09.11.2024 - 14:32 | Son Güncellenme:
Diyarbakır'da öldürüldüğü ortaya çıkan Narin Güran'ın (8) cinayetine ilişkin davanın duruşması, 3'üncü gününde sürüyor. 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde önceki gün görülmeye başlayan davanın 3. gününde tutuklu sanıklar, Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi.
Duruşmada dinlenen tanıklardan Cahit Kaya, Arif Güran ile Nevzat Bahtiyar arasındaki araç alışverişini anlattı. Kaya, "Araba meselesi için Arif Güran beni ve ağabeyimi çağırdı. Önce Nevzat anlattı, sonra Arif anlattı. Bizi ikisini de dinledik. Nevzat, 'Bu araba senindir' dedik. '30 bin TL'yi Arif sen ödeyeceksin' dedik. '50 bin TL'yi Nevzat sen ödeyeceksin' dedik. Nevzat, 'Bu parayı ödeyemem' dedi. Salim de Arif'in 10 bin TL'sini ödemeyi kabul etti. Sonra Nevzat da 50 bin TL'yi ödemeyi kabul etti. Başka bir şeye tanık olmadım. Bu olaydan sonra, bu olayla ilgili bir daha görüşmedik. Bizi bu olayı çözmemiz için çağırdılar. Aile meclisi toplantılarını duymadım, katılmadım da" dedi.
'ORTA YOLU BULMAYA ÇALIŞTIK'
Diğer tanık Veysel Subatan da "Arif Güran ile Nevzat'ın arasında bir araba meselesi vardı. Kim haklı, kim haksız diye Arif Güran beni çağırdı. Nevzat'ı çağırdık. Nevzat'ın arabası çalıntı çıkmıştı. Nevzat, 'Bu parayı vermiyorum' dedi. Arif'e 'Haksızlık ediyorsun' dedik. 'Sen bu parayı ödemezsen, mahkemelik olunursa bu para daha çok artar' dedik. Nevzat yanaşmadı. Diğer köylüleri de çağırdık. Diğerleri Nevzat'a 'Sen haksızsın' dedi. Orta yolu bulmaya çalıştık. Nevzat'a haksızlık olmasın diye orta yolu bulmaya çalıştık. Salim Güran da 'Ben de bir miktar para ödeyeyim, mesele kapansın' dedi. Nevzat, zar zor kabul etti. Nevzat, tehditvari cümleler kullanmadı. Bu olaydan sonra iki taraf arasında, bu olayla ilgili bir şey duymadım. Nevzat Bahtiyar, bu parayı ödeme taraftarı olmadığı için bizi çağırdılar" diye konuştu.
'NEVZAT İLE ARİF ARASINDA BİR TARTIŞMA OLDU'
Diğer tanık Kutbettin Kaya, "Araba meselesi için beni çağırdılar. Nevzat ile Arif arasında bir tartışma oldu. Nevzat Bahtiyar'a 'Senin paran yoksa Salim'in kardeşinin evi var. Evin sıvasını yaparsın' dedik. Nevzat dedi ki 'O benim arkadaşımdır. Bizim aramızda sorun olmaz' dedi" diye konuştu. Mahkeme başkanının Güran ailesinin aile meclisi toplantılarına katılıp katılmadığını sorusu üzerine de "Aile meclisi toplantılarına katılmadım" yanıtını verdi.
'YÖNLENDİRME OLMADI, ASLA'
Tanıklardan Narin'in amcası İbrahim Halil Güran, mahkeme başkanının 'Kaça aldın enerji içeceğini' sorusuna, "Benle küçük oğlum buzlaç aldık. Sonra saman çeken çocuklara verdim. Sofi bakkal, gece yarısı bakkalı açan bir insan. O dükkanın gündüz kapalı olduğunu görmedim. Bakkal, kapının önünde oturuyordu. Köyde yaşıyorum. Bakkalın kendisi vardı içeride" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatının, kolluğun yanlış yönlendirilmesi ile ilgili sorusuna İbrahim Halil Güran, "Yönlendirme olmadı, asla. Bizim köyde amcalarımızın sözü geçiyor. Ali Rıza Güran, Hüseyin Güran. Yangın çıkarılma konusunda; gelin köye siz o yangını çıkarabilirseniz, ben size helal olsun derim" dedi.
