Geri Dön
Karanlık Gece: Her kasvetin sonu aydınlık!

Karanlık Gece: Her kasvetin sonu aydınlık!

Altın Portakal'dan 'En İyi Film' ve 'En İyi Senaryo' ödülleriyle dönen Özcan Alper'in son filmi 'Karanlık Gece', İstanbullu izleyicilerle buluştu. Şehirli bir karakterin taşra yolculuğunu ve başına gelenleri bize aktaran film, özellikle son sahneleriyle ve başından belli olan 'son'unun üzerine eklediği güçlü 'son'la yerli sinemanın iyilerinden biri olmayı başarıyor...

Mayk Şişman
Mayk Şişman

Altın Koza ile Ankara'dan 'En İyi Film' ödülleriyle dönen 'Sonbahar' filmiyle geniş kitleler tarafından tanınan yönetmen Özcan Alper'in bir süredir merakla beklenen yeni filmi 'Karanlık Gece' geçtiğimiz günlerde 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde ana yarışmada karşımıza çıkmıştı. Festivalden 'En İyi Film' ve 'En İyi Senaryo' ödülleriyle dönen 'Karanlık Gece', özellikle 'En İyi Film' kategorisinde festivalin favorilerinden 'Kurak Günler'i geride bırakmasıyla birçok kişiyi şaşırtmıştı. Yönetmenin, yazar Murat Uyurkulak'la birlikte kaleme aldığı senaryo ödülü ve prestijli 'En İyi Film' ödülüyle birlikte beklentileri artıran film, Uluslararası Boğaziçi Film Festivali kapsamında İstanbullu izleyicilerle buluştu. 'Karanlık Gece', kadro olarak bünyesinde birçok yıldızı barındıran bir film. Berkay Ateş, Cem Yiğit Üzümoğlu ve Pınar Deniz gibi özellikle son dönemde isimlerini sık sık duyduğumuz oyuncuların haricinde Taner Birsel ve Sibel Kekilli gibi yıldızları da izlediğimiz film, son yıllarda yerli sinemamızda sık sık örneğini gördüğümüz bir çıkış noktasına sahip. 'Şehirli bir karakterin taşraya yolculuğu' son yıllarda sık sık karşılaştığımız bir nokta ve 'Karanlık Gece'de de önemli bir paya sahip. İshak adlı gezgin bir müzisyen ile Ali adlı bir mühendisin etrafında dolanan ve 7 yıl önce yaşanan 'Karanlık Gece'yi bizlere aktaran film genel hatlarıyla sınıfı geçip yılın iyi yerli örneklerinden biri olsa da bazı noktalarda biraz olumsuz yönde şaşırtmayı da başarıyor.

Haberin Devamı

Karanlık Gece: Her kasvetin sonu aydınlık

'Son'u biliyoruz en başta aslında

Özcan Alper'in Altın Portakal'da 'En İyi Film' ödülüyle dönen 'Karanlık Gece'si çağı yakalayan, dönemin ruhunu iyi yansıtan bir film. Yönetmenin filmografisindeki bana göre en olgun ve iyi işi olan 'Karanlık Gece' gerçekten de senaryosuyla dikkat çekiyor. Filmin az çok ne hakkında olduğunu hemen en başta öğreniyoruz. Evet, karanlık bir gece yaşanıyor ve yönetmen o gece yaşananların nasıl meydana geldiğini sakin bir şekilde, acele etmeden bize anlatıyor. Bu noktada fazlasıyla acele etmemesi ve yer yer temposunu kaybetmesi böyle bir film için biraz eksi bir noktada. Çünkü film tek tek anlatıp tümevarmak yerine en başta sizlere bir şeyler verip bir nevi tümdengelmeyi sunuyor ve böyle bir filmde tempo biraz düştüğünde seyirci zaten az çok neler yaşanabileceğini bildiği için filme olan heyecanını ve ilgisini zaman zaman kaybedebiliyor. Bu noktada senaryo ve oyunculukların iyi olması durumu kurtarsa da filmin gücüne olumsuz yönde etki ediyor. 'Karanlık Gece'nin en büyük sıkıntısı ise kurgusunda maalesef. Bir anda şimdiye, bir anda geçmişe dönen film, olayları az çok çözebilmiş seyircinin kafasında soru işareti yaratmasa da filmin etkileyiciliği bu noktada darbe alıyor. 'Son'u biliyoruz aslında. Tek bilmediğimiz yönetmenin ekleyeceği söz, yani 'son'un 'son'u. Son söze giden bu yol biraz daha dinamiklik gerektiriyor tabii ki.

Haberin Devamı

Karanlık Gece: Her kasvetin sonu aydınlık

En karanlık gece bile aydınlığa çıkar!

Tam 7 yıl önceki bir sahneye odaklandığınız anda daha fazla kalmak isterken tekrar şimdiye dönüyorsunuz ya da aynısı tam tersi şekilde de yaşanabiliyor. Bu durum özellikle finale doğru daha da göze çarpıyor. Halbuki 7 yıl önce ve sonra arasındaki geçişler belki daha organik olsaydı ya da daha etkili verilebilseydi bence filmin tempo problemi de kamufle edilmiş olunabilirdi. Tempo ve kurgu, 'Karanlık Gece'nin kocaman bir film olmasının önündeki önemli engelleri oluşturuyor. Bu kısımlar filmin senaryo ve yönetim açısından başarılı kısımlarına destekleyemese de 'Karanlık Gece' elbette iyi bir film olmayı son tahlilde rahatlıkla başarıyor. Kötülüğün bulaşıcılığını, kötülüğün sıradanlığını, zafer için dökülen kanları, her karanlık gecenin sonunun bir beyaz güne, aydınlığa çıktığını hatırlatan 'Karanlık Gece' karanlık dokusuna rağmen şehir-taşra çatışmasını gayet yerinde veriyor. Şehirli şehirli gibi, taşralı taşralı gibi filmde. Karikatürize edilmeden yerli yerinde çatışmalarla ve kilit karakter İshak'ın vicdanıyla empati kurabiliyoruz. İzleyiciye 'meseleyi' güçlü bir şekilde özetleyen film 'malum gece' ve 'obruk' sahneleriyle de oldukça iyi işler çıkartıyor. Bu sahnelerin hemen ardında ise film yalnızca tek bir karede mesajını yalın ve çarpıcı şekilde iletiyor. 'Karanlık Gece' iyi bir film. Çok daha güçlü olabileceği noktalar olabilir miydi, evet. Ama özellikle son 15 dakikası itibarıyla sınıfı rahatlıkla geçip yılın en iyi yerlilerinden olmayı, Altın Portakal'da büyük ödülü kapmayı başarıyor.

Haberin Devamı

 

twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
can.sisman@milliyet.com.tr

Benzer İçerikler