05.02.2023 - 03:00 | Son Güncellenme:
Egemen Limoncuoğlu - Meşhur Rolling Stone dergisi 200’lük bir ‘tüm zamanların en iyi şarkıcıları’ listesi hazırladı yeni yılın ilk günü. Bu tip listelere dair istinasız her seferinde yaşanan tartışmalar (şu neden yok, bu neden 100. sırada vb.) Rolling Stone’un 200’lük listesi için de yaşandı. Tartışmaların en ilginci Celine Dion hakkındaydı. Zira bu kocaman listede Celine Dion yoktu. Önce bu durum internette protesto edildi. Ardından küçük bir grup, ama gerçekten küçük bir grup, derginin önünde protesto gösterisi düzenledi. Olaysız biten gösteri sonrası tahminen o küçük grup evlerine dağılıp “Titanik”i 756. kez izledi ve gözyaşlarını tutamadı.
Celine Dion’un göz ardı edilişi aslında kendisine dair fikriniz ne olursa olsun dikkat çekici bir durum. 1988’in Eurovision’unu İsviçre adına yarışıp kazanan, ‘90’lı yıllara ait anılarımıza hızla yer eden bir isimdi sonuçta Celine Dion. Kaldı ki 90’ların her büyük bir filmin bir de büyük şarkısı olmalı düsturuna uygun hareket edebildiği için, ünü sadece Eurovision’ın yayınlandığı ülkelerle sınırlı kalmamış, Disney’in “Güzel ve Çirkin” çizgi filminde söylediği şarkıyla Amerikalı kulaklara da ulaşmıştı. Bir de Titanik fenomeni vardı. Bu akşam 65. kez sahiplerine teslim edilecek Grammy Ödülleri’nden tam 4 majör kategoriyi “My Heart Will Go On” ile kapıp evine götürmüştü Kanadalı ses.
Bu noktada Rolling Stone dergisinin de, pek çok müziksever gibi şarkıdan çok sıkılmış, ya da yorulmuş olabileceği geliyor akla. Sosyal medyalı hayatlarımızda, bir filmde, bir şarkıda, hatta menemenin soğanında, tam ortadan ikiye ayrılan denizler gibi bölünebiliyoruz. Birkaç dakika içinde kanlı bıçaklı hale geliyoruz. “My Heart Will Go On” bu hafta piyasaya çıkmış olsaydı, kesin büyük bir ihtilafa düşerdik. Onun yerine 25. senesini kutlayan film ve şarkı hakkında zaman içinde ayrı düştük. Epey bir kısmımız için şarkı ilk 100 dinleyişte o kadar da kötü gelmiyordu. Fakat bu derece sevilen ve alaka gösterilen bir film ve şarkı zaman içinde epey bir kısmımızda kabak tadına yakın tatlar vermeye başladı. Şarkılara yüklediğimiz anlamlar, onları hayatlarımızda özdeşleştirdiğimiz anlar, yerler ve insanlar, o şarkılarla ilişkilerimizi fazlasıyla etkiliyor. İş bazen biraz daha büyüyor, bazı sanatçılara, şarkılara beslediğimiz hisler, o sanatçıları, şarkıları sevenler üzerinden de şekilleniyor. Kafamızda hoşumuza gitmeyen bir kimliği, tavrı, anlayışı tanımlıyor gibi gelen müzisyenler, şarkılar, çoğu zaman suçsuz yere küçük nefretlere maruz kalıyor. Celine Dion ve “My Heart Will Go On” da böyle bir mağduriyet içerisinde. Bazılarımız en güzel, özel günlerinin fon müziği yapıyor, bazılarımız duyar duymaz kaçıyor.
Halbuki şarkı tam da ondan ne bekleniyorsa yerine getiren, “Titanik” filmine fazlasıyla faydası dokunan, prodüksiyonuyla, orkestrasyonuyla, rahatlıkla zamansız denebilecek görkemli bir balad. Sözlerini Eric Clapton’la “Tears In Heaven”ı da yazan Will Jennings’in kaleme aldığı, Celine Dion’un söylemekte tereddüt ettiği, yönetmen James Cameron’un zaten James Horner imzalı film müzikleri varken gerek olup olmadığını düşündüğü bir şarkı. Tıpkı ‘90’larda The Bodyguard’ın Whitney Houston’dan dinlediğimiz “I Will Always Love You”su, Robin Hood’un Bryan Adams’tan dinlediğimiz “(Everything I Do) I Do It For You”su gibi. Döneme ve filmlere fazlasıyla ait, zamana meydan okurken, yakaladığı popülerlik önüne koca bir engel gibi çıkan şarkılardan. Şimdi Titanik 25. yılı için tekrar vizyona girerken, filme dair anılar bir bir ortaya dökülecek. Bir kısmımız “My Heart Will Go On”u yad edecek güzelce, bir kısmımız çeyrek asırdır bu şarkıdan nasıl sıkıldığını beyan edecek. Şarkıyı bir güzel hırpalayacak. Peki siz, siz hangi taraftasınız?