Nükleer enerji ve nükleer enerji santralleri faydalı mı zararlı mı?
3 Nisan 2018'de Mersin Akkuyu'da nükleer enerji santralini temelleri atıldı. 2023 yılında ülkemizde faaliyete başlayacak olan ilk nükleer enerji santrali ile beraber nükleer enerjinin yararları, zararları ve tehlikeleri konuşuluyor. O halde nükleer enerji ve nükleer enerji santrali nedir, ne değildir, faydaları ve zararları nedir, patlarsa ne olur konularına biraz göz atalım.
3 Nisan 2018'de Mersin'de Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'nin temeli atıldı. 2023 yılında faaliyete başlaması öngörülen Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'nin, Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılaması bekleniyor.
Maliyeti 20 milyar dolar olan Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'nin 4 bin 800 Megawattlık tam kapasite ile hizmet verdiğinde yaklaşık 35 milyar Kw/s elektrik üretecek. Bu rakam İstanbul'un enerji ihtiyacının tamamı anlamına geliyor.
İlk ünitesi 2023 yılında hizmete girecek olan Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'nin diğer üniteleri de birer yıl arayla açılacak.
Peki nükleer enerji ve nükleer enerji santrali ne işe yarıyor? Nükleer enerji santrali büyük bir tehdit mi yoksa dev bir kazanım mı? Nükleer enerji santralinin faydaları ve zararları neler?
Nükleer enerji nükleer enerji satnrallerinde elektrik üretmek için daha çok buhar türbininde kullanılan ısıyı ortaya çıkarmak için nükleer enerji açığa çıkaran nükleer reaksiyonların kullanımıdır.
Nükleer enerji santrali ise ısı kaynağı nükleer reaktör olan termal güç istasyonudur. Termal güç istasyonlarında elektrik üreten jeneratöre bağlı buhar türbinini çalıştıran buharı açığa çıkarmak için ısı kullanılır. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu IAEA, 23 Nisan 2014 itibariyle 31 ülkede faaliyette olan 449 nükleer enerji santrali bulunduğunu açıkladı.
Nükleer enerji santrali ne kadar güvenli?
MIT'de görev yapan bir bilim grubu, 2005 ve 255 yılları arası inşa edilmesi ve faaliyete geçmesi öngörülen nükleer santralleri inceledi. Bu incelemeye göre belirtilen dönem içerisinde 4 nükleer enerji santrali kazasının gerçekleşmesi öngörülüyor. Fakat MIT tarafından yapılan çalışmada 1970 yılından bu yana alınan güvenlik önlemleri hesaba katılmadı. Günümüze kadar toplamda 5 nükleer enerji santrali kazası meydana geldi. Bunlar 1979 yılındaki Three Mile Adası kazası, 1986'daki Çernobil reaktör kazası ve 2011'deki Fukuşima I Nükleer Santrali'ndeki üç kazadır. Buna göre dünyada ortalama her 8 yılda bir nükleer santral kazası meydana geliyor.
Modern nükleer santraller son derece yüksek güvenlik önlemleri ile inşa ediliyor. Nükleer enerji santralleri nasıl patlıyor diye merak ediyorsanız bu patlamanın bir tür atom bombası patlaması şeklinde olmuyor. Çünkü nükleer enerji santrallerinde uranyum reaktörleri için kullanılan yakıt yeterince zengin değildir. Nükleer enerji santrallerinde kullanılan reaktörlerin birçoğu nükleer erimenin önüne geçebilmek için sürekli olarak ısı kontrolüne gereksinim duyar. Nükleer erime durumunda nükleer kaza meydana gelebilir ve kaza sonucu çevreye yayılan radyasyon bölgeyi yaşanmaz hale getirebilir. Nükleer enerji santralleri ayrıca nükleer madde hırsızlığı, askeri saldırı, uçak kazası ya da uçak kaçırma gibi faaliyetlere karşı korunmalıdır.
Nükleer enerji santralleri savunucuları ne diyor?
