Etiler, küllerinden doğmaya devam ediyor. Geçen hafta Etiler’in nasıl yükselişe geçtiğini söylemiştim. Dediğimde yanılmamışım. Bugünlerde bir Fenix çılgınlığı yaşanıyor. Herkesin dilinde bir Fenix’tir gidiyor. Özellikle hafta sonları ahali, burada sosyalleşmek için yarış halinde. Haliyle yer bulunamıyor. Yer bulunamadıkça daha çok merak ediliyor.
GQ’nun yerinde bir ay önce açılan Fenix, şehirdeki beyaz yakalıların yeni oyuncağı olmuş diyebilirim. Hafta sonları, restoranı bir kulüp havasına sokuyorlar. Masalar kalkıyor, yerine stantlar filan geliyor.
GQ, ilk açıldığında Şamdan’a rakip gösterilmişti. Fakat bırakın Şamdan’a rakip olmayı kısa bir sürede tarih oldu. Fenix ise tam Şamdan’ın rakibi durumda. Aliye Turagay, Beyoğlu’ndan sonra Etiler’in ruhunu fena halde çözmüş durumda.
Geçen cuma hiçbir mekanın “Yer yok” diyemeyeceği çok önemli bir işadamı, burada yer bulamayınca Nusret’te yemek yemiş ve bar saati tekrar Fenix’e gelmiş.
Şu sıralar Fenix’e gitmeyeni adamdan saymıyorlar. Hadise şimdilik böyle cereyan ediyor. Bir ay sonra İstanbul’un yazlık yerleri açılacak, o zaman Fenix bu trendi korur mu bilmiyorum.
BEBEK’iN GÜNDEMi MALUM VALE OLAYI
Geçen salı akşamı Lucca’yı mesken tuttuk. Lucca Lucca olalı burada bu kadar uzun zaman geçirmemiştim. Malum Lucca’ya gidip de ayakta dikilmemek olur mu? Buranın şanındandır ayakta sosyalleşmek.
İmdada Lucca’nın işletmecisi Turgay yetişince oturacak bir yer bulundu.
Bebek’in mevzusu ise malum vale olayı, Ece Sükan ve eşinin Bebek Balıkçısı’nın valeleleriyle birbirine girmesi... Bebek şu sıralar valeleriyle anılır oldu.
Mevzuya nereden bakarsanız bakın, yaşanan olay çirkin, hele ki yanında eşi olan birinin üzerine birkaç kişinin çullanması racona tamamen ters. Ne olursa olsun küfür de, hakaret de etse birinin yanında kadın varsa, biraz daha alttan alınır. Malum tüm erkekler kadınlarının yanında aslan kesilir.
Yılların Bebek Balıkçısı’nın adı böyle bir olayla anılmasa iyi olurdu ki valeleri de kibar adamlardır. Belli ki iki tarafın da tahammülsüz bir gününe denk gelmiş.
Fakat ne olursa olsun, Bebek’teki esnafın daha dikkatli olması gerekiyor. Malum işleri insanla ve sabır en önemli sırrı bu işin. Öyle bir algı oldu ki valeler üzerinde, ahali arabasını vermeye korkuyor artık. Verenler de kibar mı kibar davranıyor korkudan.
LİMONLU LEVREK
Hemen söyleyeyim Lucca’nın sahibi Cem Mirap’ın, Zorlu’da açacağı yeni mekanı Cantinery bu ayın sonunda
nihayet gün yüzüne
çıkıyor.
Lucca için her zaman “Piyasa yeri” deriz. Lucca’nın yemekleri de en az barın kokteylleri kadar popüler. Zaten sadece ismiyle değil barından çıkan kokteylleri, mutfağından çıkan yemekleri ve servisi sayesinde Lucca çok başarılı.
Açıldığı günden bu yana mönüsünden çıkmayan bir yemeği var. Limonlu Levrek buranın demirbaşı, asla mönüdeki yerini kaybetmiyor.
Salı gecesi neredeyse beş saat boyunca Lucca’daydım. Nişantaşı’nda görmeye alışkın olduğum ne kadar tanıdık varsa o akşam benim gibi Lucca’yı mesken tutmuş durumdaydı.
Oturup sağı solu kesmek, geleni gideni izlemek, sözün doğrusu piyasa yapmak pek şahane bir şey.
Bundan böyle Lucca’da haftada bir piyasa yapıp olanı biteni anlatmaya karar verdim.
“YATAĞIM İYİDİR”
Durun hemen aklınıza başka bir şey gelmesin sakın. Burada sosyalleşirken yatak modacısı Cem Akın’la tanıştım. Kendisi yatak terzisi, öyle isimlerin yataklarını yapmış ki... Sadece evlerine değil, teknelerine yatak yapıyormuş.
Cem Akın kişiye özel yatak yapıyor. Kendisi aslında bir uyku uzmanı, tamamen doğal malzeme kullanıyormuş. Doğal derken, at yelesi filan kullanıyormuş. Ne kadar sıkıştırsam da kimlere yatak yaptığı bir türlü söyletemedim.
Anlaşılan sosyetede gizli bir yatak modası varmış da yeni haberimiz oldu. Ha, bu arada Cem Akın’ın yaptığı yataklar neredeyse araba fiyatında, 15 bin TL’den başlıyor. Neredeyse tüm sosyetenin yataklarını yapan Cem Akın,“Yatakta iyiyim” diyor.
Aman Cem Bey, malum Türkçe oynak bir dil. Siz siz olun işinizle ilgili böyle yerlere çekilecek laflar etmeyin!
BUGÜNÜN PARTiLERi
Maçka’daki Chocolate’da bir süredir perşembe partileri düzenleniyor. Geçen hafta şöyle bir uğradım. Geceyi Chocolate’da bitirdim. Hani yolunuz Nişantaşı’na düşerse, bir uğrayın.
Bu arada öncesinde Salomanje’nin Taş Plak partisine bir uğrayın, kulağınızın pası silinsin, eski şarkılarımızla.