Ersin Süzer

Ersin Süzer

esuzer26@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İnsanın neşesi kaçmaya görsün; gözü hiçbir şey görmez olur. Yaşananları gördükçe tarifsiz bir keder kaplar içini.
99 depreminde sabaha karşı beton sesleri arasında, depremin bitmesini beklediğim günlere geri döndüm. Deprem bittiği an, merdivenleri nasıl indiğimi hâlâ hatırlamıyorum.
Tüm iletişim kesilmiş, memleket ne durumda bilmiyorduk. Telefonlar bile çalışmaz haldeydi.
Yıl 2014... Memleket, ilk gece yine binlerce metre aşağıda yaşananların farkına varamadı ama sabah uyandığımızda, acı tabloyla karşılaştık.
Günlerdir her an Soma’yla yatıp Soma’yla kalkıyoruz. Ve yine çaresiz, yine savunmasız öylece izliyoruz olup biteni. Her geçen gün can kaybı artıyor.
Sıkışıp kalmanın çaresizliğine şahit olan memleket, bir kez daha çaresizlikten yitip giden canları canlı canlı izliyor.
Madende dumandan boğulan yüzlerce canın sorumlusu kimdir? Kim suçludur? Önlemler alındı mı? Alınmadı mı? Kafada yüzlerce cevap bekleyen soru var. Tıpkı 99 depreminde olduğu gibi.

HERKES AHKAM KESTİ DURDU
Daha geçen haftaya kadar, madende çalışanların sorunlarından haberdar bile değildik. Çizmesi örtüyü kirletecek diye çıkarmak isteyen; o koca yürekli, naif insanların neler yaşadığını bilmiyorduk.
Geçen haftaya kadar bırakın selam vermeyi, yolda işçi görse yolunu değişterecek sosyal medyanın delikanlıları, sahte ahkâmlar kesti durdu. Ayaklarına kurban olanlar mı istersiniz, çizmesini öpenler mi... Yahu memleket olarak bu kadar mı sahte duygular taşır olduk. Yoksa insan olduğumuzun mu farkına vardık birden?
Yüzlerce kişinin ölmesi mi gerekiyordu iş güvenliğini tartışmak için. Memlekette önlem almak için mutlaka can mı vermek gerekiyordu?
Yıl olmuş 2014; “Bir müsibet bin nasihattan iyidir”mi diyeceğiz?
Gereken önlemi almayıp, her olay sonrası hep kaderci mi olacağız?
Günler geçiyor hâlâ madenden insanların çıkarılmaması akıl almaz bir şey.
Hiç kusura bakmayın, memleket yastayken eğlencenin ‘E’sini anmak hiç içimden gelmiyor. Akıl tutulması yaşıyorum. “Aman bizim hayatımızın çok dışında, üç günlük yas tuttuk hadi hayat devam ediyor” diyemiyorum. Üzgünüm, tedirginim, huzursuzum...

HAYAT DEVAM EDİYOR AMA...
Yıl olmuş 2014; memleketin neresinde ne yaşanıyorsa, artık anında evimize hayatımıza giriyor, öyle uzaktan bakıp, hayatımıza devam edemiyoruz.
İşte bu yüzden memleketin neresinde yürek yakan bir olay olsa, yetkililer gereğini yapmak zorunda. Toplumun vicdanını rahatlatmak zorundalar!
Cuma günü, gece hayatındaki son durumu yazdım. Gece hayatı, eğlence dediğimiz hadise, memlekette yaşanan her şeye anında tepki gösterir. Memlekette yaşanan her şey gece hayatına anında yansır. Bu hayatın yatırımcıları, çalışanları, emek verenleri memlekette yaşanan hiçbir olaya duyarsız kalamaz.
İstanbul gece hayatının sessizliğe bürünmesi kadar doğal bir şey olamaz.
Memlekette yüzlerce kişi canını yitirdiğinde, kimsenin aklına eğlenmek gelmez. Gece kulüpleri sahipleri de memlekette yas varken, ne müzik yapmak ister ne de gece kulübünü açmak ister.
Bu kadar üzücü bir
olay varken, gecelerden haber vermek hiç mi hiç içimden gelmedi.
Gelemezdi de.
Hayat devam ediyor ama olup biteni görmezden gelerek devam edemez!