CaddeŞapşallık yapma lüksüm yok

Şapşallık yapma lüksüm yok

31.03.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

Çekimleri Arjantin’de yapılan “Wipe Out” adlı yarışmanın sunuculuğunu üstlenen Asuman Krause “Gençken şapşallık yapma lüksünüz var. Bu saatten sonra yok. Bir sonraki adımınız çok önemli” diyor

Şapşallık yapma lüksüm yok

Sunuculuğunu üstlendiği “Wipe Out” adlı yarışmada 1.5 ay Türkiye’ye hiç gelmeden Arjantin’de çekim yapan ve güneşin altında oldukça zor zamanlar geçirdiğini söyleyen Asuman Krause, “Güneş o kadar çok yaktı ki kafa derim soyuldu. Beş kilo verip bir de güneşte yanınca resmen Somalililer’e benzedim” diyor. Çok başarılı bir işe imza atmanın mutluluğunu yaşayan Krause, bu saatten sonra şapşallık yapma lüksünün olmadığını da dile getiriyor. 

“Wipe Out” yarışmasında yer almanız nasıl oldu?
Amerikan versiyonunu seyrettiğimde bu tam benim yapmam gereken bir iş dedim. Zaten şirket de hazır cevap, sempatik, eğlenceli, insanlar tarafından sevilen birini düşünmüş ve benim olacağıma karar vermişler.

Haberin Devamı


Çekimler için Arjantin’e gidip geliyorsunuz hâlâ. Çekimler nasıl geçiyor?
İlk gittiğimde hava şartlarına alışmak zor oldu. Buradan giderken kışa giriyorduk. Güneşin altında çalıştık gerçekten kafa derim soyuldu. Derimi süzgeç gibi saçımdan çıkarttım. Yemeklerine alışma süresi yaşadım. Dünyanın en iyi eti olan bir yerde ben yiyecek bir şey bulamadım. Her gün et görmekten fenalık geçiriyordum. Et kokusu almak istemiyordum. İlk altı günümü ekmek, zeytinyağı ve meyve yiyerek geçirdim. Yeterli gıdayı alamadığım için 63 kilodan 58 kiloya indim. Güneşten iyice karardım ve Somalililer’e döndüm. Sonra gözüm döndü ve tepsi tepsi gelen pizza ve börekleri parkur aralarında yemeye başladım. Sonra 61 kiloya çıktım tekrar. 1.5 ay içinde çok alıştık oraya ve ‘Lost’ ekibi gibi 
‘Dönmeliyiz’ diyoruz.

1.5 ay boyunca çok zorluk çektiğinizi, Türkiye’ye dönmek istediğinizi duyduk.
Hayır öyle bir durum olmadı. Öyle bir depresyona girmedim. İlk 10 gün çok zor geçti gerçekten. Cildim önlenemez bir şekilde yandı ve soyuldu. O gün giydiğin şey üstünde iz yapıyor, ertesi gün başka bir kıyafet giyiyorsun o yanmayan yerleri kapatıyorsun. Ayaklarımda bir sürü ayakkabı izi oldu. Kulaklarım haşlandı. Orada tinerciler  gibi geziyordum. Yüzüme 60 koruma faktörlü bebe yağı sürüyordum. Gelmeden önce bu işin kolay olacağını düşünüyordum. Ama öyle olmadı güneşin altında saatlerce kalıyorum. Odaya geldiğimde makyajımı çıkartacak halim kalmıyor. Sabah beş buçukta kalkıyoruz sete gidiyoruz. Akşama kadar çekim yapıyoruz.

Yapılmayanı   yapmayı severim

Yarışmacıların parkurlarını siz de denediniz mi?
Gitmeden önce uçan süpürgeyi deneyeceğimi söyledim. Fakat ufak bir sakatlık geçirdim ve ayağıma dikiş atıldı. En son Arjantin çıkmazında yaptım. Oradan anons çekelim dedim. Hiçbir ülkenin sunucusu yapmamış. Anonsu çektik ve beni fırlattılar. Sonra durur muyum bütün o parkuru bitirmeye çalıştım. 