'BİRİNİN NARİN'İ KAÇIRDIĞINI DÜŞÜNDÜK'
Yüksel Güran'ın avukatının balkondaki yazma ile ilgili sorusu üzerine de İbrahim Halil Güran, "Narin'in kaybolduğu gün ilk röportaj verenlerden biri benim. Balkondaki yazmayı yengeme gösterdik. İmam da onun olmadığını söyledi. Biz eve girmediğini, kapının önünde birinin Narin'i kaçırdığını düşündük. Narin'in ölmüş olduğuna dair bir şüphe oluşmadı bizde. Narin balkona kadar gelmiş, gitmiş diye düşündük" diye konuştu.
Duruşmada Mahkeme Başkanı, üstündeki cübbeyi çıkararak Nevzat Bahtiyar'a 'İnsani olarak soruyorum. Burada verdiğin ifadeler doğru mu? Bizden saklandığın bir şeyler var mı? Eksik anlattığın bir şey var mı?" diye sordu. Nevzat Bahtiyar'ın yanıtı ise 'Hatırlamıyorum' oldu.
Dosyanın kapsamlı ve tarafların sayısının fazla olması nedeniyle, muhtemel olayların önüne geçilebilmesi için duruşma salonunda, önünde ve adliye çevresinde gerekli güvenlik önlemlerinin alınması için müzekkere yazan mahkemenin talebi üzerine 6 Kasım’da adliyenin çevresi bariyerlerle kapatıldı. Dün saat 09.00’da başlayan ilk duruşmada tutuklu sanıklar, yoğun güvenlik önlemleri altında adliyeye getirildi.Duruşmada önce Nevzat Bahtiyar’ın, ardından da sırasıyla Enes, Yüksel ve Salim Güran’ın ifadeleri alındı. Sanıkların ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından, Narin’in babası Arif Güran tanık olarak dinlendi. Ardından da Nevzat Bahtiyar’ın eşi Gazal Bahtiyar dinlendi. Mahkeme başkanı, saat 23.00 sıralarında duruşmayı bugün saat 09.00’a erteledi.
Duruşmada, ağabey Baran Güran'ın ardından Narin'in kuzeni Osman Güran tanık olarak dinlendi.Güran, Narin'in kaybolduğu gün saat 18.30 gibi dedesinin evine gittiğini belirterek "Şehirde kaldığım için köye gittiğimde dedemin yanında kalıyorum. Akşam saat 19.00-19.30 gibi Enes ile görüştüm. Enes ile sadece o gün görüştüm, sohbetimiz olmadı sadece aynı ortamdaydım." dedi.Mahkeme başkanının, "Narin'in kaybolduğu günün ertesi günü kırmızı bir terlik bulunmuş. Bu olayı anlatır mısın?" diye sorması üzerine Güran, şu beyanda bulundu:
"Dedemin evinin önündeydim, misafirler vardı, akşamdı. Muhammet bana 'Markete gittim, gidince gözüme takıldı, almadım dönünce aldım.' dedi. Köye getirmiş ve aldığını unutmuş. Biz de görünce jandarmaya teslim ettik."Savcının, "6 kez geçip gittiğin yolda terliği görmedin mi?" sorusuna Güran, "Hayır." yanıtını verdi.Diyarbakır Barosu avukatlarından Aydın Özdemir'in, "Kimse size bu Narin'in terliği olabilir diye söylemde bulundu mu?" diye sorması üzerine Güran, "Ayağında kırmızı terlik vardı ve o esnada orada olan herkes bunu duydu. Baran'ın ağabeyine mesaj atmıştım, bu terlik onun mu diye?" dedi.
