23.10.2022 - 03:00 | Son Güncellenme:
ASLI ÖKTENER
ASLI ÖKTENER- Sizleri Emma ve Garance ile tanıştırayım! Bisiklet gezgini iki Fransız... Yaklaşık 4 ay önce yaşadıkları Paris’ten, Japonya’ya gitmek üzere bisikletleriyle yola çıkmışlar. Amaçları dikkatleri iklim değişikliğine çekmek ve yolculukları boyunca geçtikleri ülkelerde tanıklık ettikleri yaşamları resmetmek. Sonra da bu çizimlerini Japonya’da sergileyeceklermiş. Peki, biz onlarla nasıl tanıştık? Hemen anlatayım: Oğlum Can ile dünyayı bisikletleriyle dolaşan gezginlerin buluştuğu warmshowers.org sitesine bundan 6 yıl kadar önce üye olduk. Ancak o dönemde İstanbul’da yaşıyorduk ve iş yoğunluğum dolayısıyla siteyi aktif olarak kullanamadık. Hayatın akışı bir süre sonra bizi İzmir’e getirdi. Tam da yaşamın ritmi iyice yavaşladığı sıralarda site aracılığıyla Fransız bir bisikletçiden mesaj aldık. 26 yaşındaki Tanguy isimli bu genç, Büyük Okyanus’ta bulunan Yeni Kaledonya’ya gittiğini ve yolculuğunun İzmir geçişi sırasında evimizde 1 ya da 2 gece kalıp, kalamayacağını soruyordu. Oluşturduğu rotayı, bisikletiyle tam 1.5 yılda tamamlamayı planlayan Tanguy’a, kapımızı açmaya karar vermemiz uzun sürmedi. Burada öncelikle bize gelen ilk soru şu oluyor: “Tanımadığınız birine ya da birilerine evinizi açmak güvenli mi?”
Elbette yüzde yüz değil. Pek çok şeyde olduğu gibi… Ancak bisiklet gezginleri, warmshowers’taki hesaplarında kendilerini zaten az çok tanıtıyor. Yani isimlerini, fotoğraflarını, hangi ülkeden, hangi nedenle, nereye yolculuk ettiklerini belirtiyorlar. Ve varsa -ki çoğu sahip- Instagram ve blog hesaplarını da siteye ekliyorlar. Buradan yolculukları ve hikâyelerine dair yazı ve fotoğraf paylaşımlarını görebiliyorsunuz. Böylece ne kadar ciddi ya da güvenilir olduklarını az çok anlıyorsunuz. Ayrıca hesaplarında yer alan yorumlar bölümüne, daha önce konuk oldukları ev sahiplerince bırakılan yorumları okuyup, kişilikleri hakkında bilgi de edinebiliyorsunuz. Şunu da unutmayalım! Onlar da sizi tanımıyor. Yani bu iş karşılıklı güven gerekiyor.
Tüketim karşıtı, çevre dostu
Her şeyden önce bisiklet üzerinde, büyük bir cesaret ve sabırla yüzlerce, hatta binlerce kilometre kat ederek evinize ulaşıyorlar. Ve birçoğu da üniversite mezunu, tüketim karşıtı, çevre dostu! Bu yüzden yolcuklarında zorda kalmadıkça alışveriş etmiyor, fosil yakıt tüketen araçları tercih etmiyorlar. Yani düşünsenize hayatın bambaşka bir yerinde, kendilerince var olmaya çabalayan bu “dünya vatandaşları”nın (Ben onları bir ülkeye ait görmediğim için öyle diyorum) hikâyeleriyle, hayata bakışlarıyla ufkunuzu genişletirler öyle değil mi?
