Ufuk Özkan: Komedi oynamak gibi bir kuralım yok

Ufuk Özkan, her cumartesi ekrana gelen ‘Kalk Gidelim’ dizisi ve hafta içi her gün yayınlanan ‘Aileler Yarışıyor’ programıyla TRT 1’de izleyici karşısına geçiyor. Dizi nedeniyle İstanbul-Muğla arasında mekik dokuyan oyuncu, “Artık iki şehir arasındaki bütün uçuşları ezbere biliyorum” dedi. Özkan’la projelerini ve aile hayatını konuştuk.

-‘Kalk Gidelim’ üçüncü sezonuna girdi. Komedi projeleri genelde kısa sürede biter, bu dizinin sırrı ne?

Üçüncü sezonla seyircimizle buluştuğumuz için mutluyum. İnsanların günlük sıkıntıları içinde gülmeye ve rahatlamaya ihtiyacı var. Enerjimizi izleyiciye geçirdiğimize inanıyorum. Sürekli sevgilerini ve beğenilerini iletiyorlar mesajla... Karşılıklı doğru bir enerji alışverişimiz var. Bir sır varsa eğer, o da bu sanırım. Staff Film-Yapımcımız Eyüp Üstün çok güzel bir ekip kurdu, setteki huzur ve enerjimiz çekimlere de yansıyor.

- Üç yıldır Muğla’dasınız, alıştınız mı?

İlk kez şehir dışında bir iş kabul ettim. İlk zamanlar “Nasıl olacak?” diyordum ama bu kadar güzel bir şehre alışmamak mümkün değil. İnsanları samimi, doğası harika, İstanbul’a gidip geldiğim zaman kendimi ikinci evimdeymiş gibi hissediyorum.

- İstanbul’dan uzak olmanızın avantaj ya da dezavantajları neler?

İstanbul’dan uzak olmasının en büyük dezavantajı, ailemden ayrı olmam. Yol ve yoğun tempo bir şekilde hallediliyor ancak aile özlemi biraz zor oluyor. Avantajı ise, İstanbul’un kaosundan, stresinden uzaklaşıp kendimi Muğla’nın doğasına ve sakinliğine bırakmam sanırım.

- Birçok oyuncunun Muğla’da yaşama hayali var. Siz oraya yerleşmeyi düşünüyor musunuz?

Zaten üç yıldır orada olduğum için yarı Muğlalı oldum diyebilirim. Tabii ki bu cennette herkes yaşamak ister. Ancak bu benim tek başıma değil, ailemle kurabileceğim bir hayal.

- Aileniz, uzakta olmanızı nasıl karşılıyor?

Uzak olmak güzel değil. Kimse ailesinden uzakta olmak istemez. Ancak bizim işimizin bazen böyle zorlukları oluyor, eşim de tabii ki olgunlukla karşılıyor. Onlar İstanbul’da yaşıyorlar, ben haftanın dört günü dizi çekimleri için Muğla’da, üç günü İstanbul’da oluyorum. İstanbul’daki zamanımın iki günü, ‘Aileler Yarışıyor’ çekimlerinde geçiyor. Kalan bir günde ailemle vakit geçirip onlarla hasret gideriyorum.

- Hep komedi projelerinde rol alıyorsunuz. Dram işinde yer almayı düşünmüyor musunuz?

Komedi yapmayı çok seviyorum, genelde bu tip teklifler alıyorum. Ancak her oyuncu gibi benim de sadece komedi oynamak gibi kuralım yok. İnandığım bir hikayede, inandığım bir karakter gelirse dram işinde de oynarım.

- Komedinin sizdeki yeri nedir?

Komedi bence hayatın içinde olan bir şey. Hayatta acılar gibi sevinçler ve mutluluklar da var. Sanatta bunu adı komedi. Hayat için sevinçler ve mutluluklar ne kadar önemliyse benim için de komedi o kadar önemli.

Sırrım işimi sevmem

- Dizi ve program bir arada zor olmuyor mu?

Sevdiğim işi yaptığım için, yorgunluk ikinci planda kalıyor. Herkes gibi yoğun tempo beni de yoruyor tabii. Ancak sonuç güzel olunca bunlar önemsiz detaylar olarak kalıyor. Artık İstanbul- Muğla arasındaki bütün uçuşları ezbere biliyorum. Aslında “Nasıl yetişiyorum?” diye hiç düşünmedim, bu benim işim ve severek yapıyorum. Sanırım sırrım da bu... Eğer işimi sevmeseydim bu tempoya ayak uydurmam zor olurdu.

- Köy hayatı mı, şehir hayatı mı?

İkisinin de kendi içinde zorlukları ve kolaylıkları var. Şehirde büyüyen birisi köy hayatında yaşarsa zorlanabilir. Ben ikisini de tecrübe ettim. İkisi arasında bir seçim yapmak durumunda olsam kesinlikle huzuru ve doğayı, yani köy hayatını seçerdim.