"BARAN ARADI,'TERLİK NARİN'İN DEDİ"
Tanık olarak dinlenen tutuklu şüpheli Muhammet Kaya da Enes'in dayısının oğlu, Yüksel'in yengesi, Salim Güran'ın da dayısı olduğunu belirtti.Narin'in kaybolduğu gün saat 08.00'de uyandığını, davetiye dağıtmaya gittiğini anlatan Kaya, saat 20.35'te kuzenine Narin'in kaybolduğu bilgisinin geldiğini, yaklaşık 5 saat içerisinde köye ulaştıklarını söyledi.Kaya, köyde Narin'i aramaya başladıklarını, kuyulara baktıklarını belirtti.
Mahkeme başkanının "Terliği bulduğun günü anlatır mısın?" sorusu üzerine Kaya, "Terliği Narin kaybolduktan sonraki gün buldum. 'Yeğenlerim süt alır mısın? dedi. 'Alırım' dedim. Süt almaya giderken köye 2,5 kilometre uzaklıkta terliği görünce çingenelerin olduğunu düşünerek vazgeçtim. Dönüşte belki onundur (Narin'in) diyerek yanıma aldım." dedi.
"O yoldan belki yüzlerce insan geçti, onlar görmedi de sen mi gördün, birinin yönlendirmesiyle o terliği oraya koymaya dair hamle yaptın mı?" sorusunu Kaya, şöyle yanıtladı:
"Hayır. Benim geçtiğim esnada bir araba geçip arabadan atmış olabilir. 'Yengeme göstereyim terliği eğer Narin'in ise ona veririm, değilse çöpe atarım.' dedim. Eve gidince jandarma evde toplantı yapacağını söyledi. O nedenle evdekilerin hepsini çıkardılar. Kargaşa vardı ve 36 saat uykusuzdum. Daha sonra arabaya binip Hüseyin Güran’ın evine gittim, Osman Güran geldi, 'Petrole gidelim.' dedi. Petrole gittik, sigara aldık. Başka bir yere de uğradıktan sonra o esnada Osman arabada terliği buldu, 'Fotoğrafını Baran'a atalım.' dedi. Köye götürdüm ama köydeki kargaşadan dolayı söylemeyi unuttum. Fotoğrafı Baran’a attıktan sonra Baran aradı, 'Terlik Narin'in.' dedi. Arkadan çığlık sesleri geliyordu. Terliğin ona ait olmadığını karakoldan komutan söyledi, 25 numara olduğu için. Komutan 8 yaşındaki bir kızın giyeceği terlik olmadığını söyledi."
"O terlik orada olsaydı herkes görürdü. Madem öğrendin neden jandarmaya haber vermedin? diye sorulan Kaya, "Terliği ben buldum. Yolda jandarma yoktu, herkes evin oradaydı. Yengeme gösterecektim onun olsaydı zaten jandarma da oradaydı." ifadelerini kullandı.
Diyarbakır'da Narin Güran cinayetine ilişkin dün başlayan ve bugün devam eden ilk duruşmada fenalaşarak Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine götürülen ve bir süre acil serviste bekletilen babası Arif Güran’ın, yapılan tahlillerle kan şekeri değerinin düşük olduğu belirlendi. Arif Güran’ın, bir süre daha gözlem altında tutulacağı öğrenildi.
Baba Arif Güran, Eren'e "Benim ömrüm, hayatım, kızımdır. Neyin peşindesin? Ne yapmaya çalışıyorsun" dedi. Eren de "Baran'la birlikte Adli Tıp Kurumu'nun önündeydim. Ben de bir babayım. Neyin peşindeyim? Neyin peşindeyim, gerçeklerin peşindeyim. Hayatıma mal olsa da peşini bırakmam asla. O kızın otopsisinde iken 3 gün boyunca kokusu üstümdeydi. Ömür boyu o kokuyu unutmayacağım. Sana teşhis yaptıracaklardı, izin vermedim. Sana bu kötülüğü yapılmasını engellemek için seni içeri almadım o zaman. Çünkü Baran, her gün öpüp kokladığı kız kardeşinin cesedinin kokusu üstüne sinecekti" dedi. Bu sırada fenalaşan Arif Güran, salondan dışarıya çıkarıldı.
