04.04.2019 - 11:11 | Son Güncellenme:
Bir döneme damga vuran 'Gelinim Olur musun'un 'Semra Kaynana'sı, Kanal D ekranlarında yayınlanan '2. Sayfa' programına konuk oldu. Oğlu Ata’nın vefatından sonra zor günler geçiren Semra Yücel, bilinmeyenleri anlattı.
"O yıllarda hiçbir güzellik yaşamadım. Ebru Akel limuzine bindiğimde ‘Semra Hanım ne hissettiniz?’ dedi. Büyük ablam evlenirken, eniştem limuzinle gelin almaya gelmişti. Ben bunu televizyonda görmüş bir ailenin çocuğu değilim. İnanın her şeyin artılarını görmüş bir ailenin çocuğuyum."
"Televizyonda manevi olarak da, maddi olarak da çok şey kaybettim. Başta İstanbul’da bir evim vardı, yok pahasına bir milyar taksitle evimi sattım. Neden sattım, evde duramıyordum. Oğlum vardı evin içinde duramıyordum. Helal olsun, gönülden gelerek sattım, güle güle otursun alan ama üzüldüm. Şimdi yok mu? Allah’a şükür iki evim var, üçtü birini sattım, iki kaldı. Tekirdağ’da yaşıyorum.
"Kader diye bir şey var Allah bizim akıbetimizi bilerek oraya çağırdı. Ama insanlarda ne denli bir nefret var biliyorum. Ben her şeyin farkındayım Allah’ın adaleti şaşmaz."
"Oğluma bu şekil vesile olan kişiler müebbet hapse çarptırıldı. Allah’ın adaleti şaşmaz. Allah herkesin adaletini bu dünyada veriyor. O yarışmaya katılmam oğlumun istediğiydi. Kader diye bir şey var. Olacakla öleceğe mani olamıyorsun."
"Evlatlarımdan memnunum mükemmel insanlar. O gün oğlumu gönderirken içime kötü bir şey doğmadı. Onlar beni çağırmıştı sunuculuk için, ben de ‘oğlum sen git benim yerime’ dedim. Oğlum gitti. Belki de bendim hedef bilemiyorum."
"Şöyle diyorlar; ‘Buldu parayı kötü madde kullandı, öldü gitti.’ Bizim yaşantımızda öyle bir olay yok. Ata çok düzgün bir çocuktu, çevresi de aynı şekilde. Cuma namazını kıldı, sonra da işe gitti."
"Takdiri ilahi, ne olacağımızı biliyor muyuz? Ben sadece bu olayın Allah’tan geldiğine inandım. Ata’nın çevresinde kötü insanlar yoktu, olağanüstü bir yaşantıya sahip bir çocuktu. Akşam oldu mu ben çocuklarımı evime toplardım."
"Acı haberi doktor verdi. Beni bir doktor bey aradı henüz ölmemişti, iki saat sonra vefat etti. Bu şekilde öğrendim."
"Şu an iki kişiden bahsediyorum, Allah’ın adaletinden korksunlar. Benim en yakınım olan insanlar. Allah’ın adaleti varsa siz daha bin beter olacaksınız! Artık bitti, ben de sizi bağışlamıyorum. Allah yardımcınız olsun. Evet, en küçük ben olabilirim içinizde ama ikiniz de artık topraktasınız. Ne davranışlarınız, ne duruşlarınız ne de manevi duygularınız… Allah sizi affetmesin."
"Ata vefat ettikten sonra Sinem beni hiç aramadı. Sert gibi görünürüm, ama değilim. Şu var ki Sinem iyi bir kız çocuğu, iyi kalpli bir insan ama uyuşamadık. Sinem bana kırgın değil, ben de ona kırgın değilim."
"Hiçbir zaman ‘oğlum Sinem’le evlenirse bar köşelerinde öldürülür’ demedim. Kesinlikle böyle bir şey yok. Sinem istediği yere gidebilir, bu kimseyi de ilgilendirmez. Ama tekrar ediyorum ben kesinlikle ve kesinlikle böyle bir şey demedim."
"Kızlar yarışmaya oynamaya gelmişti, biz ise dinlenmeye. Oğlumu da beni de hayat çok yormuştu, yarışmaya girdikten sonra ne olduğunu öğrendik orada. Sonradan öğrendim, şimdi şimdi anlıyorum. O yarışmada sevgi yoktu. Hale ile Ahmet evlendi, çok kısa süre sonra ayrıldı. Evi arabayı alalım, sonra da boşanalım. Evlilik bu değildir."
Semra Yücel'in açıklamalarının arından programa telefonla bağlanan Sinem Umaş, kendini şu sözlerle savundu:"Semra Hanım yalan atıyor, benim programda iç çamaşırım görünüyor diye millete rezil etti. Kendisini lütfen melek göstermesin. Yarışmadan sonra program sunan ve program program gezen kendisi değil miydi?"
"10 yıl sonra ilk kez konuşuyoruz. O zaman 19 yaşımdaydım ve kendimi savunamıyordum. Benim iç çamaşırıma kadar konuştu, canlı yayınlarda rezil etti ama ben ona saygıda hiçbir zaman kusur etmedim."
Kaç sene geçti, o zamandan bu zaman kadar bir kez bile ‘Sinem’i kırdım, özür dilerim’ demedi. Ben o zamanlar net hatırlıyorum bana yapmadığınızı bırakmadınız. Kendi kızı da var, bir anne başka bir annenin kızını bu kadar rezil eder mi? 15 yıl geçti bir kez bile özür dilemedi. 2O genç bir kız ben onun kalbini kırdım’ demedi."
"Semra Hanım o dönem beni kötü gösterdi. Ama hala ‘Ben Sinem’i kırmadım, özür de dilemiyorum. Asla da dilemem’ diyor. Ben de kendisine asla hakkımı helal etmeyeceğim. Kendisine hiçbir şekilde saygısızlık yapmadım. Ata’nın vefat ettiği günün ertesi günü gittim evine. Bana sarıldı, ‘Senden çok özür diliyorum, beni affet et’ dedi."
Sinem Umaş'ın açıklamalarına Semra Kaynana'nın cevabı ise şu şekilde oldu: Pijama olayı doğrudur. Şeffaf bir pijamaydı, ‘Kendisine dikkat et, bunu giyme içi görünüyor’ dediğim doğrudur. Cenazeye geldi kendisi. Ama ben ondan özür falan dilemedim, dilemeyeceğim de."