22.11.2024 - 03:47 | Son Güncellenme:
Frame House, tarihi dokuya sunduğu modern dokunuş ile bölgenin karakterini güçlendirmeyi amaçlıyor; ancak çevredeki Viktorya dönemi yapılarına rekabetle değil, saygıyla yaklaşıyor. Evin tasarımı estetik açıdan geçmişe sadık ve aynı zamanda günümüzün çağdaş anlayışını temsil ediyor. Tasarım, işlevsellik, doğal ışık kullanımı ve sadelik üzerine kurulu üç temel ilkeye dayanarak oluşturulmuş.
Evin keskin çizgilerinin sadeliği, doğal malzeme seçimi ve işlevsel unsurlar, yapının çevresiyle uyumlu bir şekilde bütünleşmesini sağlarken, çağdaş bir görünüm kazandırıyor. Evin merkezindeki açılı cephe, iç mekanı dış dünyaya bağlayarak, dışarıyı bir “çerçeve” gibi kucaklıyor. Tuğla ve ahşap malzeme seçimi, çevredeki Viktorya dönemi yapıların geleneksel malzemeleriyle modern tasarım arasında bir köprü oluştururken malzemelerin işçiliği ile zanaati ön plana çıkarıyor.
Binanın ön cephesindeki açılı tuğla örgü detayı, sokaktaki geleneksel tuğla desenlerine gönderme yaparken ön cephenin açılı geometrisi komşu yapıların cumbalı pencerelerine bir referans olarak kullanılmış. Geleneksel İngiliz mimarisindeki tuğla örgüleri yorumlanarak Frame House için yeni bir düzensiz tuğla örgü sistemi geliştirilmiş ve fabrika kesimi tuğla yerine el yapımı tuğla tercih edilmiş.
Frame House'un iç tasarımı, doğal ışığı arttırarak dar ve uzun arsanın iç mekandaki etkisini azaltacak şekilde planlanmış. Çatı pencereleri, tam boy camlar ve yüksek tavanlar sayesinde doğal ışık evin derinliklerine çekilmiş, aydınlık ve ferah yaşam alanları yaratılmış. Kat planlarında işlevsellik ve esneklik ön planda tutulurken ferahlık hissi ve manzaranın katın her yerinden algılanması hedeflenmiş.Kuzey cephesinin açılı olarak içeri doğru çekilmesi de bahçe manzarasını geniş bir perspektiften sunarken, iç mekanda doğal ışığı artırabilme imkanı veriyor.
Açık plan hissi mekanın bütünleyici öğesi olarak ele alınmış ve yangına dayanaklı gizli sürme kapılar sayesinde kullanımda esneklik sağlanmış. Evin kalbinde yer alan açık plan mutfak ve yemek alanı, ailenin bir araya geldiği ve doğayla bağlantı kurduğu dinamik bir yaşam alanı sunuyor. Geniş sürgülü camlar, bahçeye açılarak iç ve dış mekan arasındaki sınırları ortadan kaldırıyor. Üst katlardaki Fransız balkonlu tam boy sürgülü camlar da bahçeye doğru yönelim sağlarken zemin katın tasarımıyla bütünlük oluşturuyor.
Dar ve derin kat planlarının etkisini azaltmak amacıyla büyük çatı pencereleri ve açık basamaklı merdiven tasarımı ile oluşturulan ışık kuyusu, zemin katı aydınlatırken, gün boyunca değişen gölgeler mekanın içinde hareketlilik yaratıyor.
Binanın tasarım surecinde yapının termal performansı ve karbon ayak izi hesaplanarak sürdürebilir sistemlerin ve malzemelerin seçilmesi sağlanmış. Yüksek yalıtımlı yapı kabuğu, verimli ısıtma sistemi ve isı geri kazanımlı mekanik havalandırma sistemi sayesinde enerji tüketimi minimuma indirilmiş. Biyolojik çeşitliliğe katkı sağlayan yeşil çatı, binanın enerji verimliliğine katkıda bulunurken yerel ekolojiyi de destekliyor.