PazarCeren Benderlioğlu: Eşref Rüya’ya evet dememek büyük bir şanssızlık olurdu

Ceren Benderlioğlu: Eşref Rüya’ya evet dememek büyük bir şanssızlık olurdu

08.06.2025 - 02:00 | Son Güncellenme:

Profesyonel oyunculuğa başladığı 2002 yılından bu yana 38 film ve dizide kamera karşısına geçen Ceren Benderlioğlu, bu sezon ise çok izlenen “Eşref Rüya” ile seyirci karşısında… Kanal D’nin sevilen dizisinde ‘ağır abla’yı oynayan Benderlioğlu, sanat dünyasının ‘evli, mutlu, çocuklu’ yıldızlarından biri. 2010’da meslektaşı Emir Benderlioğlu ile hayatını birleştiren ve 2013’te kızı Nur’u dünyaya getiren oyuncunun evlilik üzerine söyledikleri sosyal medyada gündem oldu.

Ceren Benderlioğlu: Eşref Rüya’ya evet dememek büyük bir şanssızlık olurdu

Ali Eyüboğlu - Benderlioğlu’nun özeliyle işi arasında nasıl bir denge kurduğunu dile getiren sözlerinin bu kadar çok ilgi görmesinin asıl sebebinin, insanların, ünlülerin samimiyetlerine duyduğu özlem olduğu kanaatindeyim. Röportajı okuyunca eminim siz de Ceren Benderlioğlu’nun kalbiyle konuşan, çok samimi ve çok içten bir insan olduğunu hissedeceksiniz.

Haberin Devamı

Okurlarımıza iyi bayramlar diliyor ve sormak istiyorum; çocukluğunuzda bayramlar nasıl geçerdi, şimdi nasıl? 

Çocukken bayramlar bir başka güzel olurdu. Kuzenler, kardeşler, aile büyükleri bir araya gelir; evler neşe ve kalabalıkla dolup taşardı. O zamanların heyecanı, kokusu, hatta sesleri bile hâlâ kulaklarımda... Şimdi ise bayramlar biraz daha sakin geçiyor. Bu vesileyle, bu röportaj aracılığıyla herkesin bayramını en içten dileklerimle kutluyorum. Sevgiyle, sağlıkla, huzurla geçsin nice bayramlar… 

“Eşref Rüya” ve oynadığınız Irmak Bozok’un nesi sizi cezbetti? 

Öncelikle senaryo muhteşemdi. Detaylıca okuyunca, oynayacağım rolün benim için biçilmiş kaftan olduğunu ve karakteri çok farklı yerlere taşıyabileceğimi fark ettim. Ardından yönetmenin ismi, yapımcı, kanal, oyuncu kadrosu… Hepsi puzzle’ın en güzel parçalarıydı. “Evet” dememek herhalde büyük bir şanssızlık olurdu.

Haberin Devamı

Dizi veya film için teklif geldiğinde olmazsa olmazlarınız nelerdir? 

Açıkçası, senaryoda oynayacağım karakterin nasıl yazıldığı, hikâyeye nasıl hizmet ettiği benim için çok önemli. Yapımcının kim olduğu, daha önce ne işler yaptığı, setin işleyişine bakış açısı da çok önemli çünkü evimizden çok daha fazla zamanı sette geçiriyoruz. Aslında ‘olmazsa olmazlarım’ çok fazla. Tüm bunları detaylıca anlatmak için seminer vermem gerekebilir! Yine de şunu söylemeliyim ki özellikle son beş yılda sektörde ciddi bir gelişme var. 

Ceren Benderlioğlu: Eşref Rüya’ya evet dememek büyük bir şanssızlık olurdu

Senaryo koklamak gibi bir yeteneğiniz var mı? 

Mezun olduğum üniversitede senaryo yazım teknikleri üzerine ciddi anlamda dersler aldım. Bu nedenle bir hikâyenin ne anlatmak istediğini, giriş-gelişme-sonuç yapısını ve climax noktasını teknik olarak çok iyi analiz edebiliyorum. ‘Senaryo koklama’ yeteneğim olduğunu söyleyebilirim. Umarım bunu söylerken egolu biri gibi görünmem.

“Bu tutmaz” deyip reddettiğiniz işlerden tutan, “tutar” dediklerinizden tutmayan oldu mu? 

