Geçtiğimiz sene ilki gerçekleştirilen BASE, bu yılki edisyonuyla soğuk kış günlerine renk getirdi. Ülkenin dört bir yanından yeni mezun genç sanatçı adaylarına görünürlük imkanı sunan platform, 20 farklı şehirdeki 30 üniversiteden, 94 sanatçının yapıtını Galata Rum Okulu’nda aynı çatı altında buluşturuyor. Mehmet Güleryüz, Refik Anadol, Taner Ceylan, Alev Ebuzziya, Hale Tenger, Ferhat Özgür ve Ali Akay gibi önemli isimlerden oluşan kurulun seçkisini çok beğendim. Çağdaş sanat ortamımıza girmeye hazırlanan yeni neslin elinden çıkmış 105 yapıt; resim, seramik, video, heykel, yerleştirme, fotoğraf, baskı, cam ve grafik tasarım gibi geniş bir yelpazede çeşitleniyor.
‘Evim Nerede?’
Metal, kağıt heykel, desen ve kumaş gibi farklı tekniklerdeki işlerin görsel uyumuyla beni büyüleyen odadan çıkıp, bir üst kata yönelince, Umut Kanbak’ın ‘Evim Nerede?’ sorusundan hareketle ürettiği video ve tel konstrüksiyon yerleştirmesi gözüme çarptı. Beni en çok etkileyen ise Umut Bişirici’nin beton dökülmüş bavulları oldu. Göç ve köken konularına bu denli yalın ve çarpıcı bir bakışla yaklaşmak kesinlikle takdire değer. Metin Alper Kurt’un inşaat malalarıyla yaptığı ironik duvar işi ve Satuk Buğra Yıldırım, Halil Can Akbulut, Hüseyin Tarık Turhan üçlüsünün imzasını taşıyan ‘Kalk’ isimli video, serginin diğer başarılı çalışmaları bana göre... Gamze Eryaşar’ın tuval üzerine fototransfer serisiyle, Aytuğ Aykut’un eski kitap kapakları ve doğal pigment boyalarla ürettiği serisi, görsel zenginlik ve uyum açısından doyurucu.
Son bölümde ise Ilgın Kahyaoğlu’nun köy enstitülerini referans aldığı ve eğitim sistemini sorguladığı kitap heykelleri mutlaka incelenmeli. Kadın cinayetlerini özgün bir ifade diliyle konu edinen, Bilge Uğur Sivuk’un ‘294’ isimli seramik yerleştirmesi ve ölümlerin sayılara indirgenmesi gerçeğine eleştirel bir dokunuşla vurgu yapan Elif Demiröz’ün çalışması, serginin can yakıcı işlerinden diyebilirim. Bu yıl ki edisyonun, geçtiğimiz yıla nazaran çok daha üst düzey olduğunu söylemek mümkün. Özellikle gençlerimizin toplumsal gündemimize duyarsız kalmamaları ve sanatsal üretimin düşünsel kaynakları adına gösterdikleri farkındalık, beni çok mutlu etti. Değerli isimlerin konuşmacı olarak katıldığı panel serisini de takip etmenizi öneririm. Gençleri desteklemek ve yeni nesil üretimlerin nabzını tutmak için 23 Aralık’a dek mutlaka görmelisiniz.