Pazar“Doğurmadığımı unuttum”

“Doğurmadığımı unuttum”

09.05.2021 - 03:02 | Son Güncellenme:

6 yıl önce bekar bir kadın olarak koruyucu anne olan Selda G. “Kızımla öyle kuvvetli bir ilişkimiz var ki, inanın bazen doğurmadığımı unutuyorum” diyor

“Doğurmadığımı unuttum”

Ceyda Ulukaya - Selda G., doğurmadan da anne olunabileceğine inananlardan. Uzun yıllar tekstil sektöründe çalıştıktan sonra 45 yaşında çocuk özlemiyle çıktığı yol, onu kızına götürmüş. Bundan altı yıl önce, henüz beş aylıkken kucağına aldığı çocuğun koruyucu annesi olmuş. Hem de bekar bir koruyucu anne. “Önce kendime güvendim” diye anlatıyor koruyucu anneliğe karar verişini ve ekliyor: “Buna ne yaş ne de bekar olmak engel değil. Öyle kuvvetli bir ilişkimiz var ki, inanın bazen doğurmadığımı unutuyorum.” Anneler Günü vesilesiyle, bekar koruyucu anne olmayı Selda G.‘den dinledik. 

Haberin Devamı

Koruyucu anne olmaya nasıl karar verdiniz?

Aslında koruyucu anneliği hiç duymamıştım. Evlat edinmek vardı kafamda ama bebek yaşlarda olmasını istiyordum ki, ben büyüteyim, onun her evresine tanıklık edeyim. Ama başvuruda bulunduğumda, o zaman 45 yaşındaydım, evlat edinmede çocuk ve anne arasında en az 40 yaş olma şartını aradıklarını söylediler. Koruyucu aile olabilirsiniz dediler. İlk kez o zaman duydum. Tamam dedim. Yaklaşık 4 ay bekledim ama 1-2 yıl bekleyenler oluyor. Benim şansım, o dönem Sakarya’da olduğum için oradan başvurmam oldu. İstanbul gibi yoğun başvuru yoktu orada.

Biyolojik olarak anne olma fikriniz hiç olmamış mıydı?

Okul, iş hayatı derken gönlüme göre biri çıkmadı karşıma, evlilik koşulları oluşmadı. Ama çocuk özlemim hep vardı. Yaşım ilerledikçe de bunu daha yoğun hissetmeye başladım. Gençliğinizde belki başka şeylere yer açmanız daha kolay ama belli bir yaştan sonra daha fazla zaman kaybetmeyeyim diye düşünüyorsunuz. Kendinizin yapma şansı yoksa da bu seçeneğe yöneliyorsunuz. Ben böyle düşündüm ve çocuğu kucağıma alana kadar da kimseye söylemedim; çünkü bizim toplumumuzda buna olumlu bakanlar kadar olumsuz bakanlar da var. Bunlarla uğraşmaya lüzum yok, kucağımda gördüklerinde açıklarım diye düşündüm.

Haberin Devamı

Peki ilk gün nasıl geçmişti, hiç zorlandınız mı?

Kız kardeşimle birlikte gittik. Tabii öncesinde bahsetmişlerdi, daha 5 aylık, hatta biraz hasta diye. Bakımsızlık kaynaklı ileri derecede zatürre ve bronşiti vardı. Bakıcının kucağında geldi, böyle saçını da toplamışlar minnacık, o hasta haliyle bile gülüyordu. Ben hemen vuruldum zaten. Normalde 20 gün alışma süresi tanıyorlar ama ben hayır dedim, benim için tamamdır. Hemen çarşıya gittik, eksiklerini aldık. Bir ara dinlenmek için oturduğumuzda ben tabii hüngür hüngür ağladım, yalan yok. Benim de bir evladım oldu diye... O anki hissim, sanki doğum yapmışım da hemşire bebeği bana vermiş gibiydi. İnanın hiçbir farkı yoktu benim için, öyle bir sevinç yaşadım.

Kızınız şimdi 6 yaşında. Nasıl bir ilişkiniz var?

Şöyle söyleyeyim, ilk bir hafta dolmadan, kız kardeşimle beni ayırt etti. Artık nasıl bir annelik içgüdüsüyle hareket ettiysem. İlk bir ay sürekli hastaneye gittik zaten, oksijen takviyesi yapıldı, ilaçlar aldı.      Kız kardeşimle 24 saat nöbetleşe bekledik başında. Ve             2 yaşına kadar çok iyi korunup kollanması, iyi beslenmesi gerekiyordu. Ben bir yıl mecbur kalmadıkça dışarı çıkmadım ama kurtardık çok şükür. Şu an tabii çok kuvvetli bir ilişkimiz var, birbirimize çok düşkünüz. Kucağıma aldığım andan itibaren evladım oldu benim. İnanın bazen doğurmadığımı unutuyorum. Okulundan aldığım tepki çok güzel, bütün hocaları “Bu kadar mutlu bir çocuk görmedik şimdiye kadar” diyorlar. Demek ki doğru yapıyorum diye düşünüyorum. 

