Geri Dön
Vaka-i Hayriye nedir?

Vaka-i Hayriye nedir?

Osmanlı tarihinde en önemli olaylardan birisi Vaka-i Hayriye’dir. Köklü değişikliklerin yaşandığı günlerde meydana gelen Vaka-i Hayriye’ye bizler de Molatik olduk. Peki, Vaka-i Hayriye nedir?

Kurabiye Canavarı
Kurabiye Canavarı

Vaka-i Hayriye nedir?

Haberin Devamı

Vaka-i Hayriye (Hayırlı Olay), 16 Haziran 1826 tarihinde, İstanbul'da Osmanlı Padişahı II. Mahmut tarafından Yeniçeri Ocağının topa tutularak yok edilmesi ve sağ kalanların ise idam edilmesi ile sonuçlanan olaylara verilen isimdir.

Yeniçeri ocaklarını kaldırma girişimleri

Milliyet

Rusçuk Âyanı Alemdar Mustafa Paşa ve yandaşları Kabakçı Mustafa İsyanı sırasında tahttan indirilen Sultan III. Selim'i tekrar tahta geçirmek için bazı görüşmeler yapmaya başladılar. Nihayet 16.000 kişilik bir ordu ile İstanbul'a yürüyen Alemdar Mustafa Paşa, Hacı Ali Ağa'yı İstanbul'a göndererek Kabakçı Mustafa'yı öldürttü (19 Temmuz 1808). Ordusuyla birlikte İstanbul'a gelen Alemdar Mustafa Paşa birçok isyancıyı da öldürdükten sonra Babıali'ye geldi. Arif Efendiyi (Arapzade) şeyhülislam yaptıktan sonra saraya gitti. Sultan IV. Mustafa, Alemdar Mustafa Paşa'nın Sultan III. Selim'i padişah yapmak için geldiğini söyleyen şeyhülislamı kovdu ve kardeşi Şehzade Mahmut ve amcası Sultan III. Selim'in öldürülmesini emretti. Sultan III. Selim hemen öldürüldü. Şehzade Mahmut ise cariyelerin ve hizmetkarlarının yardımıyla sarayın çatısına kaçırıldı. Alemdar Mustafa Paşa, Sultan IV. Mustafa'yı tahtan indirerek yerine Sultan II. Mahmut'u getirdi. Sultan II. Mahmut, kendisinin tahta çıkarılmasını sağlayan Alemdar Mustafa Paşa'yı sadrazam yaptı.

Haberin Devamı

Yeni Padişah, Alemdar Mustafa Paşa'ya geniş yetkiler tanıdı. Sadrazam, ilk iş olarak da Kabakçı ayaklanmasıyla ilgili görülenleri cezalandırdı. Rusçuk'un ileri gelenlerine önemli görevler verdi. Rumeli ve Anadolu'daki âyanı İstanbul'da toplayarak onlarla Sened-i İttifak'ı yaptı (29 Eylül 1808). Bu belge ile âyanlar, hükûmet emirlerini dinleyeceklerine söz veriyorlardı. Nizam-ı Cedid ordusunu Sekban-ı Cedid adıyla yeniden kurdu. Konya'dan çağrılan Vezir Kadı Abdurrahman Paşa'yı yeni ordunun başına getirdi. Esame adı verilen yeniçeri ulufe cüzdanlarını, bedellerini ödeyerek satın alıp imha ettirdi. Alınıp satılabilen bu cüzdanlar sayesinde askerlikle münasebeti olmayanlar, asker maaşı alabiliyorlardı. Binlerce esame imha ettirdiyse de bu konuda tam bir başarı gösteremedi. Gelişmeleri öfkeyle izleyen IV. Mustafa ve kapı kulu ocakları mensubu ağalar; 14 Kasım 1808 gecesi, Alemdar Mustafa Paşa'nın konağını bastılar. Gelecek yardımı bekleyerek yeniçerilerle kıyasıya çarpışan sadrazam, kubbeyi delmekte olan yeniçerileri görünce patlattığı barut fıçısıyla intihar etti. Bunun üzerine, Rusçuk yâranından Defterdar Tahsin Efendi ile Umur-ı Cihadiye Nazırı Behiç Efendi, İstanbul'dan kaçtılar. Sadaret Kethüdası Mustafa Refik Efendi asiler tarafından parçalandı. Ayaklananlar, II. Mahmut'u tahttan indirmek için saraya saldırdılar. Kadı Abdurrahman Paşa Sekban-ı Cedid askeriyle Topkapı Sarayı'nı savundu. Bozguna uğrayan ayaklananların üzerine giden Abdurrahman Paşa, 3.000'den fazla yeniçeri ve diğer ayaklananları kılıçtan geçirtti. Bu sırada donanma toplarıyla İstanbul'u ateşe tuttu. Yıkılan binalar ve ölen insanlar karşısında neye uğradığını anlayamayan İstanbul halkı, saldırıyı durdurtan ulema sayesinde can güvenliğine kavuştular. İki taraf da birbirine karşı üstünlük gösteremedi. Bu yüzden Sultan II. Mahmut iktidarını 18 yıl boyunca ince bir denge üzerine kurmak zorunda kaldı. Rusçuk yâranından Ramiz Paşa'yı gizlice Rumeli'ye kaçırtan Sultan II. Mahmut, 18 Kasım 1808 tarihinde Sekban-ı Cedid'i dağıttığını ilan etti. Kadı Abdurrahman Paşa Anadolu'ya kaçtı ama hakkında çıkan ferman gereği idam edildi. Bu olay, Yeniçeri Ocağının kaldırılmasını uzun bir süre geciktirdi.

Haberin Devamı

Vaka-i Hayriye nasıl gerçekleşti?

Haberin Devamı

Milliyet

Yeniçeri Ocağının kaldırılması, Sadrazam Benderli Mehmet Selim Sırrı Paşa zamanında gerçekleştirildi. On yedi yıldır bu ocağı kaldırmayı tasarlayan II. Mahmut, 25 Mayıs 1825'te bu fikrini uygulamaya koydu. Eşkinci Ocağı adı verilen yeni bir askeri sınıf kurulduğunu resmen açıkladı. Avrupa tarzında üniforma giydirilen yeni ordu, 11 Haziran 1826'da eğitime başladı. Bundan üç gün sonra ayaklanan yeniçeriler, kazanlarını Etmeydanı'na çıkararak gösterilere başladılar. Ulemayı yanına alan II. Mahmut, Sancak-ı Şerif'i çıkararak halkı yeniçerilere karşı savaşmaya çağırdı. Yeniçeri Ocağı dışındaki bütün ocaklar, padişaha sadakatlerini bildirdiler. Aksaray'daki Etmeydanı'nda bulunan yeniçeri kışlaları top ateşine tutuldu. 6.000'den fazla yeniçeri öldürüldü. 20.000 civarında isyancı da tutuklandı. 16 Haziran 1826'da tarihe karışan Yeniçeri Ocağı'nın yerine, Asakir-i Mansure-i Muhammediye adlı yeni bir ocak kuruldu. Anlamı ise ‘Muhammed'in Zafer Kazanmış Orduları’dır.

Haberin Devamı

Ocak ile beraber aynı dönemde Beşiktaş Cemiyet-i İlmiyesi de kapatılıp dernek üyeleri sürgüne gönderilmişti.

Benzer İçerikler