Elbette oldu. Biteceğini bile bile başladığım işler de oldu; “ya tutarsa” diye düşündüğüm… Oyuncuların takımı sahiplenmesi, rollerine emek vermesi; bazen “bu tutmaz” denilen bir işi şahlandırabiliyor. Çok eskiden oynadığım bir dönem işi vardı. Gerçekten tutmaması imkânsızdı. Ama dönemin şartları, yatırılan paranın çok yüksek oluşu ve reklam gelirlerinin düşük olması nedeniyle yayından kaldırıldı. Bazen “kısmet” deyip geçmek gerekiyor. Tıpkı daha olgunlaşmamış bir meyve gibi…

Haberin Devamı

Ceren Benderlioğlu: Eşref Rüya’ya evet dememek büyük bir şanssızlık olurdu

Çekimler nasıl gidiyor? Ekipteki kankanız kim? 

Çekimler çok yoğun ve dolu dolu geçiyor. Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz, sürekli zamana karşı bir yarış hâlindeyiz. Ekipteki tüm arkadaşlarımla aynı mesafedeyim. Özellikle birini diğerinden ayırmak gibi bir huyum yok. Ayrıca herkesle çok içli dışlı olabilen biri de değilim çünkü kendi hayatımda da bir sürü koşturmam var. Ama zamanla bu setten de bana çok güzel dostluklar çıkacağından eminim. 

Dizi sektörü, her karakter oyuncusunun hak ettiği değeri gördüğü bir yer midir? 

Her oyuncunun kendi dinamiği var. Oyunculuk, en az bir sporcu kadar disiplin gerektiriyor. Mental sağlığınızı güçlü tutmalı, sürekli kendinizi geliştirmeli, spor yapmalı ve sanki her an sahneye çıkacakmış gibi hazır olmalısınız. Yenilikleri takip etmeniz ve öğrenmeye açık olmanız şart. Biz dışarıdan ‘maça çıkmıyor’ gibi görünsek de sete çıktığımızda bir sporcu gibi yorulabiliyoruz. Bu yüzden mental ve fiziksel sağlığımız çok önemli. Herkesin bir ‘pişme’ süreci vardır. Bu yüzden karakter oyuncularını tek bir kategoriye indirgemek bana pek doğru gelmiyor. 

Haberin Devamı

Ceren Benderlioğlu: Eşref Rüya’ya evet dememek büyük bir şanssızlık olurdu

“İyi ki yapmışımın en başında annelik var”

41 yıllık hayatınızda “İyi ki yapmışım” ve “Keşke yapmasaydım” dediğiniz neler var?

Yaptığım tüm hataların beni bugüne getirdiğini düşünüyorum. Ama bundan sonrası için öğrendiğim bazı önemli şeyler var: Herkese gönül kapılarını sonuna kadar açmamak, herkese güvenmemek ve kötünün de olabileceğini bilerek temkinli adımlar atmak. “İyi ki yapmışım” dediğim şeylerin en başında ise anne olmak geliyor.

“Tarkan benim kurtarıcım!”

Türkiye’de “hastasıyım” dediğiniz bir sanatçı var mı? 

İstisnasız: Tarkan. O benim abim, kurtarıcım… Ne zaman bir şarkı çıkarsa mutlu oluyorum. Şarkılarında rehber gibi gizli mesajlar arıyorum. O gülsün, hep gülsün… Ben de mutlu olurum. 

Haberin Devamı

Çok fit ve yaşınızdan genç görünmenizi neye borçlusunuz? 

Öncelikle teşekkür ederim. Genetik faktörlerin etkisi var elbette ama yıllardır otofaji yapıyorum. Günün büyük kısmını su, çay ve kahveyle geçiriyorum. 6-8 saatte ise protein ve sebze ağırlıklı besleniyorum. Karbonhidrat tüketeceksem, tercihimi durum buğdayından yana kullanıyorum. Çikolatayı çok seviyorum, gördüm mü dayanamam! Haftanın dört-beş günü mutlaka spor yaparım. Ayrıca, enerjisi ve düşünceleri negatif olan insanlarla mesafemi koruyarak daha sade ve huzurlu bir hayat yaşamaya özen gösteriyorum.

Hobileriniz neler?  

Bazen bir meditasyon atölyesine katılıyorum, bazen bir oyunculuk kursuna… Mutfağa girip hiç denemediğim bir tarifi yapmak ya da yeni bir spora başlamak da benim için heyecan verici. En önemlisi şu: Hiç kimseye ihtiyaç duymadan kendi kendine vakit geçirebilmek. Seçilmiş bir yalnızlıksa eğer, insana muazzam bir huzur ve özgürlük verir. Bunu herkesin deneyimlemesini isterim. 

