06.04.2025 - 02:00 | Son Güncellenme:
Onur Özgen - Spora olan tutku, çoğu insan için belirli bir yaşa veya kariyerin sonuna geldiğinde sona ermez. Aksine, profesyonel sporcuların hayatını yakından incelediğimizde, onların emeklilik sonrasında da aktif kalmayı sürdürdüklerini, hatta ikinci veya üçüncü bir kariyer olarak yeni bir spor dalına başladıklarını görebiliriz. Bu durum, ‘sporcu ruhu’ kavramının sadece tek bir branşa hizmet etmediğinin en güzel kanıtıdır.
Bu yazıda, kariyerlerini büyük başarılarla taçlandırmış; futbol, basketbol ya da başka dallarda isimlerini altın harflerle yazdırmış bazı sporcuların, emeklilik sonrasında yepyeni bir heyecan peşine düşerek farklı sporlar denemelerinden bahsedeceğiz.
Bu isimler, kendilerine has hikâyeleriyle sporun aslında ne kadar geniş bir yelpaze sunduğunu ve bir sporcunun farklı yetenekler de geliştirebileceğini ortaya koyuyor. Kimi adrenalini otomobil yarış pistlerinde ararken, kimi sakin görünen ama yoğun mental disiplin gerektiren golfte ustalığını sınamak istedi. Bazıları ise gücünü boks ringinden veya dövüş sanatlarından alıp farklı sahalara taşıdı. Önemli olan, sportif ruhu canlı tutmak ve bedensel-zihinsel uyumu koruyarak yeni deneyimlerin kapısını aralamak.
Şimdi gelin, tanıdığımız bu önemli sporcuların, büyük kariyer başarılarının ardından kendilerini nasıl bambaşka bir spor dalında sınadıklarına birlikte göz atalım.
Fabien Barthez: Futbolun altın eldiveninden motor sporlarının tozlu pistlerine
Bir döneme damga vuran Fransız kaleci Fabien Barthez, Manchester United ve Fransa Milli Takımı formalarını terleterek büyük başarılar elde etmişti. Özellikle 1998 Dünya Kupası’nı kazanan Fransa kadrosunun önemli bir parçası olan Barthez, futbolu bıraktıktan sonraysa sürpriz bir kararla motor sporuna adım attı. Barthez’in motor sporlarına ilgisi aslında profesyonel futbolculuğu döneminde başlamıştı. Farklı hız sporlarına ilgi duyduğu biliniyor, boş vakitlerinde pistleri ziyaret ediyor ve yarış atmosferini soluyordu. Emekli olduktan sonra bu tutkusunu profesyonel bir boyuta taşıma kararı alması ise pek çok kişiyi şaşırttı. Zira bir kalecinin, ani karar verme ve refleks becerileri gerektiren motor sporlarında da başarılı olup olamayacağı merak konusuydu.
Barthez, Le Mans 24 Saat gibi dünyanın en ünlü ve zorlu dayanıklılık yarışlarına katıldı. Bu yarışlarda gösterdiği performans, onun futboldan gelmiş bir isim olmasına rağmen ne kadar azimli ve disiplinli olduğunu ortaya koydu.