Haberin Devamı

Siz aynı zamanda bekar bir koruyucu annesiniz. Çocuğun tüm sorumluluğunu üstlenmek konusunda hiç çekinceniz oldu mu?

Zerre kadar aklıma gelmedi. Ben kendimi yapı olarak güçlü görüyorum. Belki avantajım o dönem kız kardeşimle birlikte yaşamaktı, güç birliği yaptık ama o olsun ya da olmasın önce kendime güvendim. Ben yaparım dedim. Zaten bizim toplumumuzda malum çocuğu anneler büyütüyor, babaların katkısı sınırlı oluyor genelde. Maddi açıdan da zorlanmayacağım koşullarım vardı. Bir endişem olmadı. İlerde farz edelim evlensem dahi, kızımın düzenini bozmam. Karşımdaki kişiye ya kendi evinde yaşa ya da belli günler görüşelim derim. Benim için çocuğum birinci sırada.

Haberin Devamı

“Biyolojik annesine göbiş anne diyor”

Koruyucu ailelerin, talep halinde çocuğu biyolojik ailesiyle de düzenli olarak görüştürmeleri gerekiyor. Bu süreci ona nasıl anlattınız?

Tabii, onu bebekken aldığım için doğurmadığımı bilmiyordu haliyle ama dediğiniz gibi biyolojik aileyle de görüştürmeniz gerekiyor. Aklının ereceği yaşa gelince, zaten karşı tarafın görüşme talep etmesi de aynı döneme denk geldi, anlatmak gerekiyordu. “Bak yavrum” dedim, “Senin bir de göbiş annen var. Onun göbeğinde dünyaya geldin ama sonra benim kızım oldun.” İlk tepkisi “Anne biz ayrılacak mıyız?” oldu. “Hayır, biz her zaman birlikte olacağız” dedim. Tabii biraz zaman geçtikçe nasıl aldın diye sormaya başladı. Yaşına göre, basit cümlelerle anlatmaya çalıştım. İmkanı olmadığını, bakamadığını, bakamayan annelerin bebeklerini koyduğu bebek evleri olduğunu söyledim. “Ben seni orada görüp çok sevdim, oradan aldım” dedim. Tabii bu konu onlar için çok hassas, o yüzden çok dikkatli davranmak gerekiyor. Biyolojik aileye dair çok olumlu cümleler kurmak gerekiyor; çünkü diğer türlü çocuğu üzersiniz, başka bir işe yaramaz.

Haberin Devamı

Baba konusunda nasıl bir açıklama yaptınız?

Bu sene okula başladıktan sonra, haliyle arkadaşlarından duyduğu için, babayı sormaya başladı. Ben de kurumu aradım, en azından bir fotoğrafına ulaşsanız dedim. Çocuk hayali bir baba canlandırmaya çalışıyor kafasında. Sağ olsunlar yardımcı oldular, babasının birkaç gençlik fotoğrafını gönderdiler. Çıktısını alıp gösterdim, “Bak senin baban bu” dedim. O kağıtlara sarıldı, benim de babam var diye. Çünkü kurumdaki görüşmelerde babayı hiç görmedi. Bilmiyoruz nerede olduğunu diyorlar. Pandemi bitiminde görüşme talep edeceğim. Koruyucu aileler bunu pek talep etmezler aslına bakarsanız, aksine görüştürmemek daha iyi diye düşünülür ama ben öyle düşünmüyorum. Onun kafasındaki soru işaretlerinin giderilmesi lazım. Anneyi kafada oturttu, babayı da çözersek sıkıntımız kalmayacak.

“Beni gençleştirdi”

Belli bir yaştan sonra çocukla ilgili sorumluluklar da insanların gözünde büyüyebiliyor. Sizin hiç yaş konusunda tereddüdünüz oldu mu?

Yaş buna engel değil. Hatta şöyle düşünüyorum: Belki çok gençlik yıllarımda olsaydı, hata yapabilirdim. Şimdiki gibi sabırlı, olgun ya da anlayışlı olamayabilirmişim; çünkü şöyle bir şey oluyor, özellikle de eşinizden ayrıldıysanız, çocuğun bütün sorumluluğunu da yüklenince yaşadıklarınızdan dolayı çocuğa öfkelebiliyorsunuz. Bizde öyle bir şey yok. Bir de ben şu an 51 yaşındayım. Gerçi kendini hep genç hisseden biri oldum ama kızımla sanki 30’larında yeni anne olmuş gibi hissediyorum. Ona uyum sağlama çabası gençleştirdi beni.

Koruyucu aile olmak için

Türkiye’de koruyucu aile yanında tam 8107 çocuk bulunuyor. Koruyucu aile olmak için aranan koşullarsa, 25-65 yaş arasında, en az ilkokul mezunu ve düzenli bir gelire sahip olmak. Bu koşulları sağlayan evli ya da bekar, çocuklu ya da çocuksuz herkesin koruyucu aile olması mümkün. Başvurular ise bulunulan ilin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüğü, koruyucu.ailevecalisma.gov.tr adresi ya da e-devlet üzerinden yapılıyor.