler anlatılırdı, ud eşliğinde türküler, şarkılar söylenirdi. Teknoloji yoktu, cep telefonu, özel otomobil de yoktu ama gıda olarak evdeki kilerde her şey teneke teneke dururdu. Şimdi düşünüyorum eğer bugünkü koşullarda aynı ailede yetişseydim üniversiteyi bitirir, bir iş bulur, ekonomik özgürlüğümü kazanmaya çalışırdım ama bu kadar pahalılıkta İstanbul’da güzel sanatlar okuyamazdım, sanatçı da olamazdım. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlarken bizlere bu ülkeyi armağan eden büyük Atatürk’ü özlemle ve minnetle anarım.
“En kıymetli değer bireysel özgürlük”
Murat Palta (İllüstratör)
Cumhuriyetin temelinde yatan en kıymetli değer, benim fikrime göre, bireysel özgürlüktür. Merkezden bir kişinin emriyle nasıl düşünmesi, neye inanması, neyi söylemesi, nasıl giyinmesi, nereye gitmesi gerekmeden insanların kendi kaderlerini kendilerinin çizebildiği bir sistem gerçekten de çok kıymetlidir. Bunun üzerine kurulan bir sistem doğru işlendiği takdirde uygarlığını koruyacaktır. Bu ilkeye bağlı kalarak ortaya çıkan demokrasi tanımı da doğal olarak, en kalabalığın söylediği şeyin doğru olması değil, en kalabalığın en aykırı söylemlerdeki azınlıkları dahi kabullenecek olgunlukta olabilmesi ve bu doğrultuda çözüm üretebilmesidir. Bu benim için çok çok hassas bir detay ve Cumhuriyet’in ileri yıllarından beklentim bu kritik nokta unutulmadan işleyen bir demokrasinin varlığının korunmasıdır.
“Türkiye için Hep birlikte şevkle çalışalım”
Kaan Urgancıoğlu (Oyuncu)
Adalet, eşitlik, kalkınma, demokrasi ve kültürel çeşitlilik gibi temel değerler üzerine inşa edilen Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında bu temel değerlerimizi hep birlikte daha da güçlendirmek, daha adil, daha eşit, daha gelişmiş, daha demokratik ve daha kapsayıcı bir Türkiye için şevkle çalışmamız dileğiyle… Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!
“Ben Atatürk genciyim, pes etmeK nedir bilmem”
Mete Gazoz (Milli okçu)
Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Dile kolay 100 yıl. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bizler için nasıl bir ülke hayal ettiğini ve bu hayal için ne kadar emek sarf ettiğinin en büyük kanıtıdır Cumhuriyet. Öyle sağlam temeller üzerine inşa edilmiş bir ülkemiz var ki bunca yıl geçmesine rağmen hâlâ dimdik ayakta. Ben Cumhuriyetimizin en çok bu özelliğini seviyorum. Cumhuriyet demek kararlılık demek. Pes etmek nedir bilmeden hedefe gitmek demek. Yorulduğumda, pes etme noktasına geldiğimde aklıma hep bu düşünce gelir. “Ben Atatürk genciyim, benim kitabımda pes etmek yok” diye sayıklarım kendi kendime. Bizler çok şanslı gençleriz. Bizlere inanan, güvenen ve bizden emin bir liderin gençleriyiz. Musfata Kemal Atatürk’ün gençleriyiz. O hep gençlere inandı, Cumhuriyet’i bizlere emanet etti. Bizlerin hayal ettiği gelecekte, onun ilke ve inkilapları var. Onun ışığından ilerleyeceğimiz, ülkemizi daha da güzel günlere taşıyacağımız bir dönem olur umarım. Her zaman olduğu gibi yine, ileriye gittiğimiz, birçok güzel ilke imza attığımız bir yüzyıl olsun.
“Gelecek için heyecanlanıyorum”
Alperen Şengün (Milli Basketbolcu)
Giresun’da doğup büyüdüm ve kendimi bildim bileli de her zaman basketbola bir tutkum vardı. Türkiye’de farklı takımlarda forma giydim ve tecrübe kazandım. Bugün 21 yaşında, dünyanın en büyük basketbol ligi NBA seviyesinde ülkemi temsil ediyorum. Bazen bunu düşününce ve geldiğim noktaya baktıkça gelecek için heyecanlanıyorum. Cumhuriyet denince de aklıma ülkemin her yerinden yetişen, benim gibi hayallerinin peşinden giden ve hedefleri için yorulmadan çalışan, fırsat eşitliğine sahip gençlerimiz geliyor. Bundan 100 yıl önce geleceğin gençlerini düşünerek topraklarımıza Cumhuriyet’i getirmek için sonsuz fedakarlıkta bulunan ve yılmadan çalışmaya, üretmeye devam eden Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını saygıyla anıyorum.
“Bizi zafere ulaştıran kararlılık”
Sümeyye Boyacı (Milli yüzücü)
Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün hayat hikâyesine baktığımda, Cumhuriyet’in kuruluş süreci ve sonrasında güzel ülkemizin kalkınma ve gelişme adına attığı adımları okuduğumda hissettiğim önemli değerlerden bir tanesi: Kararlılık. Kendisine anlamlı bir hedef koyan, bu hedefe giden yolda onu saptırmaya çalışan ne varsa bertaraf eden ve kararından dönmeyen bir lider ve ülke… Benim hayatıma en çok etkisi olan değerlerden biri işte bu tarihe sahip olmaktan geliyor. Gurur duyuyorum. Her geçen gün hedeflerime ulaşmak için kararlılığımı korumaya çalışıyorum. Bazen yollar engebeli oluyor ve düşüp kalkıyoruz ama günün sonunda bizi zafere ulaştıran şey, hedefimize olan inancımız ve kararımızdan dönmemek oluyor. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da bu kararlılığımı sürdüreceğim. Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut… Her Türk bu kararlılıkla hareket etmeli ve mesleği ne olursa olsun en yükseği hedeflemeli. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!
“İLKELERE SONUNA KADAR SAHİP ÇIKALIM”
Özge Özberk (Oyuncu)
Cumhuriyet’in ilk karşılığı benim için Atatürk demektir. Yüzyıldır kutlanılan en değerli ulusal bayramımızdır. Benimsediğimiz en güçlü değer; birlik ve beraberlik, vatanına sahip çıkmak, Atatürk’ün bize önderlik ettiği bu yolda, ilke ve inkılâplarına sonuna kadar sahip çıkmaktır. İkinci yüzyılda tek dileğim, bu değerlerin kaybolmasına izin vermeden, gelecek nesillere bıkmadan, usanmadan Atatürk sevgisinin ve Cumhuriyet ilkeleriyle yaşamanın ne kadar kıymetli olduğunun tekrar tekrar anlatılmasıdır.