'BAAS DİKTATÖRLÜĞÜ TAMAMEN ÇÖKTÜ'
Yeni burs miktarlarının üniversite öğrencilerimize ve ailelerine hayırlı olmasını temenni ediyorum. Değerli basın mensupları, bölgemiz ancak demokrasi ve bunun içinde bir dönüm noktası ifadesiyle tarif ve tahlil edilecek kritik gelişmelere sahne oluyor. Komşumuz Suriye'de 13 yıldır devam eden iç savaş, dün itibariyle artık yeni bir boyut kazandı. Halep, Hama, Humus ve son olarak Şam, Türkiye'nin asıl sahiplerinin kontrolüne geçerken 61 yıldır kanla, zulümle, baskıyla ve zorbalıkla ayakta kalan Baas diktatörlüğü de tamamen çöktü.
'ZULÜM İLE ABAD OLUNAMAYACAĞI HAKİKATİ SURİYE'DE BİR KEZ DAHA TECELLİ ETMİŞTİR'
Verilen sözlere rağmen, yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulunan Tel Rifat ve Bimbis'in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Tabi eski rejimin çekilirken dahi kimi şehirleri bölücü terör örgütünün Suriye uzantısına bırakması aralarındaki kirli ittifakı bir kez daha teyit etmiştir. Ülkemizdeki ana muhalefetin son ana kadar umudunu kesmediği Esed rejimi bu süreç boyunca Türkiye karşıtı tutumunu bir an olsun terk etmemiştir. Suriye ihtilafını diyalog yoluyla çözme çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş ülkemizin uzattığı elin değeri bilinmemiş manası anlaşılmamıştır. Esed arkasında 1 milyona yakın insanın katledildiği 12 milyon insanın kaldığı birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır. Zulüm ile abad olunamayacağı hakikati Suriye'de bir kez daha tecelli etmiştir. Şunu milletimizin ve uluslararası kamuoyunun bilmesini isterim. Türkiye Suriye ihtilafının başından beri komşuluk hukukunun ve büyük devlet olmanın icaplarını harfiyen yerine getirmiştir. Özgürlükten diyalogdan adaletten Suriye'nin bir an önce huzura kavuşmasından yana olduk. Devlet rejimin hasmane tutumuna rağmen her şart altında Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının korunmasını savunduk. Elbette haksızlığa, hukuksuzluğa, baskıya, zulme karşı sesimizi yükseltmekten, tepkimizi ortaya koymaktan hiçbir zaman çekinmedik. Ama bunu açık bir düşmanlığa, kör bir husumete de dönüştürmedik. Suriye'deki hadiselerin 13 yıllık serancamını bilen herkes, Türkiye'nin adil bir barış için verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir. Şunu da en başından beri tekrar tekrar ifade ediyoruz. Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır.