Bir sürü köşe yazarı var, sizler için lokantaları dolaşıp yemekleri yorumlayan. Damak tadına düşkün insanlar için kılavuz olmaya çalışan. Bir de lokanta cephesinden bakmaya ne dersiniz?
Neticede hep sizler için lokantalar yorumlanır; iyiler, kötüler ayrılır. Her şey güzel de, hiç karşı cepheden bu işe bakan yok, hiç müşteri yorumlayan yok... Buradan bir ilki gerçekleştirip müşteri profillerini ele alacağım.
Kafanızı caddeden dışarı uzatın; her caddede, her sokakta onlarca, hatta yüzlerce lokanta-kafe var... Peki düşünün, siz kaç tanesine gidiyorsunuz? Bir ya da ikisine. Çünkü size uyan, damak zevkinize hitap edenler o kadar.
Kendi yerinizi kendiniz bulun
Bırakın sizin için lokanta kılavuzluğu yapanları, kendi lokantanızı kendiniz bulun ama bunu yaparken misafir olmayı bilmek gerekiyor. Sizin için uygun olmayan, başkaları için çok iyi olabilir. Bir lokantaya neden gidersiniz? Mekânın özel yemeklerini denemek ve keyif almak; biraz kendinizi şımartmak için tabii ki, bu sizin için ödüldür. Ama unutmayın, o restoranın yemeklerini onlardan daha iyi bilemezsiniz.
Gelelim müşteri davranışlarına
Müşteri tipi 1: Sipariş verirken sanki mutfak şefiymiş gibi yemeğin nasıl olması gerektiğine dair talimatlar verir. Unutmayın, kendi tercihlerinizi dayatırsanız keyif almanız zorlaşır. Mekânın en büyük hatası da bu noktada misafiri kırmamak olur. Eğer bu noktada garson, dik durup misafiri yönlendirmezse bu işin sonu, her iki taraf için hüsran olur.
Bir restorana ilk defa gidiyorsanız fırsat verip bir seferliğine mekâna güvenmeniz gerekir. Eğer sonu sizin için hayal kırıklığıysa yapmanız gereken tek şey, oraya bir daha gitmemek.
Müşteri tipi 2: Bazıları restorana sadece yediğini, içtiğini söylemek ya da sadece orada görünmek için gider. Üzücü ve sinir bozcu bir durumdur. Üzücüdür çünkü bu müşteri tipi için, restoranın harcadığı emek-kalite önemli değildir, sadece mekânın
nerede olduğu ve kimlerin orada olduğuna bakarlar. Sinir bozucu bir durumdur çünkü sadece bu yüzden Türkiye’de sektör doğru gelişmiyor ve her lokanta bu rüzgarı yakalamaya çalışıyor.
Müşteri tipi 3: Sonradan gurmeler... Bu model, gurme olduğunu sanır, her yudum içkiyi, her lokma yemeği kendine göre eleştirir ya da eleştirdiğini sanır. Unutmamak gerekir ki, gurme olmak öyle kolay değildir. Ben bu işin profesyoneli olmama rağmen yemek yemeyi yeni yeni öğreniyorum diyebilirim, varın gerisini siz
düşünün.
Kısacası restoranda misafir olmayı bilmek, kendinizi mekâna teslim etmek demek. Sonrası eğer hayal kırıklığıysa en büyük ceza bir daha oraya gitmemektir. Unutmayın ki sizin için kötü olan, başkası için iyi olabilir.