Diego Forlan: Gol krallığından tenis kortlarına
Diego Forlan, futbol kariyeri boyunca dünyanın birçok önemli liginde forma giydi ve attığı gollerle adından söz ettirdi. Başarılı kariyerini Avrupa kulüplerinde sürdürdü; Villarreal, Atlético Madrid ve Inter gibi takımlarda forma giyerek gol krallıkları ve kupalar kazandı. 2010 Dünya Kupası’nda sergilediği performansla turnuvanın en iyi oyuncusu seçilmesi, onun futbol kariyerinin zirve anıydı. Peki ya tenis? Futbolu bıraktıktan sonra Forlan’ın tenis kortlarında boy göstermesi, hayranları için bir sürpriz olmakla birlikte, aslında onun çocukluk tutkusuna geri dönüşü olarak da yorumlanabilir. Forlan’ın ailesinin spora olan ilgisi biliniyor; babası eski bir futbolcu, dedesi ise futbol antrenörüydü. Forlan, küçüklüğünde tenisle de ilgilenmiş, hatta tenis mi futbol mu ikileminde kaldığı bile söylenmişti. Son kararı futbol olmuştu, ancak emekli olduktan sonra tenisi profesyonel ölçüde deneyimlemek istedi. Tenis, özellikle teknik, kondisyon ve sürekli mental hesaplama gerektiren bir spor. Kortta tek başınasınız ve rakibin stratejilerine anında cevap vermeniz gerekiyor. Forlan ise futbolda kullandığı fiziksel dayanıklılığını, sahada gösterdiği oyun zekâsını ve rekabetçi ruhunu tenis kortuna taşımaya çalıştı. Elbette bu yeni macerası, futbol kariyeri kadar ses getirmedi. Yine de farklı turnuvalarda yer alarak raket sporlarında kendini denemek, Forlan için hayat boyu istediği ama futbolun yoğun takviminde fırsat bulamadığı bir hayâlin gerçekleşmesiydi.
Rafael Nadal: Toprağın kralı golf kursunda
Tenis topunun toprağa düştüğü bu günlerde Toprağın Kralı’nı anmadan olmaz. Tüm zamanların en iyi toprak kort oyuncusu Rafael Nadal geçtiğimiz yıl tenis kariyerini sonlandırmıştı. Efsaneleştiği Roland Garros’ta ise bu yıl ona özel bir veda töreni düzenleneceği haberleri heyecan yarattı. 22 Grand Slam şampiyonu Rafa ise elindeki raketi bırakmadan golf sopasıyla çimlerde marifetlerini sergilemeye başlamıştı. Nadal’ın golf tutkusu şimdilik kurslarda ve turnuvalarda sürüyor. Bakalım burada da büyük bir şampiyona evrilecek mi?
Michael Jordan: Basketbol parkelerinden golf sahalarına uzanan yol
Michael Jordan, çoğu basketbol otoritesi tarafından NBA tarihinin en büyük oyuncusu olarak anılır. Chicago Bulls formasıyla altı NBA şampiyonluğu kazanarak, 1990’lara damga vurmuş bir ikon olan Jordan, aktif basketbol hayatını sonlandırdıktan sonraysa golfe yöneldi. Aslında Jordan’ın basketbol kariyeri devam ederken bile golf oynamaya büyük ilgi duyduğu biliniyordu. Özellikle sezon arasında veya boş zamanlarında golf sahalarında vakit geçirmek, onun için hem keyifli hem de rahatlatıcı bir aktiviteydi. Yarışma hırsı ve rekabet duygusu, golfte de kendini gösterebileceği için bu dal ona oldukça çekici geldi. Çünkü golf, sakin bir spor gibi görünmesine rağmen, zihinsel dayanıklılık ve konsantrasyonun en üst düzeyde olması gereken disiplinlerden biri.
Bixente Lizarazu: Yeşil sahalardan dövüş sporlarına
Fabien Barthez gibi Fransa Milli Takımı’nın 1998 Dünya Kupası’nı kazanan kadrosunda bulunan ve Bayern Münih formasıyla Avrupa’nın zirvesine çıkan Bixente Lizarazu, futbol kariyerini noktaladıktan sonra dövüş sporlarına yöneldi ve Brezilya jiu-jitsusuyla tanıştı.
Lizarazu’nun dövüş sanatlarına merak sarması ilk bakışta şaşırtıcı gelebilir, fakat yakın dövüş ve yer teknikleri üzerine odaklanan Brezilya jiu-jitsusu, fiziksel olduğu kadar zihinsel de yoğun bir çalışma gerektirir. Lizarazu, futbolculuk döneminde kazandığı kondisyonu ve agresif savunma anlayışını bu yeni spora kolayca adapte etmiş görünüyor.
