Son günlerde balık restoranlarından çıkmaz oldum. Bünye muhabbet istiyor. Hafta içi Türkbükü’ndeki Ship A Hoy’un bu yıl yeniden hizmete giren restoranındaydım.
İstanbul’a dönüş öncesi sahilde oturup sadece saatlerce konuştuk. Bugünlerde ihtiyacımız olan tek şey konuşmak ve birbirimizi anlamak olmalı.
Kimsenin kimselere tahammülü yok memlekette, yolda yürürken herkes birbirine o kadar kötü bakıyor ki... Taksiye biniyorsunuz, taksiciler barut gibi... Mutsuzluk içimize işlemiş durumda. Hal böyleyken, İstanbul’un geceleri ne alemde derseniz...
Herkes bir kaçış içinde, kimseler eğlenmiyor, sadece kendilerini sokağa atmış durumdalar.
Memlekette yaşanan olaylar sonrasında özellikle gece kulüplerine rağbet yok gibi. Ahali yemeğe vermiş durumda kendini.
KADİR USTA MUTFAKTA
Gelelim Ship A Hoy’a... Mutfağın başında Kadir Usta var. Bir adamın elinin lezzeti olmaya görsün; en basit salatayı bile bambaşka bir lezzet kavuşturabiliyor.
Kalamarın ızgarasını yapmak, hele ki çöp şişe dizerek yapmak her şefin yapacağı bir şey değildir. Evet, oldukça basit bir yemek gibi görünür. Kalamarı dilimle, şişe diz ve ızgaraya at...
FUTBOL MUHABBETİ GİBİ
Aslında en zoru basit olan yemeği yapmaktır. Çünkü o yemek hakkında herkesin bir fikri vardır. Tıpkı memleketteki futbol muhabbeti gibi, herkesin bildiği yemeği hazırlamak.
Bu yüzden şefler çok genele yayılmış yemekleri menüsüne koymak istemezler. Eleştirilmekten korkarlar. Kalamar ızgara, közde patlıcan, pilaki, şakşuka gibi mezelerin, yapımı çok basit olsa da bir malzemesini eksik ya da fazla kaçırırsanız bitti gitti....
MENÜSÜ ÇOK SADE
Ship A Hoy’un mutfağı en sade menüye sahip. Basit ve yalın, ama bir o kadar da damakta iz bırakıyor. Bu yaz Ship A Hoy’un eğlencesinden çok yemek ve ambiyansının gündeme geleceğinden eminim.
Eğer yolunuz Bodrum’a düşerse Kadir Usta’nın yemeklerini mutlaka deneyin derim.
İSTANBUL’A İKİ MEKAN DAHA
Bu hafta İstanbul’da iki yeni mekan arz-ı endam etti. Birincisi; Boğaz’da, Gazi ve Bilal Ateş’in Sortie içinde açtığı Chef Meze.
İlk yemek akşamı oradaydık. Sortie’nin içindeki en şık mekan olmuş. Ateş Kardeşler, çok uzun yıllar İzzet Çapa’yla birlikte çalıştılar. Çapa’nın açtığı tüm mekanların yemekleri onlara emanetti. Hatta bir süre sonra Çapa’yla Ateş Kardeşler ortak oldu.
Geçen aylarda da yollarını ayırdılar. Ateş Kardeşler’in kış boyunca sesi soluğu çıkmadı, meğer Sortie’nin içinde yeni bir restoran hazırlıkları içindeymişler. Chef Meze tam bir balıkçı meyhanesi. Boğaz’ın kıyısında olunca da keyifli bir mekan haline gelmiş.
Balık mostrası, barı ve meze dolabıyla tam bir balıkçı olmuş çıkmış Chef Meze. Ateş Kardeşler de takmış önlüklerini önce yemekleri yapıp, sonra servis ediyorlar.
İlk restoranlarında oldukça enerji sarf ettikleri gözümden kaçmadı. Ateş Kardeşler, işlerini çok ciddi yapıyorlar. Bunun da başarıyı getireceğinden hiç şüphem yok.
Fransa’nın meşhur şarküteri mekanı Fauchon ise, Anadolu yakasındaki Akasya AVM’nin içinde hizmet vermeye başladı. Fauchon’a henüz yolum düşmedi, ilk fırsatta gidip daha detaylı bilgiler vereceğim.
HAFTANIN TOP 5’İ
1-FENIX: Geçen hafta mekanda yer bulamayanların sayısı bir hayli fazlaydı. Fenix tam yaz başında açıldı. Şu sıralar İstanbul’un en popüler yerlerinden biri. Hem yemek hem de bar bölümüyle...
2- NOPA: Nişantaşı’nın en yenisi, mekan bahçesi nedeniyle
çok ilgi görüyor. Nopa, geçtiğimiz haftanın en iyi iş yapan restoranı oldu.
3-SESS: Önümüzdeki günlerde Türkbükü sahillerini de eğlendirecek olan Sess, haftanın ilk beş mekanı arasına girmeyi başardı.
4- D-LUX: Nişantaşı’na geç saatlerde eğlenme alışkanlığını kazandıran D-Lux, bu hafta da listeye girmeyi başardı. Özellikle hafta sonları D-Lux’te adım atacak yer olmuyor.
5- ZIPKIN: 2013’te adını en çok duyurmayı başaran ender balıkçılarından biriydi. İstanbul’un
en modern balıkçılarından Zıpkın, bu haftanın en iyi balıkçısı oldu.