Kabile tarafından öldürülen rahip kafaları karıştırdı
ABD'li bir rahibin Hindistan'da yaşayan izole bir kabile tarafından öldürülmesi, güncelliğini koruyan bir konu. Haberin sıcaklığı biraz azalınca, üzerine daha farklı düşünceler geliştirilmeye başladı. Peki, bir rahip istediği her yere girebilir mi? Bu, misyonerlik adına yaşam alanına müdahale olarak adlandırılabilir mi?
Olay nedir?
Konuyu bilmeyenler için özetleyecek olursak, ABD'li bir rahip misyonerlik faaliyetleri yürütmek için gittiği Kuzey Sentinel Adası'nda -zaten orası neresi ve orada ne yapıyor, bu bile tartışma konusu- dünyanın geri kalanından izole yaşayan bir kabile tarafından öldürülmüş.
Rahip John Allen Chau'nun ölümü, sosyal medyada büyük bir infial yarattı. Herkes farklı bir bakış açısıyla, başka bir şekilde olayı yorumladı. Hindistan'daki Kuzey Sentinel Adası'nda yaşayan yerliler toplumdan büsbütün izole ve kendi yaşam biçimlerinin dışında herhangi bir yaşam biçimiyle tanışmış değiller.
Girilmesi yasak bölgeler var
Bu nedenle olsa gerek, bu gibi kabilelerin yaşadığı bölgeler Hindistan tarafından korunma altına alınmış durumda. Olayın yaşandığı bölgeye de girmek yasak. Yani aslında Rahip Chau, misyonerlik faaliyetleri yaratmak için gittiği yerde yasaları çiğniyor diyebiliriz.
Hindistan yönetimi yerli halkın temel davranışlarını bildiğinden olsa gerek, Kuzey Sentinel Adası'nı gözden uzak tutmaya çalışıyor. Fakat yaşanan olayla birlikte bölge, pek çok kişinin dikkatini çekti.
Defalarca risk almış
Rahip Chau'nun tuttuğu notlardan, en az iki kez adaya girmeyi denediğini, bunlardan birinde yerliler tarafından fark edildiğini anlıyoruz. Bu 'fark edilmeden' kastımız da, öldürülmesinden bir gün önce düpedüz yerlilerden canını kurtarması aslında... O gün ellerinde ok olan yerlilerden koşarak kayığa atlayıp kurtuluyor. Fakat ertesi gün, tekrar ulaşmayı deniyor. Nitekim o gidişinde de okların hedefi olarak hayatını kaybediyor.
Yolculuk kolay değil
Kuzey Sentinel Adası'na gitmek de kolay değil. Belli bir yere kadar ulaşım var ve süreci tamamladıktan sonra kısmen yasadışı yollarla kayık kiralayarak adaya ulaşabiliyorsunuz. Ulaşımın zorlaştırılması da esasen kabilenin yaşam tarzının bilinmesinden kaynaklanıyor. Yerliler pek de medeni değil. Üstelik gözleri kara.
Yaşam alanına müdahale mi?
Sosyal medyada süregelen tartışmalarda rahibin misyonerlik faaliyetlerini o bölgeye kadar taşımasının yerlilerin yaşam alanına bir tür müdahale olarak adlandırılıp adlandırılamayacağı konuşuluyor.
Bu argümanın dayandığı düşünce biçimi de kendisinden farklı ve muhtemelen kendisini asla anlayamayacak olan insanların yaşam alanlarına rahibin izinsiz girişinden destek alıyor.
Şöyle bir düşününce, rahibin yaptığının ciddi bir ihmalkarlık olduğu fikri üzerinde uzlaşıldığını söylemek mümkün. Öldürülmesi akıl alır bir şey değil. Bu ölümü doğrulamak da mümkün değil. Fakat rahibin girilmemesi için uyarıların yapıldığı bir alana girmeye çalışması akıllarda hep soru işareti bırakacak. Etik tartışmalar boyut değiştiriyor böylece...
