Tuğba Ekinci 'yeme içme' eleştirisinde haklı mı?
'O Şimdi Asker' şarkısıyla hayatımıza giren ve zaman zaman söylediği sözlerle bir şekilde gündemde kalmayı başaran Tuğba Ekinci bu defa sosyal medyada yemek sofralarını paylaşanları eleştirdi...
İnstagram hikayesine "Her anınızı paylaşıyorsunuz zaten; ona bir şey dediğimiz yok; çünkü görmemişliğinize veriyorum. Lakin şu yemek sofranızı atmanız hiç hoş değil bence. Resmen görgüsüzlük. Yiyen var yemeyen var. Yediğiniz içtiğiniz sizin olsun, edepli olun yeter" yazan Tuğba Ekinci’nin bu sözleri sosyal medya kullanıcılarını ikiye böldü.
Haksız da değiller
Gerek yaptığı paylaşımlar gerek sivri çıkışlarıyla zaman zaman eleştiri oklarının hedefinde olan Ekinci’yi haklı bulanlar kadar, eleştirenler de oldu. Herkesin özel alanı olan şahsi hesaplarımızdan neyi ne ölçüde paylaşacağımız da elbette kendi inisiyatifimizde. Kimimiz işine yarayacağını düşündüğümüz bir bilgiyi, kimimiz gezip gördüğü yerleri, tattığı farklı lezzetleri, kimi çocuğunu, kimi mutlu anlarını, anılarını, kimi düşüncelerini bir şekilde paylaşıyor bu mecralarda. Kimi hazırladığı sofraları mütemadiyen sevdikleriyle paylaşmaktan mutlu, kimi doğa fotoğraflarını. Demem o ki; herkes bir şekilde kendi rızası ve inandıkları doğrultusunda kullanıyor bu hesapları. Beğenelim ya da beğenmeyelim edep kelimesini bu durumla bağdaştırması oldukça yersiz olmuş. Zira kendisi de bu paylaşımı yapmadan önce ‘eleştirdiğim hataya ben de düşüyor muyum acaba’ sorusunu sormamış kendine. Kaldı ki eleştirdiği de ‘hata’ mı orası tartışılır.
Kantarın topuzunu kaçırırsa
Hemen hemen birçoğumuzun elinde akıllı telefonlar var, devir teknoloji devri... İstediğimiz, aradığımız tüm bilgilere çok kolay erişebiliyoruz artık. Tuğba Ekinci mantığıyla bakarsak olaya, herkes eksik olduğu ya da kendinde eksik gördüğü bir şeyi karşısında gördüğünde öyle ya da böyle zaten eleştirecek. Çocuğu olmayan çocuğu olana, eşinden boşanmış olan mutlu aile fotoğraflarına, tatile gidemeyen tatil yapanlara vb. birçok örnek verilebilir bu durum üzerine. Ekinci nasıl ki toplum tarafından ‘müstehcen’ kabul edilen fotoğraflarını; özgür, hür iradesiyle kendi sayfasında paylaşabiliyorsa, başkalarının ne paylaştığını da edepsizlik ve görgüsüzlük olarak nitelendirmesi ‘ne oluyoruz’ ya dedirtiyor elbette. Üstelik kendisi ekran önünde olan biri ve gelecek reaksiyonları zaten biliyor.
Genel olarak kendi çevremde de gözlemlediğim bu tür eleştirileri en çok yapanların, kendilerinin de benzer şeyleri yapması oluyor. Klasik tabirle her gün zeytin peynir yiyenlerin zaten bu mecralara ayıracak vakti yoktur diye düşünüyorum, binlerce liralar verip alınan telefonlardan oturduğu yerde ‘yiyen var yiyemeyen var’ diyenleri de olaylara bütünsel bakmaya davet ediyorum.
Nitekim demem o ki; yediğini, içtiğini, gezdiğini paylaşmayanların hür iradesi nasıl kabul görüyorsa, bundan keyif alanları da bir salalım artık. Ne dersiniz?