Dünya çapında nükleer enerji ile ilgili tartışmaların doruğa çıktığı yıllar kuşkusuz 1970 ve 1980'li yıllardı. Nükleer enerji taraftarı olanlar nükleer enerjinin karbon salınımın azaltan ve enerji güvenliğini artıran bir kaynak olduğunu söylüyor. Nükleer enerjiyi savunucuları nükleer enerjinin hava kirliliği yaratmadığını söylese de nükleer enerji atığı kısmını göz ardı ediyorlar. Bazı kişiler de nükleer enerjinin başka ülkelere olan enerji bağımlılığını ortadan kaldıran bir güç olarak tanımlıyor.
Nükleer enerji santrallerine karşı çıkanların argümanı ne?
Nükleer enerji karşıtları ise nükleer enerjinin insanlara ve çevreye olan zararlarına dikkat çekiyor ve nükleer enerjinin maliyetinin faydalarını meşrulaştırmadığını savunuyor. Nükleer enerji üretmek için yapılan uranyum madenciliği, işlemeciliği ve taşımacılığı, nükleer silahların yaygınlaşması ve sobtaj ihtimali ve radyoaktif nükleer atığı sorununun bir çözüme kavuşmaması ve santrallerde kullanılan sıcak suyun denize boşaltılması gibi faktörler de nükleer enerji karşıtlarının üzerinde durduğu kıstaslar. Saydığımız tüm olumsuz yönlerin en önemlisi kuşkusuz olası bir patlama ihtimali. Bazı eleştirmenler nükleer santraller konusunda ne kadar gelişme olursa olsun kazaların kaçınılmaz olduğunu düşünüyor.
Nükleer enerji santrallerini konu alan uluslararası bir düzenleme var mı?
Nükleer Hasar için Sivil Sorumluluğu konu alan Viyana Anlaşması nükleer sorumluluk için uluslararası bir çerçeve çiziyor. Fakat nükleer enerji santrallerinin büyük bir kısmının bulunduğu ABD, Rusya, Çin ve Japonya bu anlaşmanın ya da herhangi bir nükleer anlaşmanın tarafı değiller.
ABD'de nükleer ve radyolojik kazalar için sigorta ödeneği Price-Anderson Nükleer Endüstrileri Tazminat Yasası kapsamında değerlendiriliyor.
Çernobil reaktör kazası nasıl ve ne zaman gerçekleşti?
Nükleer enerji santrali kazalarının belki de en bilineni kuşkusuz Çernobil reaktör kazası. Nisan 1986'da meydana gelen kaza, tarihin en kötü nükleer kazası olarak da kayıtlara geçti. Kazadan hemen önce santraldeki reaktörlerden birinde bir deney yürütülüyordu. Deneyin amacı, santrale elektrik tedariği gerçekleştiren ana tedarikçinin devre dışı kalması durumunda reaktörün güvenliğini test etmekti. Deney başlatıldı ve reaktörün grafit moderatörünü havaya uçuran buhar patlaması meydana geldi.
Patlama sonucu ortaya çıkan yangın, radyoaktif dumanı 10 gün boyunca atmosfere taşıdı. Radyoaktif duman Avrupa'nın büyük bir kısmına yayıldı. 3200 kilometrekare alanda yaşayan 350 bin kişi tahliye edildi. Kaza sonucu 31 kişi patlamadan, radyasyon zehirlenmesinden ve yüksek radyasyon oranından direkt olarak etkilenerek yaşamını yitirdi.
Çernobil reaktör kazasından 2008 yılına kadar geçen sürede 57 küçük çaplı nükleer kaza daha gerçekleşti. Bu kazaların üçte biri ABD'de yaşandı. Fransa Nükleer Enerji Ajansı teknik gelişmelerin, nükleer enerji faaliyetlerinde insan hatası faktörünü ortadan kaldıramayacağını açıkladı.
Instagram.com/mehmetcankmrc
twitter.com/mehmetcankmrc
YouTube.com/mehmetcankomurcu