Duruşmada 18 yaşından küçük olan tanıklar, adliyedeki Adli Gözlem Odası’nda Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile pedagog eşliğinde ifade verdi. Narin’in ağabeyi M.E.G., “Evde ben, Enes ağabeyim, kardeşim E. vardı. Saat 15.00 gibi Hediye yengem geldi. Narin gittikten sonra benle Enes ağabeyim telefonda oyun oynuyorduk. Ben annemin telefonuyla oynuyordum. 2 oyun oynadıktan sonra oyundan çıktık. 16.30-17.00 gibi aşağı indim. Enes Ağabeyim, Tahir Kaya oradaydı. Hediye geldiğinde hatırlamıyorum ama E. bana ‘Hediye yenge geldi, elbiseleri bırakıp gitti’ dedi. Sonra bakkala gittim, ağabeyimin yanına. Onlar oturmuştu, bir şey almadık. Tahir Kaya saman çekmek için çocukları topladı. Ağabeyim gitmedi. Ben ve kuzenim K.G. çeşmeye gittik. Sonra ağabeyim o sırada geldi. O kadar. Sonra annem ‘Kardeşini çağır, gel yemek yiyeceğiz’ dedi. Ben de ‘Tamam’ dedim. Sonra aradım, bulamadım. Annem, yengem Maşallah’a sordu ‘Narin orda mı’ diye, ‘Yok’ dediler. Sonra Hediye yengemi aradı, o da ‘Burada değil’ dedi.Daha sonra kuzeni A.K. ifade verdi. Olay gününü anlatan A.K., “Narin’i camide gördüm. Eve geldik. Z. ile birlikte çorap dağıttık. Sonra Melek ablanın evine gittik” dedi.
Duruşmayı takip eden CNN TÜRK muhabiri Serdar Er son gelişmeleri canlı yayında aktardı. Er'in değerlendirmeleri şöyle;
Duruşma salonundaydım. O gelişme olduktan sonra çıktık ve şimdi sıcak gelişmeyi aktaralım. Şöyle ki; Diyarbakır Barosu adına konuşan Nahit Eren, kürsüdeki Baran Güran'a yönelik 'Öncelikle ben burada niçin olduğumu söylemek istiyorum sana' dedi ve bir konuşma yapmak istedi. 'Duruşmadan aslında bağımsız olarak ben sana konuşmak istiyorum' şeklinde konuştu. Orada Narin Güran'ın adli tıptaki işlemleri devam ederken 'Benim de çoluk çocuğum var ve ben onun yanına gittim. O bebek kokusundan farklı kokular geliyordu. Ben oradan çıktıktan sonra ertesi gün bana dediler ki; Hala o koku üstümde... Baran Güran senin o kokuyu almanı istemedim. Hatta senin de burnunu o kokular geliyordu değil mi?' diye sordu. O da 'Evet, geliyordu' dedi. 'Ben senin kardeşini o şekilde görmeni istemediğim için seni orada içeriye girmeni istemedim' dedi.
'Ben bugün niçin buradayım biliyor musun?' diye sordu. Bugün burada Narin'in katilleri cezalansın, bu kalmasın yanına' diye konuştu.
Ve sonrasında birden Arif Güran ağlamaya başladı, ayağa kalktı. 'Sen benim kızım hakkında konuşamazsın bu şekilde' dedi. Hemen orada jandarma araya girdi. Arif Güran'ın o tepkisi sonrasında diğer akraba üyeleri salonun sağ köşe tarafındaydı. Onlar da ayağa kalktı ve 'Sen siyaset yapıyorsun. Sen böyle konuşamazsın. Biz seni istemiyoruz' diye ayaklandılar. Bu kez jandarma araya girdi. O sırada Enes Güran ağlamaya başladı. Anne Yüksel Güran ağlamaya başladı. Arif Güran salonu terk etti. Baran Güran ise orada babasının yanına doğru gitti. Salon bu şekildeki karışıklıktan sonra duruşma da aslında beklemeye alındı.