Tim Wiese: Kalecilikten güreş arenalarına
Futboldan sonra başka bir spor dalında ciddi bir kariyer denemesi yapan bir diğer isim de Tim Wiese. Almanya Milli Takımı’nda forma giymiş, Werder Bremen ve Hoffenheim gibi kulüplerde görev yapmış olan Wiese, güçlü fiziği ve sert duruşuyla tanınan bir eldivendi. Futbolu bıraktıktan sonra ise, beklenmedik bir kararla profesyonel güreş (WWE) dünyasına adım attı.
Wiese, futbolu bıraktıktan sonra yoğun bir şekilde vücut geliştirmeye odaklandı. Kısa süre içinde kas kütlesini ciddi biçimde artıran Alman sporcunun, WWE’in dikkatini çekmesi çok uzun sürmedi. Zira WWE, Avrupa pazarında da ilgi çekici isimlerle gündeme gelmeyi seviyor. Wiese, ilk olarak 2014 yılında antrenmanlara başladı ve sürpriz bir şekilde bir WWE etkinliğinde sahne alarak güreş dünyasına “merhaba” dedi.
Efsane sporculardan merakla dinlenen Podcast’ler
Served wıth Andy Roddick
Amerikalı eski tenisçi Andy Roddick, yayıncılık kariyerinde basamakları hızlı tırmanıyor. Ürettiği içeriklerle büyük beğeni toplayan 2003 Amerika Açık Şampiyonu, podcast serisi “Served with Andy Roddick” ile dikkat çekiyor. Tenis meraklılarının ilgiyle dinlediği podcast, Roddick’in esprili kişiliğini de yansıtıyor.
That Peter Crouch Podcast
Peter Crouch’un başarılı futbol kariyeri boyu kadar uzun olmasa da kendine has gol sevinciyle hafızalara kazınmayı başardı. İngiltere Milli takımının ve Liverpool’un eski yıldızı sahadaki marifetlerini şimdi de “That Peter Crouch Podcast” adlı seriyle futbolseverlerle paylaşıyor.
The ETCs wıth Kevin Durant
NBA’in unutulmaz yıldızlarından Kevin Durant’ın podcast’i elbette parkedeki arkadaşlarını dinleme fırsatı sunduğu için en çok beğenilen içerikler arasında. Başarılı basketbolcunun “The ETCS with Kevin Durant” adlı serisi özellikle basketbolseverlerin kaçırmaması gereken podcast’lerden.
The Rest Is Football
“The Rest is Football” adlı podcast serisi Ada futboluna damga vurmuş Gary Lineker, Alan Shearer ve Micah Richards’ı biraraya getiriyor. Üçlü podcast’lerinde güncel tartışmaları kariyerlerinden gelen çılgın hikâyelerle birleştirerek futbolseverler için benzersiz bir sohbet gerçekleştiriyor.
Hotboxin’ wi0th Mike Tyson
MIke Tyson, yaşamış en iyi boksörlerden biri. Onun ringdeki performansını podcast’e taşıdığını söylemek yanlış olmaz. “Hotboxin’ with Mike Tyson”da spor efsanelerinden güncel konuklara birçok isimle keyifli sohbetler gerçekleştiriliyor.
Rio Ferdinand Presents
Manchester United’ın efsanevi kaptanı Rio Ferdinand, futbolu bıraktık-tan sonra yorumcu olarak en dikkat çekici isimlerden birine dönüştü. Rio, sizi evinizde veya işe giderken üç farklı şovunun keyfini çıkarmaya davet ediyor: Rio Presents, Rio Meets ve Rio Reacts.
Fotoğraf sanatçısı Emre Yetkin'le 2016 yılında nikâh masasına oturan Burcu Biricik, geçtiğimiz temmuz ayında kızı Luna'yı kucağına almıştı. Kızının yüzünü göstermeyen Burcu Biricik objektiflere yakalandı.