Siz de yaptığınız pratikle, İngilizcenizi ve eğer varsa Fransızca, İtalyancanızı ya da bir başka yabancı dilinizi geliştirirsiniz. Çünkü insan bunu zorunda kalınca ne yapıp edip konuşuyor. Burada hemen ekleyeyim misafir ettiğiniz konuklarınızın ülkelerine olur da yolunuz düşerse onlar da size evlerinin kapılarını açıyor, böylece yurt dışında siz de ücretsiz olarak konaklama imkânı buluyorsunuz. Gelelim işin ağırlama kısmına… Burada da ikinci soru geliyor: “Peki, evde bir yabancının varlığından rahatsız olmuyor musunuz?” Olmuyoruz! Gerçekten! İnanın alt kattaki komşu çocuklarının, bilgisayarda oyun oynayan oğlumun sesi daha fazla çıkıyor! Bu işin şakası tabii…
Çocuklar ve yeğenler yaşıtları olan misafirlerle ilgileniyor, sohbet ediyor, İzmir’in tarihi ve kültürel yerlerini birlikte geziyorlar. İstersek biz onlara, onlar da bize ülkelerimize has yemekler de yapıyoruz. Daha ne olsun…
Emma ve Garance 7 ayda Japonya’da
Bu arada Emma ve Garance’dan bahsediyordum değil mi? En son konuştuğumuzda evlerinden neredeyse 5 bin kilometre yol kat edip Kapadokya’ya varmışlardı. İzmir’den Efes Antik Kenti’ne ulaştıklarında ise yolda gazetemiz Milliyet’i bulup bana fotoğraflarını gönderdiler. Büyük incelikti. Bu iki cesur kadın, her şey planladıkları gibi giderse, Kapadokya’dan sonra Mersin’e, oradan vapurla Kıbrıs’a geçecek, Süveyş Kanalı’ndan okyanusa uzanarak 7 ayda Japonya’ya varacak. Emma ve Garance’e “Türkiye yolculuğunuz nasıldı, hiç tehlike yaşadınız mı?” diye sorduğumda, söylediklerinden çok mutlu oldum: “Harikaydı! Türkler çok misafirperver, cömert ve nazik insanlar. Bazen akşam geç saatlerde bisikletten indiğimizde geceyi evlerinde geçirmemizi ya da bahçelerine çadır kurmamızı teklif edenler oldu. İnsanlar bisikletle seyahat edenlere genellikle saygı duyuyor. Bu yüzden kendimizi asla güvensiz hissetmedik. Aksine, çok fazla yardım ve merak vardı. Bir gün Eğirdir yolunda bir araba bize üzüm ikram etmek için durdu. Bazen insanlar bizi, ‘Kolay gelsin’ ile neşelendiriyor bazen de yanımızdan geçen kamyon şoförleri kornolarına basarak, ‘Go, go, go!’ diyerek gülümsetiyorlar. Türk insanını, alabildiğine uzanan ovaları, sahilleri, dağları, kahvede okey oynayan adamları, çarşı-pazarı, tarihi mekânları, tarlada çalışan kadınları, çocukları resmetmek bizim için anlatılmaz bir deneyim oldu. Bazen yolda bize ‘Kardeş misiniz?’ diye soranlar oluyor. Onlara Çanakkale yolunda bir kamyonun üzerinde gördüğümüz yazıyla yanıt veriyoruz: Üzüm üzüme baka baka kararır…”
Bu arada Fransız genç Tanguy, en son attığı mesajında Pamir Dağları’ndan henüz geçmişti, İngiliz konuklarımız Mairi ve Ian ise Antalya’ya ulaşıp Dubai hayallerine bir adım daha yaklaştı.
Tüm bunlar kulağa masal gibi geliyor değil mi? Ama dünyada bu hayalleri gerçek kılanlar oluyor işte! Biz de evimizi kısa süreliğini kendilerine açarak bir anlamda bu harika yolculuklara eşlik ediyoruz. Hepsi bu…
Üye olurken sınırlarınızı çizin
Bugüne kadar Fransa dâhil 3 ülkeden (İngiltere, İsviçre) gezginleri ağırladık ve çizgiyi aşana hiç rastlamadık. Elbette site yoluyla gelenlerle sıkıntı yaşayanlar vardır! Ama şans işte, bize hiç denk gelmedi. Ancak yine de tavsiyem siteye üye olurken sınırlarınızı iyi çizmeniz. Yani misafirin evinizde neler yapıp yapamayacağını ona anlatmanız...
Misal; aileniz, mesleğiniz, aynı anda kaç gezgini en fazla kaç gün ağırlayabileceğiniz, evinizin konumu, bisiklet parkı için uygunluğu, evcil hayvanınız olup olmadığı (alerjisi olan çıkabiliyor), mutfağınızı, banyonuzu, fırın ya da buzdolabınızı, hatta wi-fi bağlantınızı kullanıp kullanamayacaklarını ve evde sigara içilip içilmediğini açıkça yazmanız. İsterseniz başka hassasiyetlerinizi de not düşüp listenizi genişletebilirsiniz.