08.12.2008 - 13:10 | Son Güncellenme:
2010 Avrupa Kültür Başkenti ilan edilen İstanbul’da yürütülen projelerden biri olan "Geleceğe Perde Açan Gelenek: İstanbul Tiyatrolar Haritası" kapsamında, Tanzimat’tan günümüze kadar İstanbul’da faaliyet gösteren tiyatro mekanları belirlenecek.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetmeni Dikmen Gürün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sahne ve gösteri sanatlarının, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında önemli bir yeri olduğunu söyledi.
Birim olarak bu yıl başladıkları "Üniversiteler Arası Tiyatrolar Şenliği" etkinlikleri kapsamında "2008 Tiyatrolar Şenliği" programını düzenlediklerini dile getiren Gürün, 2009’da ise "Türkiye Üniversiteleri Tiyatro Şenliği" ve 2010’da ise "Avrupa Üniversiteleri Tiyatro Şenliği"ni planladıklarını kaydetti.
Amaçlarının bu uygulamaların kalıcı ve sürekli olmasını sağlamak olduğunu ifade eden Gürün, birim olarak hayata geçirdikleri diğer projenin ise "Geleceğe Perde Açan Gelenek: İstanbul Tiyatrolar Haritası" olduğunu belirtti.
İstanbul gibi bir dünya kentinde tiyatro binalarının hızla yok edilmesinin tiyatro yaşamını olumsuz yönde etkilediğini dile getiren Gürün, buradan hareketle yapılacak bilimsel çalışmanın, tiyatro yaşamına, giderek izleri silinen bir mirasın canlanarak geleceğe belge olmasını sağlayacağını ifade etti.
İstanbul’un 19. yüzyılın başından itibaren Batılı anlamda tiyatro ile tanıştığına işaret eden Gürün, o dönemde tiyatro binaları inşa edilerek buralarda yabancı tiyatro topluluklarının oyunlar sahnelediklerini söyledi.
Günümüzde eski tiyatro binalarının yok denecek kadar az olduğuna dikkati çeken Gürün, Cumhuriyet döneminde yapılan tiyatroların ise işlerliğini yitirdiğini kaydetti.
TİYATROLARIN BİRÇOĞU YANGINDA YOK OLDU
Projenin kültür ve sanat yaşantısının önemli bir parçası olan tiyatro mekanlarının saptanması, belirginleşmesi ve korunması açışından ciddi bir girişim olacağını anlatan Gürün, proje kapsamında kentte tiyatro binalarının yoğunlaştığını düşündükleri Avrupa yakasındaki Beyoğlu ve çevresi, Şişli, Ortaköy, Dolmabahçe, Şehzadebaşı-Direklerarası (Aksaray ve Fatih’i içine alarak), Anadolu yakasında ise Kadıköy ve Üsküdar gibi belli mekanlarda tarama yapacaklarını bildirdi.
Söz konusu mekanlara ait tapu sicillerini ve arşiv belgelerini araştırarak oralarda tiyatro bulunup bulunmadığını inceleyeceklerini, Refik Ahmet Sevegil ve Metin And’ın kitaplarının da kendilerine yol göstereceğini anlatan Gürün, Tanzimat döneminden günümüze kadarki tiyatroları projelerine dahil edeceklerini belirtti.
Projeye İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü’nün de destek verdiğini ve bir ekip kurduklarını söyleyen Gürün, 2 ay önce projeye başladıklarını ve 2010 yılında sona ereceğini ifade etti.
Proje dahilindeki alanlarda tiyatro salonlarına ve binalara yönelik alan çalışmaları ve arşiv taraması yapılarak tarihçelerinin ortaya çıkarılacağını kaydeden Gürün, böylelikle söz konusu mekanların kentin kültür ve sanat yaşamına katkıları, buralarda sahneye çıkan topluluklar, sanatçılar, tiyatroların repertuvar düzenlerinin yanı sıra seyirci profilinin de ele alınarak dönemin gazetelerinin inceleneceğini söyledi.
Araştırma yapacakları mekanlardaki tarihi tiyatroların birçoğunun yangın nedeniyle yok olduğunu anlatan Gürün, ayakta kalanların ise pasajlar içinde görünemez hale geldiğini, bazılarının ise sinemalara dönüştürüldüğünü bildirdi.
İNGİLİZCEYE ÇEVRİLECEK
Elde edilecek bilgilerin bir kitapta toplanacağını ve İngilizce’ye çevrileceğini belirten Gürün, kitapta eski fotoğraflar, mekan odaklı resimler, çeşitli belgeler mimari çizimlerin yer alacağını anlattı. Gürün, şunları söyledi:
"Özellikle Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde İngiliz, Fransız ve İtalyan sanatçıların sıkça turneye geldikleri Beyoğlu tiyatroları, Ermeni ve Türk sanatçıların yetiştiği Direklerarası-Şehzadebaşı gibi belli tiyatro semtlerinin incelenmesi kentin çok kültürlü yapısını ortaya çıkaracaktır. Bugün dünyanın belli başlı kentlerinde tiyatrolar o mekanlar üstüne yapılan araştırmalarda varlıklarını koruyorlar. Bu anlamda proje bu eksiği giderecektir. Daha önceden tiyatrolar üzerine çeşitli çalışmalar yapılmış. Ancak bizim çalışmamız daha detaylı ve derinlemesine olacaktır."
Tiyatronun yok olan veya yok olmaya yüz tutan mekanlarını saptamayı, mevcut mekanlarla birlikte tiyatro bölgelerini belirlemeyi ve genç kuşakların en azından bu değerlerle yüzleşmesini sağlamayı istediklerini vurgulayan Gürün, bir kentin sanatsal kimliğini oluşturan unsurlardan biri olan tiyatronun dünü ve bugünü ile özümsemek ve özümsetmek, tiyatronun kalıcılığını her anlamda vurgulamak ve tiyatronun gelişimini farklı bir açıdan inceleyeceklerine işaret etti.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetmeni Dikmen Gürün, Türkiye’de tiyatro yaşamına bilimsel ve kültürel bir katkıda bulunmak ve elde edilecek sonuçların geleceğe bir belge olarak kalmasını sağlamayı amaçladıklarını sözlerine ekledi.