Rakip kaleden çok kendi kalesine gol atan adam: Edu Dracena

1999 senesinde profesyonelliğe adım atan Edu kariyerine memleketi Brezilya'da başladı. Guarani forması giyen oyuncu Avrupa'ya ilk kez 2002 senesinde Olympiakos transferiyle geldi. O dönemde kim bilebilirdi ki bu transferden seneler sonra Ege Denizi'nin öbür kıyısındaki Türkiye'de oynayacağını ve takımının tarihindeki en başarılı sezonda forma giyeceğini? Yunanistan'da kiralık olarak oynayan Edu, Brezilya'ya geri döndü ve bir ay sonra Cruzeiro'yla bedelsiz olarak anlaştı. 3 sene boyunca bu formayı başarıyla terleten oyuncu için 2006'da tekrardan Avrupa yolu gözüktü. Teknik ekibinde ve kadrosunda büyük değişiklikler planlayan Fenerbahçe, Edu için talip oldu ve ilk defa bir takım Edu için bonservis bedeli ödedi. Sarı-Lacivertliler 5 milyon avro karşılığında oyuncuyu renklerine bağladı. Edu'nun transferinden sadece 3 gün sonra 4 Temmuz günü teknik direktör Zico ile anlaşan Fenerbahçe'yi önümüzdeki sezonlarda Avrupa'da ve Türkiye'de büyük başarılar bekliyordu. Ama bu başarıların arasında Edu, kendi kalesine attığı gollerle ve yaptığı hatalarla anılacaktı. 2007-2008 sezonunda Şampiyonlar Ligi'ne grup aşamasından katılmaya hak kazanan Fenerbahçe'nin rakipleri Inter, CSKA Moskova ve PSV idi. İlk maçta Deivid'in müthiş volesiyle İtalyan devi Inter'i deviren Fenerbahçe, ikinci maçta CSKA Moskova'yla deplasmanda oynayacaktı. Alex'in kafa golüyle 1-0 öne geçen Fenerbahçe, zorlu rakibi karşısında deplasmanda büyük bir avantaj elde etmişti. Maçın ilerleyen dakikalarında Edu'nun geriye doğru hatalı pası sonrası topu önünde bulan Krasic topu ağlarla buluşturdu. Tabii o zamanlar kimse ileride Krasic'in Fenerbahçe tarihindeki en balon transfer olacağını da bilmiyordu. Durum 1-1 iken Edu'nun ceza sahası içinde yaptığı sert müdahale sonucu hakem penaltı noktasını gösterdi. Penaltıyı gole çeviren isim ise ileride Alanyaspor ve Beşiktaş forması giyecek olan Vagner Love'dı. Grupta Inter'le oynanan ikinci maçtaki ilk gol Edu'nun ayağından yanlış kaleye geldi ve Fenerbahçe yediği art arda gollerle 3-0 maçı kaybetti. Grubun son maçında CSKA ile oynayan Fenerbahçe'nin tarihinde ilk defa gruplardan çıkması için galibiyetten başka seçenek yoktu. İlk yarıda maça baskın başlayan Fenerbahçe, Edu'nun golüyle 1-0 geriye düştü. Evet yanlış okumadınız. Bu önemli maçı da boş geçmeyen Edu, 2.tur şansını zora sokan golü atmış oldu. Ama Alex'in ve Uğur Boral'ın iki golü gruptan çıkmaya yetti. 2.turda rakip İspanya temsilcisi Sevilla'ydı. İlk maçı kendi evimizde oynayacağımız için Kadıköy'de atılan ve yiyilen her golün önemi büyüktü. Kezman'ın kafa golüyle öne geçen Fenerbahçe her şey planlandığı gibi gidiyordu. Ta ki golden sonra gelişmeye başlayan Sevilla ataklarında içeri kesilen bir topa ters bir ayak geldi ve kendi ağlarımızı bulduk. Evet, artık şaşırmayacağınız gibi sahnede yine Edu vardı. Turun ikinci ayağında İspanya'daydık. Zorlu deplasmanda Kadıköy'deki sonucun tam tersi gerçekleşince maç uzatmalara gitti. Uzatmalarda da gol sesi çıkmadı ve çeyrek finalisti belirleme işi penaltılara kaldı. Fenerbahçe adına ikinci penaltıyı kullanan Edu ne yazık ki Palop'u geçemedi. Ama Volkan Demirel'in üstün performansı Fenerbahçe'yi çeyrek finale taşımaya yetti. Önemli anlarda yapılmış hatalarla anılmak kötü bir şey elbette. Ama burada kesinlikle bir kasıt yok. Ne zaman sahaya çıksa elinden geleni ortaya koyduğuna hepimiz şahit olduk. 3 sene boyunca forma giydiği senelerde canını dişine takarak oynadı. Sakatlanmasaydı ve dönemin efsane başkanı Aziz Yıldırım'la anlaşabilseydi belki de daha fazla oynayacaktı. Velhasılıkelam olayların adamı Edu 39 sene önce dünyaya geldi. Buradan bu vesileyle doğum gününü de kutlamak isterim. Umarım hayatının geri kalanında kendi kalesine gol atmaz ve mutlu bir hayat sürer.