Siz olsanız böyle bir yarışmaya katılır mıydınız?
Ben yapılmayanı yapmayı seven biriyim. O yüzden katılırdım. Şu anda 100 bin başvuru var. Yarışmacılar o 50 bin lirayı düşünmüyor. Herkesin ortak görüşü ‘Gelin yarışın, bunu yaşayın’ oluyor.

Yarışmacıları seçerken hangi kriterlere özen gösteriliyor?
Kendine güvenen herkes katılabiliyor. Tabii belli bir sağlık kontrolünden geçiriliyorlar. 18 yaşıdaki delikanlı da katılabilir, 60 yaşındaki amca ya da teyze de katılabilir. Normal insanların dışında sporcu olanlar sakatlık yaşadı çok enteresan. 

Yorumlarınız için bir metin hazırlanıyor mu yoksa spontane mi gerçekten?
Bu soruyu işi bilenler bile soruyor bana. Metin yok gerçekten. İçimden geldiği gibi orada yaşananlara istinaden yorumlar yapıyorum. 

Mankenliği tamamen bıraktınız mı?
Bıraktım bir daha çıkmayı düşünmüyorum. Özlediğim bir şey değil. Çok güzel bir dönemde yaptım ve noktaladım.  Şimdi ‘Çok özel bir defile, gelinlik giyinseniz’ diye teklifler geliyor hayır diyorum. Artık o işlerde para yok zaten (Gülüyor)

Günde üç paket   çikolata yiyorum

Şapşallık yapma lüksüm yok



İnanılmaz enerjik  birisiniz. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
Çikolata (Gülüyor). Her kadına tavsiye ederim. Bir ara gerçekten çikolata, kola ve kahve bağımlısıydım. Şu anda günde üç büyük paket yiyorum. Eskiden havayolunda çalıştığım zamanlarda günde 15 fincan kahve içiyordum. Bir fincana 18 şeker atıyordum. Şekerle aram iyidir (Gülüyor). Kola alışkanlığım vardı onu da bıraktım. Günde iki litre içiyordum. Mankenlik dönemimde herkesin elinde şişe su varken benim elimde litrelik kola şişesi vardı. En leşleri bendim, düşünsene kahve, çikolata ve kola.

Gülen, eğlenen, deli dolu, enerjik bir görüntünüz var. İçi seni yakar, dışı beni yakar durumunuz mu var yoksa?
Dışardan aldığım destek çikolata içerden hayata bakışımla ilgili benim bu görüntüm. Asla oynamıyorum.  Girdiğim her yerde ona sataşayım, buna sataşayım gırgır şamata yapayım seviyorum. Diğer taraftan da çok ketum olduğumu söyler yakınlarım. Tabii ki hayat masal kitaplarındaki mutluluk değil. Bir tane dostum var çok canım isterse onunla dertleşiyorum. Problemim olduğunda evden çıkmam ben. Çünkü fena kalp kırıyorum. Dört gün hiç evden çıkmadan takıldığım zamanlar olur. Bir de kendimi tamir etmesini öğrendim zamanla. 

Mankenlik, oyunculuk, şarkıcılık şimdi de sunuculuk. Yapmadığınız bir şey kaldı mı?
Bu seçenekler bana sunuluyor. Değerlendirmek bana kalmış bir şey.   Ben televizyon ve şarkıcılığı birlikte götürmeyi düşünüyorum. Baharda single çıkaracağım.

