İlkini Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan göndermiş. Kitabın adı, ‘Güneşin ve Ateşin Tadı’. Adı gibi kitap da çok yaratıcı. İçinden bir de CD çıktı. İzledim ve hemen arkasından Gaziantep’e gitmek istedim. Bugüne kadar bir bölgenin mutfağı bu kadar güzel anlatılamamıştır. Kitabı baştan sona yazacak halim yok ama bir paragraf var ki her şeyi özetliyor;
“Gaziantep mutfağı, gücünü topraktan alır. Güneşin sıcağıyla olgunlaşan yerel ürünler, ateşin korunda pişerken demlenir, lezzetler derinleşir. İster fırında nar gibi kızarsın ister mangalda ateşin alazını alsın, bütün yemekler güneşin ve ateşin tadını taşır.”
Keşke biz de yapabilsek
Gaziantep mutfağının özü gerçekten güneşin ve ateşin özü. O kadar çok yemek var ki insanın aklı, Gaziantep’te kalıyor. Tabii ki kitabı Mehmet Abi yapmamıştır ama böyle bir çalışmaya ön ayak olduğu için ellerinden öperim. Editör Aylin Hanım ve diğer çalışanların da ellerine sağlık. Keşke ben de dahil ünlü şefler, bu tatda ve bu kalitede kitaplar yapabilsek.
Eğer ünlü bir şef olduysanız bir misyonunuz var demektir. Egonuzu bir tarafa bırakacaksınız, sizi izleyeni ve okuyanı eğitecek çalışmalar yapacaksınız. Bizler, kitapları birbirimiz için yapıyoruz. Bu egodan sıyrılanlar zaten yürüyor hatta koşuyor. En egosuz Oktay Usta’nın
sattığı kitap sayısına hangi yazar ulaşmış?
Ne zaman ayaklarım yere basarsa ben de kitap çıkartacağım ama sanırım biraz daha var.
İkinci kitapsa ‘Çorum Mutfağına Güzelleme’. Bu kitabı da Çorum Valisi Nurullah Çakır göndermiş, yine aynı derecede güzel. Sadece yemeği değil Çorum’un derin kültürünü de anlatmış. Kaç kere Çorum’a gittim ama boşuna gitmişim. Bu kitabı okuduktan sonra tekrar gitmek için can atıyorum. Valime çok teşekkür ederim, böyle bir sanat eserine ön ayak oldukları için.
Bu hafta Gaziantep ve Çorum’dan iki değişik yemek kitabı geldi. İkisi de insanın aklını alacak derecede güzel, bir şefi kıskandıracak kadar yaratıcı hazırlanmış