03.11.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
Ceyda Ulukaya
Sonbahar yağmurlarıyla birlikte mantar sezonu açıldı. İstanbul’da Belgrad ve Polonezköy ormanları, mantar avcıları için biçilmiş kaftan. Ancak çok dikkatli olmak şartıyla; zira mantarların büyük bölümü zehirli, hatta öldürücü türler de çok yaygın. Türkiye’nin mantar hocası, mikolog Jilber Barutçiyan, düzenlediği mantar turlarında tam da bu konunun ne kadar titizlik gerektirdiğini anlatıyor; çünkü aslında yenebilen mantarlar zannettiğimizden de az: “Türkiye’de çıplak gözle görebileceğimiz yaklaşık 30 bin çeşit mantar var, bunlardan yalnızca 150-200 türü yenebilir sınıfından. Bir o kadarı zehirli mantarlar. Yaklaşık 15 çeşit de öldürücü mantarımız var. Geriye kalan 29 bin küsur çeşit mantar ise çeşitli nedenlerle yenmez.”
Jilber Hoca bu bilgileri, Polonezköy’de düzenlediği mantar gezisine katılmak üzere bekleyen kalabalığa veriyor. Sonra cebinden çıkardığı çakıyla, mantarları topraktan nasıl ayırmamız gerektiğini gösteriyor. Sepetlerimizi dağıtırken mantar konusunda doğru bilinen yanlışları hatırlatıyor ve iki saat sonra topladığımız mantarlarla aynı yerde buluşmak üzere ormanın derinliklerine dalıyoruz. Büyük bir keşif heyecanıyla çıkılan gezinin sonunda herkes ismini dahi bilmediği çeşit çeşit mantarla dolu sepetlerle dönüyor.
Jilber Hoca sabırla tüm sepetleri boşaltıp mantarları tek tek tasnif ettikten sonra anlatmaya başlıyor. İşte Jilber Hoca’nın ifadeleriyle Chanterelle’den Sezar’a, köygöçürenden cadı kalbine en lezzetli, en tuhaf, en zehirli mantarlar:
Köygöçüren (Amanita phalloides): Mantarla ilgilenen herkesin bir bakışta tanıması gereken mantar bu. Dünyanın en önemli mantarı. Çok lezzetli olmakla birlikte öldürücü ve hiçbir panzehiri yok. Türkçe adı köygöçüren, ölüm meleği diyenler de var. Zeytin yeşiliyle zeytin sarısı arasında değişen bir şapka, şapkanın altında panjura benzeyen beyaz lameller ve bacak kısmında bir yüzüğe sahip. Dünyada mantar zehirlenmesinden ölümlerin yüzde 90’ından bu mantar sorumlu. Yedikten sonra ilk 12-48 saat arası hiçbir belirti vermez, 48 saat sonra da iş işten geçer.
Omphalotus Olearius: Kümeler halinde gelişen, muhteşem renkli bir mantar. Türkiye’de bildiğimiz, tropikal mantarlar kadar olmasa da gece ışık saçan tek mantar. En zehirli mantarlardan biri. Öldürücü demedim dikkat edin, zehirli. Yediğiniz zaman bir hafta boyunca morfin bile yapsalar karın ağrısından kurtulamazsınız.
Borazan mantarı: Siyah ve külah gibi oyuk, gayet lezzetli ve kolayca kurutulabilen bir mantar. Kurutuldukça aroması artar. Rengi nedeniyle ormanda bulması zor ama bir tane bulursanız hemen eğilin, binlercesi bir arada olabilir. Tanımlanması en kolay mantarlardan. Fransızlar fakirin trüfü der.
Sezar mantarı ya da Yumurta mantarı (Amanita Sezaria): Köygöçürenle aynı aileden, Amanita ailesinden geliyor. Amanita, Amanos Dağları’ndan gelen demek. 30 yıl Avrupa’da fellik fellik arayıp bir defa rastlamadım, pazarlarda da kilosu 150 Euro’ya kadar çıkıyor. Dünyanın en lezzetli mantarı. Önce bir yumurta oluşturup içinde yavaş yavaş gelişiyor, sonra yumurtasını delerek çıkıyor. Sezar’a yedirilen bir mantar olarak da biliniyor aynı zamanda. Fındıksı, taze cevize benzeyen bir tadı var. Türkiye’de bol miktarda bulunuyor.