Dizi teklifleri geliyor mu?
Evet geliyor. Yola çıkarken çizginizi bozmamanız önemli. Arada şapşallıklar yapabilirsiniz. Gençsiniz, işlerin sizi nereye götereceğinizi bilemiyorsunuz. Gençken şapşallık yapma lüksünüz var. Bu saatten sonra şapşallık yapma lüksüm yok. “Wipe Out” gibi bir iş yaptığınızda bir sonraki adımınız çok önemli. İnanılmaz dizi, sinema ve başka teklifler geliyor ki anlatamam. Dram yapmayı çok istiyorum ama şimdi zamanı değil. Belki ileride sit-com olabilir. 

İlk albümünüzü çıkardığınızda insanlar fiyasko olacağını düşündü.  İkinci bir Seray Sever vakası beklediler sizden. Bu anlamda 1-0 yenik başladığınızı düşünüyor musunuz şarkıcılığa?
Benimle birlikte o önyargının kırıldığını düşünüyorum. Manken olduğum için ekside başladım ama ben o eksiyi artıya dönüştürdüm. İlk başta şarkıyı duyurduk. Önce çıkan ürünü beğendirdim, sonra sahiplendim. Çünkü Asuman Krause diye çıksaydı albüm ‘Aaa bu da mı diyecekti herkes’. Şok etkisi oldu. Mankenden oyuncu olur mu? Mankenden tiyatrocu olur mu tartışmalarını çok saçma buluyorum. Sokaktan geçen adamdan oluyor da mankenden neden olmasın. Yeteneği varsa olur. Yeteneği yoksa konuşmaya bile değmez. 

Beni sahnede  dinleyenler şaşırıyor

‘Canlı şarkı söylesin görelim’ durumu yaşıyor musunuz sık sık gittiğiniz yerlerde?
Ben biraz uyanığımdır. Her şeye rağmen bunlarla karşılaşıyorum. Canlı söyle hadi bakalım durumu hoşuma gitmiyor. Beni neden test ediyorsun? Bu durum ‘Hadi kalk oyna ablalar görsün’ gibi bir şey. Bazen programın sunucuları çok ısrar ediyor. Ben kendim istiyorsam çıkıp canlı söylüyorum. Nedense bir şekilde insan kendini ispat etme derdine düşüyor. Ama kalkıp Türk Sanat Müziği söylemiyorum diğerleri gibi. Kendi şarkılarımı söylüyorum. Sahnede de bunu yaşıyorum. Bazen makamlı şarkılarda insanlar gözleriyle sahneyi tarıyorlar. O sesin benden çıktığına inanmayan gözlerle bakıyorlar. Onların şaşkınlıklarını görmek beni eğlendiriyor.


Evlenmedim diye karaları bağlamadım
Manken arkadaşlarının bir çoğu evlenip çoluk çocuğa karıştı. Sizde bir kıpırtı göremiyoruz?
Sorma benim dönemimdeki tüm arkadaşlarım evlendi çocukları oldu. Allah mutlu etsin onları. Bazıları evlilik peşinde, bazıları kariyer peşinde (Gülüyor) Galiba ben kariyer peşinde olanlardanım. Elbet bir gün olur evlilik. Şu anda karaları bağlamadım yani evlenemedim diye.

Çocuk isteğiniz yok mu?
O biraz evet moral bozuyor... Benim en hassas olduğum konuya dokundun. Şu yaşta evlensem, şu yaşta çocuk yapsam, ben şu yaşa gelince çocuk şu yaşta olacak, onun evlenebileceğini görecek miyim hesapları. Artık o hesapları yapmıyorum. Olacağı zaman olacak zaten.

Evlilik korkusu yaşıyor musunuz?
Benim annem - babam boşanmış ve bu beni korkutuyor, ürkütüyor. Yeni nesilde eskiler gibi çekme durumu yok. Şimdi kadın sağlam yere basıyor.

İkili ilişkiler yaşarken aldatılma korkusu yaşıyor musunuz?
Aptal yerine konuluyorsun ya o problem. İnsan kendine yediremiyor. Aynı şeyi erkek yaşasa mümkün değil. Kadın tüü kaka oluyor, erkek yapar oluyor.

Yazarlar