Tansiyon denince akla genelde yüksek tansiyon gelir. Hep hipertansiyon yani yüksek tansiyonun sebep olduğu olumsuzluklardan bahsederiz. Hipotansiyonu yani düşük tansiyonu pek hastalık gibi görmeyiz. Evet aslında biz kardiyologlar yüksek tansiyonu pek sevmeyiz. Çünkü bu hastalık kalp-damar başta olmak üzere kalp kası, böbrek, beyin ve gözde önemli komplikasyonlara yol açabilir. Ayrıca kalp-damar sağlığıyla, ritim bozukluklarıyla ilgili birçok ilaç aynı zamanda tansiyonu da düşüren ilaçlardır. Kalbin iş yükünü de azaltan bu ilaçların kalp hastalıklarının tedavisinde geniş bir yeri vardır. Şimdi gelin sıcak havada vücudumuzda neler olur hep birlikte inceleyelim.
Damarlar genişler
Vücudumuzda ısı dengesini sağlayan merkez beyinde hipotalamusta bulunur. Sıcaklık artışı olduğu zaman vücut ısısını dengelemek için özellikle cilde yakın damarlarda genişleme meydana gelir. İşte bu yüzden sıcak havada kalınca, hatta kışın da sobanın karşısında oturunca cildimiz kızarır. Sıcağı görünce yanaklarımız pembe pembe olur. Bunun sebebi cilde yakın damarların genişlemesi ile içinde dolaşan kanın verdiği kırmızı renktir. Vücut cilt yoluyla ısı alışverişini artırıp bu sayede serinlemeye çalışır.
Kalbin iş yükü artar
Genişleyen damarlara da kanı pompalama işi kalbe ait olduğundan sonuçta kalbin iş yükü artar. Bu nedenle kalp yetersizliği olan hastalar sıcak havadan olumsuz yönde etkilendikleri gibi sıcak ve nemli havada bu etki daha da artar. Kalp yetersizliği belirtileri belirgin hale gelir.
Ter ile sıvı ve mineral kaybı olur
Vücut sıcaklığını ayarlayan hipotalamustaki bu merkez, aslında bir termostat gibi çalışır. Çevre ısısına bağlı olarak vücut ısısı arttığında yüzeye yakın damarların genişlemesinin yanı sıra ciltte terlemeyi sağlayarak da tedbirini alır. Bu vesile ile serinlemeyi planlayan vücudun bu amacı bazen sıcaklıkla beraber ortamdaki nemin de fazla olması nedeniyle sekteye uğrayabilir. İşte bu nedenle nem oranı yükseldikçe hissedilen sıcaklık da artar ve daha çok rahatsız oluruz. Ter ile sıvı elektrolit yani tuz, mineral kaybı da olur. Minerallerdeki bu denge bozulunca bazı istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Örneğin özellikle sodyum mineralinin kaybıyla daha da tetiklenen tansiyon düşmeleri ve buna bağlı baş dönmesi halsizlik belirtileri olabilir. Bu şikayetler yaşlı kimselerde, şeker hastalarında, zayıflayayım diye az tuz tüketenlerde, idrar söktürücü alanlarda, tansiyon ilacı kullananlarda, özellikle de sıcak havada daha belirgin olarak ortaya çıkar.
Çarpıntı ve aritmilere başlar
Sıcak havada kaybedilen mineraller nedeniyle kalpte bazı tehlikeli aritmiler ortaya çıkabilir. Özellikle terle beraber kaybedilen sodyum, potasyum ve magnezyum bu açıdan önemlidir. Sodyum kaybı aşırı halsizlik ve tansiyon düşüklüğüne yol açabilir. Kan basıncındaki düşüklük sebebiyle dakikada aynı miktar kanı pompalamaya çalışan kalp nabız sayısını arttırarak çarpıntıya sebep olur. Bu minerallerin kaybı bazen basit bir baş dönmesine de sebep olabilir bazen de kalbi durduran ciddi ritim bozukluklarına da sebep olabilir. Sağlıklı kişilerde çoğu zaman daha kolay tolere edilebilen bu mineral eksikliği kalp hastalarında, idrar söktürücü kullananlarda, özellikle de aritmi problemi olanlarda ciddi sonuçlara neden olabilir.
Ortostatik hipotansiyon
Tıpta ortostatik hipotansiyon olarak bilinen bir tür tansiyon düşüklüğü yatak istirahatinden ya da oturur vaziyetten birden kalkınca olan geçici tansiyon düşüklüğüdür. Pozisyonla ilgili olan bu tansiyon düşüklüğü ile beraber baş dönmeleri de görülür. Bunun sebebi aniden kalkınca yerçekiminin etkisiyle kan yukarı beyine hemen tam anlamıyla ulaşamaz aniden az kan gelince baş dönmesi olur. Ancak kısa süre sonra toparlar ve hemen geçer. Yaz sıcağında ya da sıcak ortamda terle çok su ve mineral kaybedince, yeterince su içmeyince, özellikle idrar söktürücü tansiyon ilacı, damar genişletici ilaç kullananlarda bu olay daha kolay gözükür.
İleri yaşta, damar duvarı esnekliği bozulmuş hastalarda, arteriyoskleroz (damar sertliği) olan hastalarda, diyabet hastalarında ortostatik hipotansiyona eğilim fazladır. Ortostatik hipotansiyon özellikle de sıcak havalarda beliren fizyolojik değişikliklerle daha da kolay ortaya çıkar. Bu nedenle sıcakta hele bir de güneşin altında uzun süre oturduğumuzda ya da uzandığımızda birden kalkınca başımız kısa bir süre için dönebilir hatta hafif ve kısa süreli bir göz kararması bile yaşayabiliriz. Bu belirtiler ne kadar uzun süre uzandığımızla ve terle kaybettiğimiz mineral ve sıvı miktarıyla değişebilir. Bu nedenle özellikle yazın bol sıvı tüketmemiz kaybedilen mineralleri de çeşitli sebze ve meyveleri tüketerek karşılamamız gerekir. Zaten yaz meyveleri o kadar çeşitli ve güzeller ki, ‘seç, beğen, ye’ türden...
Pıhtı olayları sık görülür
Su kaybı nedeniyle yoğunluğu artan kan pıhtılaşmaya yatkın hale gelir. Kolayca oluşan pıhtı sebebiyle damar tıkanıklıklarında artış gözlenir.
NELER YAPMAMALIYIZ?
İdrar söktürücü ilaç kullananlar dikkat etmeli: Yüksek tansiyon, kalp yetersizliği ya da daha farklı bir sebepten idrar söktürücü ilaç alanlar mutlaka doktorlarına danışarak sıcak yaz aylarında bu ilaçların dozlarını yeniden düzenletmeleri gerekir. Zira zaten terle beraber su ve mineral kaybı yaşandığından bir de ilaç sebebiyle artan idrarla bu kayıp daha da fazla olur. Ağır spordan kaçınmalı: Her ne kadar açık havada yapılan sporları sağlık açısından olumlu aysak da sıcak havada, güneşin altında özellikle ağır sporları hiç tavsiye etmeyiz. Zaten vücudumuz da buna izin veremez çabuk yorulur.