Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Vine, YouTube, Instagram, Facebook, Twitter veya TikTok’ta fenomen olup iyi para kazananların, zamanla kendi mecralarının dışında varlık gösterme çabalarının altında yatan nedir?
YouTube’da şöhret olup, paraya para demeyen bir YouTuber, Instagram fenomeni veya dijital platformların diğer şöhretleri niye oyunculuğa, şarkıcılığa veya ticarete soyunur?

FENOMENLİK KESMİYOR MU

Kendi mahallelerinde yeterince şöhret ve para sahibi olanların, başka mahallelerde de tanınma çabası mıdır bunun sebebi?
Sadece abone ve takipçileri tarafından tanınmak fenomenleri niye kesmiyor?
Amaç her alanda daha çok görünür olmak ve tanınmak mıdır?
Yoksa bütün mesele su akarken testileri doldurmak, daha çok para kazanmak mıdır?
Bu konuda yapılmış akademik bir çalışmaya rastlamadım henüz. O nedenle Sabah Pazar’da Mehmet Bediroğlu’nun ‘Fenomenlik kesmiyor, gözleri daha yükseklerde’ dosya haberini ilgiyle okudum.
Dijital dünyanın fenomenlerinden Kafalar (Bilal Hancı, Atakan Özyurt, Fatih Yasin), Alper Rende, Betül Çakmak ve Duygu Özaslan’ın konuya dair anlattıklarında ‘öz güven patlaması’ dışında ortak bir payda yok. Herkesin gerekçesi farklı.
Özaslan, “Etkileme gücümü başka alanlarda kullanmak istiyorum” derken, Kafalar’a göre “Daha büyük kitleler için sosyal medyanın ötesi gerekebiliyor.”
Fenomen olduğu Vine kapanınca YouTube’a geçen Alper Rende, ‘Çılgın Koleji’ ve ‘Sar Başa’ filmlerini çekmesinin sebebini şöyle açıkladı:
“Vine döneminden sonra hayalim oyuncu olmaktı. İki sene eğitim aldım, birçok reklamda oynadım, ama iyi bir film nasip olmadı. YouTube sayesinde oyunculuk hayalimi gerçekleştirdim, mutluyum.”
Çiçeği burnunda YouTuber Betül Çakmak, henüz farklı mecralarda şansını denemediğini, oyunculuk veya şarkıcılığı ilerleyen zamanlarda dönemin şartları gerektiriyorsa yapmayı düşündüğünü söyledi.

 

‘BEN TEKNEDE EĞLENİRKEN ONLAR BENİ KONUŞUYOR’

Fenomen Duygu Özaslan, bu yaz bir plajda duş alırken çekilen fotoğraflarıyla sosyal medyasında kullandıkları arasındaki fark nedeniyle bir hayli gündem oldu. ‘YouTuber’ım, her şeye varım’ haberi sayesinde Özaslan’ın artık hakkında çıkan haberleri izlemediğini ve okumadığı ortaya çıktı. Ona göre bunun sebebi şu:
“Son birkaç ay geleneksel medyada çok fazla gündem oldum. Neredeyse her gün magazin programlarına çıktım ve bunlar benim için çok yeni. Ama artık izlemiyor ve okumuyorum, buna da alıştım. Çünkü bir gün hakkımda çıkan bir fotoğrafa bakarken şunu fark ettim. Ben şu anda arkadaşlarımla bir teknede eğleniyorum ve çok mutluyum, onlar ise benim fotoğrafımı konuşuyor. Bu benim gözümü açan andı.”

Haberin Devamı

FENOMENLİK KESMİYOR MU

COVID-19’LA GELEN ÖLÜMCÜL TEHLİKE

Covid-19’dan 19 günde zor kurtulduktan sonra bu konuda ciddi bir algıda seçicilik başladı bende.
13 Eylül Dünya Sepsis Günü’nde, her biri farklı alanda uzman hekimlerin kurduğu 13 derneğin yayınladığı ortak bildiri mesela...
‘Sepsis’ ne mi?
Enfeksiyonla savaşta vücudun bağışıklık sistemi çökünce sepsis ortaya çıkar ve hasta organ yetmezliğinden ölür. Dünyada her
3-4 saniyede bir kişinin ölüm sebebi sepsis...
Başkanlığını Prof. Dr. İsmail
Cinel’in yaptığı Türk Yoğun Bakım Derneği’nin bir araya getirdiği
12 dernek başkanı hekimin imza attığı ortak bildirideki 13 önerinin özeti şu:
Sepsisten ölümleri azaltmak için pandemi kurallarına sıkı sıkı uymak şart. Koronavirüs, vücuttaki programlanabilir hücre ölümünü tetikliyor çünkü.

FENOMENLİK KESMİYOR MU

GÜNÜN SÖZÜ

“Bir kadın hem zeki hem kıskanç olursa, iki kadın haline gelir ve bu bir felakettir işte!” (Dostoyevski)