İddianamede tutuklu sanıklar için şu ifadelere yer verildi:“Dosyada bulunan kamera görüntüleri, ifade tutanakları, adli tıp raporları, olay yeri inceleme raporları, HTS kayıtları, HTS daraltılmış baz analiz raporu, kriminal raporlar, görüşme kayıtları, cep telefonları üzerinde yapılan inceleme neticesinde elde edilen veriler, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde izah olunan ve çelişkileriyle ortaya konulan sebeplerle şüpheliler soruşturmanın en başından itibaren çelişkili, hayatın olağan akışına aykırı, toplum düzeninin ve aile yaşantısının getirdiği genel kurallar ve teamüllere aykırı tutum ve davranışlar içerisinde olmuşlardır.
İlk günden itibaren kayıp çocuk olarak ihbarda bulunarak ve Narin Güran'ın son görüldüğü saate ilişkin çelişkiler yaratarak bulunmasını ve olayın ortaya çıkmasını engelledikleri tespit edilmiştir.
21 Ağustos günü saat 15.11 sıralarında kamera açısına son kez giren ve evine doğru çıkan patikaya yönelen Narin'in eve ulaştığı saatte dosya kapsamında bulunan HTS analiz raporları, dar alan baz çalışmasına ilişkin bilirkişi raporu dikkate alındığında, tüm şüphelilerin ikamette bulunduğunun net bir biçimde ortaya konulması karşısında zaman ve mekan birliği içerisinde olan şüphelilerin fikir ve eylem birlikteliği içerisinde iştirak iradesiyle hareket ederek, öldürme eylemi üzerinde ortak hakimiyet kurarak belirlenemeyen bir sebep ve saikle Narin Güran'ı boğmak suretiyle öldürdükleri ve üzerlerine atılı suçu müşterek fail olarak işledikleri hususunda yeterli şüphenin oluştuğu kanaatine varıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle şüphelilerin üzerlerine atılı 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmasına karar verilmesi talep olunur.”
'GİZLİ TANIK BİLGİSİ YOK'
Diyarbakır'da Narin Güran cinayetine ilişkin dün başlayan ilk duruşma, bugün de devam etti. Duruşma, verilen 2 saatlik aranın ardından 16.00’da kaldığı yerden devam etti. Mahkeme Başkanı Ramazan Dündar, sosyal medyada ve bazı haber sitelerinde yayınlanan 'Gizli tanık' iddialarıyla ilgili, 'Bana gelen bir bilgi yok. Mahkememizde öyle bir şey yok' dedi.
R.A., TANIKLIKTAN VAZGEÇTİ
Duruşmada, Salim Güran’ın yanındaki işçisi R.A., dinlenmek istendi. R.A., tanıklık yapmayacağını söyledi. Mahkeme Başkanı Ramazan Dündar, "Tanık R.A. hakkında benzer iddialardan dolayı söz konusu dosyada tutukludur. CMK 48’inci maddeye göre, tanıklıktan vazgeçtiğini bildirir. Biz de CMK 48’inci maddeye göre, onun tanıklıktan vazgeçtiğini kabul ettik" dedi.
TUTUKLU TANIK HEDİYE GÜRAN: KİMSEDEN ŞÜPHELİ BİR HAREKET GÖRMEDİM
Duruşmada, tutuklu tanık Hediye Güran’ın ifade işlemleri başladı. İfadesinde olay gününü anlatan Hediye Güran, "Sabah geldim, kapıyı E. açtı. Kıyafetleri bırakıp gittim. Kimseyi görmedim. İkinci kez 15.40 gibi geldim. Kapıyı kim açtı hatırlamıyorum. Patika yolundan geldim. Herhangi bir şey görmedim. Evden içeri girdiğimde, Enes içeride uyuyordu. İki aydır evde yoktu. Bir süre sonra uyandı. 'Hoş geldin' dedim. Ben Yüksellerin evinden giderken, Enes geliyordu. İlk gittiğimde Muhammed evdeydi. Evde sohbet ettik Yüksel ile. 15.00 gibi eve geldim. Orada uzun süre oturdum. Ben oradayken Salim gelmedi eve. Ben oradayken Enes’i biri aradı. Ne konuştuğunu bilmiyorum. Ben Enes’in dışarı çıktığını görmedim. Narin’in kaybolmasından dolayı kimseden şüpheli bir hareket görmedim" dedi.