“Önce anne kız, sonra iki arkadaşız”

15 yıllık evlisiniz, 12 yaşında bir kız annesisiniz. Kızınızla ilişkiniz anne-kız gibi midir, yoksa iki arkadaş gibi misiniz? 

Önce anne-kız, sonra iki arkadaşız. O dengeyi kurmak önemli. Beni hem koruyucu bir figür olarak görmesini hem de içini dökebileceği, birlikte gülebileceği bir arkadaş gibi hissetmesini istiyorum. Birbirimize öğretmenlik yapıyoruz âdeta. O bana, ben ona… Rehberlik ediyoruz karşılıklı. 

Siz setten eve geldiğinizde kızınız uyuyorsa ne yaparsınız?  

Eğer uyuyorsa sessizce yanına giderim, saçlarını okşar, koklar ve dua ederim. Sabahları ise klasik bir ev koşturması var bizde. Ya babası ya da ben kaldırıyoruz, kahvaltısını hazırlıyoruz, hazırlanmasına yardım ediyoruz. Herkes bir odaya koşturuyor; yani oldukça enerjik ve hızlı bir sabah rutini diyebilirim. 

“Mesleğimizi evliliğimiz üzerinden yürütmüyoruz”

Eşinizle abi-kardeşi oynadığınız dönemde çift olarak röportaj vermemeye özen gösterdiniz. Evlilik ve iş yaşamına dair yaptığınız açıklamalar sosyal medyada gündem oldu. Bunları nasıl yorumluyorsunuz? 

Aslında o röportajı neredeyse bir sene önce verdim. Şimdi gündem oldu. Orada da söylediğim gibi, biz mesleğimizi evliliğimiz üzerinden yürütmüyoruz. Evliliğimizden para kazanmıyoruz. Bizim işimiz, bir şeyi izleyiciye inandırmak üzerine kurulu. Dolayısıyla gerçek hayatla, oynadığımız roller arasındaki dengeyi korumak zorundayız. Bu yüzden magazinde çok görünmemeye, evliliğimizi insanların gözüne sokmamaya çalışıyoruz. Aslında olması gerekeni söyledim ama insanlar demek ki uzun zamandır duymak istiyorlarmış. Birilerine iyi geldiysem ne mutlu bana. Ben set ışıkları söndüğünde, makyajımı sildiğim anda kendi hayatıma dönüyorum. Koşturmam gereken bir evladım, bir evim, bir eşim, bir işim ve en önemlisi bir ‘ben’im var. 

Sinema filmi projeniz var mı?  

Sürpriz diyelim. Ama geçtiğimiz sene Didim’de dev bir sinema filmi çektik: “Narçiçeği”. Çok güzel bir dede-torun ve çocuk ilişkisi anlatılıyor. Cezmi Baskın’la baba-kızı oynadık. Yapımcılığını Juli Yapım, yönetmenliğini Hasan Doğan üstlendi. Gerçekten çok emek verdiğim, çok güzel bir iş oldu. O filmin seyirciyle buluşmasını dört gözle bekliyorum. 

“Tiyatro, oyuncunun kalp atışı gibi”

Tiyatro da yapan oyunculardansınız. Devam eden ya da yeni bir projeniz var mı?

Geçen yıl bir oyun yaptım. Bu yıl da güzel bir teklif geldi ama hem dizi hem diğer sorumluluklar nedeniyle tiyatroya hak ettiği emeği veremeyeceğimi bildiğim için kabul edemedim. Ama zamanı geldiğinde sahneye yeniden döneceğime inanıyorum. Çünkü tiyatro, oyuncunun kalp atışı gibi… Canlı seyirci performansı kadar insanı yükselten başka bir şey yok.

KEŞFETYENİ
İki ünlü sevgiliden aşk dolu poz! Yeni saçları olay oldu
İki ünlü sevgiliden aşk dolu poz! Yeni saçları olay oldu

Cadde | 07.06.2025 - 08:44

Son dönemin en popüler oyuncularından Kubilay Aka, imaj değişikliğine gitti. Saçlarını pembeye boyayan Aka, sevgilisi Hafsanur Sancaktutan ile dudak dudağa bir fotoğrafını da sosyal medyada paylaştı.

Yazarlar